Anasayfa
13-03-2023
Kayıt dönemi, Azınlık okulları, algı operasyonu ve Batı Trakya Türk Azınlığı
İlkokullara kayıt dönemi devam ediyor. 1 Mart'ta başlayan kayıt dönemi 20 Mart pazartesi gününe kadar sürecek. Bu süre zarfında üç hafta sonu ve bir gün de kandil tatilini sayarsak 20 günlük süre içinde 7 gün kayıt yapılamayacak. Dolayısıyla kayıt işlemlerinin yapılabileceği gün sayısının 13 olduğu düşünülünce aslında kayıt döneminin yetersiz olduğunu söylemek mümkündür.

Ancak asıl sorun bu değil. Malum; Türkçe ve Yunanca eğitim veren azınlık ilkokullarımız ve azınlık eğitimi, Batı Trakya Türk toplumu olarak bize uluslararası ve ikili anlaşmalarla tanınan bir hak. Fakat, Yunanistan devletinin azınlık eğitimiyle ilgili olarak Batı Trakya Azınlığına yönelik yaklaşımı ve bu konudaki politikası yıllar içinde azınlık eğitiminin kalitesinin düşmesine neden oldu.

Azınlığın eğitim konusundaki taleplerine kulaklarını tıkayan, azınlık eğitimiyle ilgili talepleri kesinlikle yerine getirmeyen ve bu konudaki tutumunu inatla sürdüren devlet, azınlık eğitiminin bulunduğu durumun sorumlusudur. Daha iyi bir azınlık eğitimi ve daha iyi bir azınlık okulu için yıllarca dile getirilen talepleri dikkate almayan hükümetler, azınlık eğitimine ve azınlık okuluna karşı negatif bir tavır içine girmiş ve bu okullara adeta "istenmeyen adam" muamelesi yapmıştır.

Bu da yetmemiş gibi, azınlık okulları aleyhine son yıllarda bir algı operasyonu başlatılmış ve azınlık eğitimi ile azınlık okullarının altı boşaltılmaya çalışılmış ve çalışılmaktadır. Bu süreç, anaokulu eğitiminin zorunlu hale gelmesiyle birlikte de hız kazanmıştır. Azınlık ilkokulu modelinde olduğu gibi Türkçe ve Yunanca eğitim verecek azınlık anaokulları açılması talebinin de reddedilmesiyle, devlet anaokullarına gitmek zorunda olan azınlık öğrencilerinin, azınlık ilkokullarından uzaklaştırılarak devlet ilkokullarına yönlendirilmesi daha da kolay hale geldi. Bu durum, en azından anaokulu eğitiminin zorunlu hale geldiği 2006 yılından itibaren büyük ölçüde sistematik hale geldi. En azından 15 yıldan bu yana da azınlık okullarının itibarsızlaştırılması ve kalitesizleştirilmesi için ve bunu azınlık insanının düşünce dünyasına sokmak için planlı bir girişim var.

Öte yandan ise azınlık okulunu destekleyen ve devam etmesini isteyen azınlık insanı ise encümen ve okul aile birlikleriyle, okullarda yapılan sosyal faaliyetlerle, kültürel etkinliklerle okullarımızı savunmaya ve eğitim kalitesinin biraz olsun yükselmesi için çaba sarf etti ve ediyor. Bu durum aslında toplumun kendi okuluna sahip çıkmak istediğinin de bir işareti.

