Yunanistan'da seçim tarihi hemen hemen belli oldu diyebiliriz. Basında yer alan haber - yorumlara göre, nisan ayında sandığa gideceğiz. Muhtemel seçim tarihleri ise 2 , 9 veya 16 Nisan olarak konuşuluyor. 9 Nisan Pazar tarihi ise en muhtemel tarih olarak öne çıkıyor.

Sonuç itibarıyla nisan ayında Yunanistan sandık başına gidiyor. Çok büyük ihtimalle seçimde tek başına bir parti iktidar olamayacağı için Mayıs ayı içinde ikinci bir seçim yapılacak.

Batı Trakya Türk Azınlığı olarak milletvekili seçerek sesimizin mecliste olmasının önemine inandık yıllarca. Atina'ya sesimizi duyurmak için mutlaka Türk azınlık üyesi milletvekillerinin olması gerektiğine inandık ve inanıyoruz.
Ancak son yıllarda Yunanistan meclisinde temsil edilen siyasi partilerin azınlık milletvekilleri üzerinde kurduğu baskının, "azınlık milletvekilinin" önemi, rolü, gerekliliği ve misyonu konusunda toplum içinde tartışmalara ve farklı yaklaşımlara neden oluyor.

Sistem, "azınlık milletvekili" kavramını destekleyen, bunu isteyen görüşle kıyasıya mücadele ediyor. Son birkaç yıl, bu kavramı savunanlara karşı hedef gösterme, ötekileştirme, şeytanlaştırma örnekleriyle dolu.

Mevcut sistem çerçevesinde siyasi partilerin azınlık insanına ve özellikle politikacı olmak isteyen Türk azınlık üyelerine uygulaması nedir diye soracak olanlara, biraz da ironi katarak bir "kılavuz" hazırladık.

İşte, Batı Trakya Türk Azınlık üyeleri için Yunan meclisinde temsil edilen partilerde siyaset yapma "kılavuzu":

- Her şeyden önce Batı Trakya Türk Azınlığı'ndan bahsetmeyeceksin, "Türk azınlık" kelimesini kullanmayacaksın. Konuşmalarında veya demeçlerinde azınlığa "Türk" demekten ısrarla kaçınacaksın.

- Türk demenin mümkün olmadığı azınlığın, ayrımcılığa veya baskıya uğradığını söylemeyeceksin, böyle bir iddiada bulunmayacaksın.

- Batı Trakya Türk seçmeninin oylarıyla seçilmiş olduğunu bilsen dahi, tüm bölgeyi ve hem Hristiyan hem Müslüman vatandaşları temsil ettiğini ve herkesin vekili olduğunu söyleyeceksin. (Sana Hristiyan Yunan seçmenden oy çıkmasa da, seni Müslüman Türk seçmenlerin seçtiğini bilsen dahi bozuntuya vermeyeceksin)

- Batı Trakya Türkünün seçtiği müftüleri tanımayacaksın, onlarla fotoğraf çektirmeyeceksin, çektirsen bile paylaşmayacaksın. (Bu partiden ihraç nedeni olabilir)

- İsminde "Türk" ibaresi olan Batı Trakya'daki tarihi derneklerin faaliyetlerine katılmayacaksın, bir etkinliğe katılmak durumunda kaldıysan onu takip eden 3 - 4 etkinlikte görünmeyeceksin. Katılırsan da "linç" edilmeyi göze alacaksın. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin bu derneklerle ilgili kararlarının Yunanistan tarafından uygulanmadığını dile getirmeyeceksin. (bunu yaparsan Türkiye'nin ajanı olmakta itham edileceğini bilmelisin)

- Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosuyla, Atina Büyükelçisiyle falan bir araya gelmemeye özen göstereceksin. Örneğin; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamasına katılmama halinde partinin gözünde puanının artacağını bileceksin.

- Türkiye'ye giderek oradaki devlet yetkilileri veya yerel yöneticilerle bir araya gelmekten kaçınacaksın. Mecbur kalırsan fotoğraf vermeyeceksin, fotoğraf verirsen fotoğrafı paylaşmayacaksın.

İşte demokrasi, işte insan hakları!

Batı Trakya Türk Azınlığı bu ortamda sesini, sorunlarını, taleplerini, geleceğe dair istek ve hayallerini duyurmaya çalışacak. Peki bunu yapabilir mi?