Değişen bir şey var mı? Buna bir cevap olabilmesi için son haftalarda Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı'nın gündeminden birkaç başlığı paylaşmak istiyorum.

700'ün üzerinde öğrencinin eğitim gördüğü İskeçe Azınlık Ortaokulu - Lisesi'nin bina sorununda üç bakanlık topu birbirine atarak azınlığı "oyalamaya" devam etti. Mevcut şartlar altında bina sorununun gerek prefabrik sınıflar, gerekse yeni bina yöntemiyle çözüme kavuşturulup, vardiyalı eğitimin sonlandırılması için umut ışığı oldukça uzak görünüyor!

Batı Trakya Türklerinin, devletin vurdumduymazlığı karşısında, kendi oylarıyla seçtiği ve kabul ederek benimsediği "seçilmiş müftüler" aleyhine son dönemde artan yargı baskısı konusu yükselişte. Gerek Gümülcine, gerekse İskeçe müftüsünün devam eden üç'er davası var. Tabii ki önümüzdeki dönemde bu davalar artmazsa. Davaların, Yunanistan'ın 2000'li yılların başında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde mahkum olduğu "müftülük makamını gasp" suçlamalarıyla açılmış olduğunun da altını çizmek gerekir.

Irkçı Altın Şafak Partisi'nin mecliste temsil edildiği dönemlerde görmeye alışık olduğumuz Batı Trakya Türk Toplumu'yla alakalı soru önergeleri, yeniden hortladı. Azınlık kurumlarıyla veya temsilcileriyle ve bunun yanısıra anavatan Türkiye ile ilgili soru önergeleri yavaş yavaş yine gazete sayfalarında yerini almaya başladı. Bu tür sorulardan, soru önergelerinden, raporlardan çok ciddi bir şey çıkmamakla birlikte, ülke kamuoyunda "azınlık karşıtı" algı yaratmada en önemli araçlardan biri olduğunu unutmamak lazım.

Yunanistan'daki göçmen ve mülteci sorunuyla ilgili olarak ırkçılık söylemini müthiş bir biçimde tırmandıran gelişmeler, olaylar, atraksiyonlar var. "Göçmenleri bölgemize istemiyoruz" reaksiyonlarıyla başlayan bu süreçte tırmanış sürüyor. Irkçılık sınırlarını zorlayan eylemler, protestolar her geçen gün biraz daha yayılıyor. Hatta bazı çevreler tehlike çığırtkanlığı yaparken, "İkinci Rodop ili olacağız" demekten kendini alamıyor. Bu ülkenin vatandaşları olan Türk azınlığı, savaşlardan, kargaşalardan kaçan göçmen ve mültecilerle eşdeğer sayıyor.

Tüm bunlar yaşanırken, İskeçe'den insanı hayrete düşüren bir haber aldık. İskeçe'nin Topiros Belediyesi, ova bölgesindeki azınlık ilkokullarına yazı göndererek, "okulların mülkiyetini belediyeye devredin" talebinde bulundu. Sebebi nedir? diye soracak olanları fazla merakta bırakmayalım. Topiros Belediyesi'nden belediye başkan yardımcısı imzasıyla gönderilen yazıda, "azınlık okullarında onarım gibi işleri yapabilmemiz için okulların mülkiyetini belediyeye devredin" deniyor. Okul encümenlerine bunu yapmaları için de iki gün müddet tanınıyor. Ne yazık ki tam anlamıyla "skandal" niteliğinde bir yazı ve talep. Neyse ki yanlıştan oldukça hızlı dönüldü. Bu yanlıştan dönülmesinde GÜNDEM gazetesi olarak bizlerin de payının olmasından ötürü haklı olarak sevinebiliriz diye düşünüyorum. Zira, gazetemizin sözkonusu haberi yayınlamasından kısa bir süre sonra belediyeden "olay yanlış anlaşıldı" mahiyetinde bir açıklama geldi. Neyse ki yanlıştan ve skandal niteliğinde bir olaydan çabuk dönüldü. Kötü niyeti ve çoğu kez haklı çıktığımız "bu işin arkasında bir bit yeniği" şüphesini bir kenara bırakacak olursak en iyimser ihtimalle belediye başkan yardımcısının "acemiliği" veya "bilgisizliği" sözkonusu. Ancak azınlık eğitimi ve azınlık okuluyla ilgili "tezgahları" yaşayan bir azınlık olarak da aklımızdaki "acaba?" sorusunu da diri tutuyoruz, bu da böyle biline...

Yunanistan'da varlığını ve yaşamını sürdüren Batı Trakya Türk Azınlığı'nın kronik bazı sorunları var. Kronik sorunların yanısıra, yıllanmış, eskimiş, Türklere karşı yapılan ayrımcı ve baskıcı politikalardan kaynaklanan mevcut durumumuzun da sebep olduğu ve günlük yaşantımıza yansıyan başka sorunları da var. Ki, bu sorunların bir çoğu azınlık toplumunun sosyo ekonomik durumunu olumsuz etkiliyor. Tüm bu kronik ve güncel sorunlarının çözüme kavuşabileceğini her yeni hükümetle birlikte yeniliyor, tazeliyor Batı Trakya Türkü. Ancak bu beklentisinin her defasında boşa çıkıyor olmasını görmekten de bıktı ve usandı artık!

İnsaf yahu, insaf!...