Devlet, azınlık toplumunun eğitim sisteminin iyileştirilmesi, geliştirilmesi için yaptığı çağrılara kulaklarını tıkayarak, kalitenin düşmesine sebebiyet verdi. Son 15 - 20 yıldır ise eğitim, medya ve akademik çevrelerin yürüttüğü "azınlık eğitimi kötüdür" , "azınlık okulu kötü okuldur" şeklinde algı yaratma gayretine, hükümetler de Batı Trakya Türk Azınlığının haklı taleplerine olumlu yanıt vermeyerek bu operasyonunun parçası olmuştur. Sonuç olarak azınlık okulu ve azınlık eğitimi son yıllarda çok ciddi bir algı yönetiminin merkezindedir. Öğrenci velilerinin gözünde azınlık okulunu ve azınlık eğitimini itibarsızlaştırmak bu çabanın ana hedefidir. Yıllarca süren algı operasyonunun muhatabı olan ve azınlık eğitimine, okuluna inanmayan, azınlık okulunu yetersiz bulan, geleceği olduğuna inanmayan veliler zamanla azınlık okulundan uzaklaştı ve uzaklaşmaya devam ediyor. Devlet ise bunu başarabilmek ve hızlandırmak için her türlü idari ve bürokratik önlemi aldı. Öğrencileri köyden köye, köyden şehre taşımak gerekirse taşıdı, eğitim yılının ortasında transfer mi lazım, yaptı. Yeter ki veliler çocuklarını azınlık okuluna göndermesin. Şartlar gerektirdiğinde "bu okul azınlık okuludur, öyle yapılamaz" dendi, gerektiğinde ise "azınlık okulları da genel eğitimin parçasıdır, ayrıcalık tanınamaz" dendi. Havaya göre oyun yani. Yeter ki azınlık okulları kapansın. Bunun için adeta seferber olan kesimler oldu. Algı operasyonunun kralı yapıldı. Hem de uzun vadede. Sistemli ve planlı olarak. Biz Batı Trakya Türk Toplumunda yaşayanlar olarak buna şahit olduk. Bununlar ilgili yüzlerce örnek yaşadık, duyduk, yaşıyor ve duyuyoruz.

Peki biz ne yapacağız? Devlet ne yazık ki bizim kazanımımız olan, en önemli kurumsal yapımız olan azınlık eğitimini ve azınlık okulunu yaşatabilmemiz için toplum olarak bizim isteklerimizi, taleplerimizi duymazdan geliyor, görmezden geliyor. Azınlık okullarının erimesini uzaktan seyrediyor. Birileri de bunu ellerini ovuşturarak seyrediyor.
Bu noktada tekrar sormak gerekiyor. Peki biz toplum olarak ne yapacağız? Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı olarak en önemli kazanımımız olan azınlık eğitimi ve azınlık okulları için ne yapacağız? Öncelikle biz bu soruyu yanıtlamak zorundayız? Biz azınlık okulunu istiyor muyuz? Özellikle Türkçe eğitim istiyor muyuz? Bunun için mücadele edecek miyiz? Bu hakkımız için mücadele verecek miyiz? Yoksa koskoca bir toplum olarak uzaktan mı seyredeceğiz?

Eğer biz bir toplum isek, eğer tüm canlılar gibi bir saldırı ile karşı karşıya kaldığımızda buna karşı çıkacak refleksimiz varsa elbette bunun için, bu hak için mücadele etmek zorundayız. Buna mecburuz. Bunun kolay olmadığını çok iyi biliyorum. Toplumda bir algı oluşturan ve bunun kökleşmesi için planlı bir gayretin olduğunun farkındayım. Ancak evimiz alev almışken, her yerin yanıp kül olmasını seyredemeyiz. Bu yangına koskoca bir toplum olarak müdahale etmek zorundayız.

Bir seçim öncesindeyiz. Bizden oy isteyen azınlık adayları, siyasi partiler falan filan. Bunların azınlık eğitimi ve azınlık okulu hakkında görüşü, planı, taahhüdü nedir? Düşüncesi nedir? Topluma ve toplumun mücadelesine nasıl öncü olacaklar? Ya da gerçekten olacaklar mı? Eminin bu kayıt döneminde bizim duyduklarımızı, yaşadıklarımızı onlar da duyuyor ve yaşıyor. Peki bu konuda ne düşünüyorlar? Eminin bir görüşleri vardır.

Bir taraftan okullarımıza ve azınlık eğitimine karşı yapılan itibarsızlaştırma ve kalitesizleştirme operasyonuna dur demek, bunun için insanımıza meram anlatmak zorundayız. Öte yandan ise azınlık eğitiminin korunmasını ve iyileştirmesini devletten talep etmek ve bunun için mücadele etmek zorundayız.

Ateşi söndürmek için su taşıyan karınca mı olacağız, yoksa gibi Roma'yı yakan Neron mu olacağız?

13 Mart 2023 Pazartesi 18:50

Diğer yazılar >