Anasayfa
10-04-2017
Dernekteki çerçeveye soruşturma!..
Son dönemde azılık kurumlarının ve azılık temsilcileri hakkında soruşturmaların "yağmur" gibi geldiğini biliyoruz. azınlık aleyhine bir adli kovuşturma süreci yaşıyoruz. Sanki birileri masa başında oturmuş, kime nasıl bir soruşturma açarım diye çalışıyor. Gazeteler, haberler, paylaşımlar, fotoğraflar taranıyor, inceleniyor ve bir "suç" unsuru bulunmaya çalışılıyor adeta.

Efendim seçilmiş müftüler kendilerine "müftü" diyerek "makam gaspı" suçu işliyor. DEB Partisi başkan ve yöneticileri "Türk azınlık" diyerek bu azınlığın "resmi" tanımlamasını değiştirme suçu işliyor. Ve bunlar gibi daha niceleri.

Fakat bu hafta öyle bir olay yaşadık ki, tam anlamıyla "pes" dedirten cinsten. Malum; 1980'lerde başlayan bir süreç vardı. Azınlığımızın en eski ve tarihi dernekleri isminde "Türk" kelimesi var diye mahkeme kararlarıyla kapatıldı. Derneklerin tabelaları indirildi ve resmiyetleri ellerinden alındı. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı bu siyasi nitelikli haksız ve antidemokratik kararı hiç bir zaman kabullenmedi. Daha doğrusu bu kararlar toplumun vindanında her daim mahkum olmuştur. aslında bu kararların hukuk dışı olduğu, haksız olduğu yalnızca Türkler tarafından değil, bölgede yaşayan Yunanlılar tarafından da kabul edilmiştir. Bundan birkaç yıl öncesine kadar gerek Gümülcine'de, gerekse İskeçe'de birçok Yunanlı politikacı ve yönetici bu derneklerimiz ziyaret etmiş ve burada azınlık mensuplarının kültürel etkinliklerine katılmış ve objektiflere poz vermiştir. Bu haksız kararların mahkumiyeti sadece toplumun vicdanında değil, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde de bu karar mahkum olmuş ve azınlığın haklılığı çok açık ve net bir şekilde ortaya çıkmıştır.

İsminde "Türk" kelimesi olan ve aynı zamanda Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı'nın en eski sivil toplum kuruluşu olan İskeçe Türk Birliği, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki davayı kazanalı 9 yıl oldu. Ancak ne yazık ki uluslararası mahkemenin bu kararı 9 yıldır uygulanmıyor. Yunanistan devleti bu karardan köşe bucak kaçıyor. Her yıl Avrupa Konseyi'nin uyarılarına rağmen kararın uygulanması konusunda oyalama taktiği benimseniyor. Uluslararası hukukun normları AB üyesi ülkemiz Yunanistan'da 9 yıldır uygulanmıyor.

Gümülcine Türk Gençler Birliği'ni bilirsiniz. Derneğin içinde güney kısmındaki duvarda 'Gümülcine Türk Gençler Birliği' yazan bir cam çerçeve bulunuyor. Hatta derneğin başkanı Koray Hasan'ın ifadesiyle "Anavatan Türkiye ile vatanımız Yunanistan arasındaki barış ve dostluğu simleyen iki devletin bayraklarının hemen altındadır bu çerçeve."

İşte bu çerçeve adli bir soruşturma nedeni oldu. Neymiş efendim? Bu dernek hakkında yıllar önce kapatılma kararı verilmiş ama derneğin içinde duvarda asılı olan bu çerçeve derneğin tabelasıymış ve sözkonusu mahkeme kararı uygulanmıyormuş. Gümülcine Türk Gençler Birliği'nin girişindeki, derneğin resmiyete sahip olduğu dönemdeki tabeladan bahsetmiyoruz. İçeride duvarda asılı çerçeveden bahsediyoruz. Ve Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Koray Hasan bunun için emniyete çağrılıyor ve ifadesi isteniyor. Batı Trakya Türkünün bu dernekleri bu ülkeye ve bu devlete hiç bir zararı olmamıştır. Tak aksine, hem bölgeye hem de ülkenin geneline faydası olmuştur. derneklerin ve derneklerin girişinde bir zamanlar asılı olan tabelaların da bir zararı olmadı bu ülkeye. Orası kesin de, salonun içinde duvarda asılı olan cam çerçevenin nasıl bir zararı oluyor onu anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum. Bunun bir açıklaması var mı? Ve özellikle de bunun demokrasiyle, insan haklarıyla, ifade özgürlüğüyle, örgütlenme özgürlüğüyle bir açıklaması var mı?

Batı Trakya Türk Azınlığı, azınlık dernekleri hakkında verilen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanması ve derneklerin resmileşmesini beklerken, lokalin içindeki çerçeveye bile soruşturma açılıyor. Olacak şey değil! Üstelik de SİRİZA iktidarında.

Avrupa Parlamentosu'nda temsil edilen Avrupa Hür İttifakı'nın (EFA) Başkanı François Alfonsi'nin geçtiğimiz günlerde bir açıklaması oldu. yıllarca yaşadığımız durumu çok net bir şekilde anlatan bir açıklama. EFA Başkanı ve Avrupa Parlamentosu milletvekili Alfonsi'nin açıklamasından aynen aktarıyorum: "Kim iktidarda olursa olsun, Yunanistan korku, hoşgörüsüzlük ve çeşitli komplekslere dayanan bir azınlık politikasına uymaya devam ediyor."



10 Nisan 2017 Pazartesi 18:17

Diğer yazılar >