21-09-2018
Okul açıldı, zil çaldı...
Uzun yaz tatili sona erdi. 11 Eylül Salı günü ilk ders zili çaldı ve okullar açıldı. Yeni bir eğitim - öğretim yılına girmiş bulunuyoruz. Eğitim Bakanlığı'nın geçtiğimiz haftalarda açıkladığı Müftülüklerle ilgili Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yaklaşık bir aydır azınlık gündemini meşgul ediyordu. Müftülük meselesi tabii ki kapanmadı. Ancak okulların açılmasıyla Batı Trakya Türklerinin bir numaralı sorunu olan eğitim de "sıcak gündeme" dahil oldu.
Eğitim yılı, yeni sorunlarla başlamadı. Sorunlar hep bildiğimiz ve azınlık eğitiminin yapısal sorunları diyebileceğimiz türden. Yeni eğitim yılının başlamasıyla birlikte okullarımızda görev yapan eğitimcilerin dernekleriyle görüşüp istatistiki bilgileri almak istedik. İçinde bulunduğumuz Eylül ayı itibarıyla Batı Trakya genelinde 127 azınlık ilkokulu faaliyet gösteriyor. Bu okullarda toplam 4.845 öğrenci eğitim görüyor. Son 10 yılda azınlık çocuklarının önemli bir oranı devlet okullarına gidiyor. Bu durumun ayrıca ele alınıp sebep - sonuç ilişkisiyle incelenmesi gerekir. Zira, azınlık okulunun Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı açısından önemi ortada. Okullarımızdaki öğrenci sayısındaki azalmanın bir diğer önemli sebebi de yaşanan göç. Malum, 2010 yılından bu yana yaşanan ekonomik kriz Batı Trakya'dan özellikle azınlık insanında göçü büyük oranda arttırdı. Köylerimizden özellikle de genç nüfus göç etti ve etmeye devam ediyor. Ve evini, barkını bırakarak, özellikle Avrupa'ya göç edenler küçük çocuk sahibi genç aileler.
İskeçe, Rodop ve Meriç illerindeki okullarımızda toplam 294 ilkokul öğretmeni görev yapıyor. Son yıllarda ise neredeyse hiç kadrolu öğretmen atanmıyor. Sözleşmelilerin de sayısı ciddi oranda azalıyor. Batı Trakya'da son yıllarda her eğitim yılı başında birkaç okulun kapatılmasına neredeyse aşina olmuştuk. Bu yıl öğrenci azlığı gerekçesiyle kapatılan sadece bir okulumuz var. Gümülcine'nin önemli köylerinden biri olan Kargılı Sarıca köyündeki ilkokulun kapanmış olması sadece o köy için değil, tüm Gümülcine için kayıptır.
Bu eğitim - öğretim yılının başında önemli iki olay var. Birincisi İskeçe'deki Azınlık Ortaokul ve Lisesi'nin statüsünün değiştirilmiş olması. 690 öğrencisiyle belki de İskeçe'nin en önemli eğitim kurumu. Bu okuldaki eğitim kalitesinin iyileştirilmesi, her şeyden önce okulun bir bütün olarak faaliyet gösterebileceği, buradaki ortaokul ve lise öğrencilerimizin daha iyi şartlarda eğitim alabileceği bina ihtiyacının bir çözüme kavuşması için devletin ve yetkililerin iyi niyetli olması şart. Gerek okulun idari yapısı gerekse başta bina sorunu olmak üzere, eğitim seviyesini iyileştirilmesi için devletin iyi niyetini göstermesi gerekiyor.
İkinci bir konu; azınlık ilkokullarındaki Yunanca kitaplar konusu. Geçtiğimiz eğitim yılında alınan bir karar var. Yaklaşık 20 yıldan bu yana okullarımızda okutulan Yunanca ders kitapları değiştirilecek. Frangudaki Programı tarafından hazırlanan Yunanca kitaplarının yerini, devlet okullarında da okutulan ders kitapları alacak. Bunun aşamalı olarak yapılabilmesi için bu sene, hangi kitapların kullanılacağı kararını öğretmenler verecek. Her sınıf öğretmeni kendi sınıfının durumuna göre bu kararı verecek. Hassas bir konu olduğu için gerek devletin ve bakanlığın, gerekse çocuklarımıza Yunanca derslerini veren öğretmenlerin iyi niyeti ve duyarlılığı gerekiyor. Şüphesiz ki, bu geçişin uyum içinde ve sorunsuz olmasında sayısız fayda vardır.
Eğitim ve okul son derece dinamik bir süreç. Sorunlar da olsa, sıkıntılar da yaşansa bu eğitim sürecinden çocuklarımız hızla geçiyor ve nesiller yetişiyor. Bizler de sorunları dile getirmek ve çözümünü talep etmekten vazgeçemeyiz. Azınlık eğitimiyle ilgili olarak elzem olan bazı konuları hazırlatmakta yarar olduğunu düşünüyorum. Her şeyden önce Batı Trakya'daki azınlık ilkokullarında Türkçe öğretmenliği yapan eğitim kadrosunun uzun yıllardan bu yana talep ettiği eğitim seminerlerinin mutlaka başlatılması ve belli bir takvime bağlı kalarak devam etmesi gerekiyor. Bunun için sadece öğretmen derneklerinin değil, azınlık siyasileri başta olmak üzere tüm toplumun gayret göstermesi ve siyasi erke baskı yapması şart.
Selanik Üniversitesi çatısı altında açılan Azınlık Eğitimi Bölümü'nün azınlık eğitim camiasıyla diyalog halinde geliştirilmesi ve geleceğin azınlık ilkokulunun ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte Türkçe öğretmeni yetiştirmesinin sağlanması.
Okullarımızda Yunanca ders kitapları konusunun sorunsuz bir şekilde yeni döneme geçişi için asgari duyarlılığın gösterilmesi.
Azınlık okullarındaki encümen heyetlerinin eğitim sürecinin daha kaliteli hale gelmesine yardımcı olmasına dönük olarak, görev ve yetkilerinin arttırılması.
Azınlık okullarımızda teknik altyapı eksikliklerinin giderilmesi.
Yukarıda zikrettiklerimizin gerçekleşmesi için azınlık eğitimine, azınlık insanına, azınlık eğitimcisine iyi niyetle yaklaşan, azınlığın demokratik taleplerine "düşmanca" bir yaklaşımla bakmayan yetkililere ihtiyaç var. Aklının bir kenarında "azınlık eğitimini yıpratıp, zaman içinde ortadan kaldırayım" şeklinde komplekslerle yaşayan kişilerle konuşulacak bir meselemiz tabii ki olamaz!
Tüm eğitim camiasına başarılı bir eğitim - öğretim yılı diliyorum...