23-01-2017
Bizi daha iyi anlamış mıdır acaba?
Hükümetin küçük ortağı Bağımsız Yunanlılar Partisi. Kısaca ANEL Partisi. Bu partinin önemli isimlerinden biri de daha önce de kabinede yer alan, şu anki hükümette de Dışişleri Bakan Yardımcısı olan Terens Kuik. Eski bir gazeteci olan Kuik, azınlıkta da tanınıyor. Tabii pek "iyi" bir şekilde tanınmadığını söylemek gerekir. Zira, Terens Kuik'in azınlığımızla ilgili açıklamaları genelde azınlığı rencide edici ve bir mikta da "hedef gösterici" ve "suçlayıcı" açıklamalar.
Hatta 2014 yılında yapılan eyalet seçimlerine Doğu Makedonya ve Trakya Eyalet Başkan adayı olarak katılmış ve seçim kampanyasını ağırlıklı olarak Batı Trakya Türkleri ve Türkiye konusu oluşturmuştu. Tabii bu kampanya sırasında da "agresif" bir üslup benimsediğini de hatırlamaya gerek yoktur sanırım.
Sayın Terens Kuik, bakan yardımcısı olarak ilk ziyaretini görevini üstlendikten kısa bir süre sonra İstanbul'a yapmıştı. Diaspora'dan sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olan Terens Kuik, birkaç gün önce de Gökçeada'yı ziyaret etti. Oradaki Rum azınlık kuruluşlarını, özellikle de son yıllarda yeniden faaliyete geçen Rum okullarını ziyaret etti. Patrik Vartholomeos'la görüşüp ayine katıldı.
Terens Kuik'in Gökçeada ziyareti sırasında yaptığı açıklamaların satır aralarını okuduğunuzda önemli noktaları görebilirsiniz. Gökçeada Rum İlkokulu'nu ziyaret eden, tabelasının önünde fotoğraf çıkan, bu yıl eğitime başlayan Rum anaokulunu ziyaret eden, çocuklarla sohbet eden Terens Kuik, özellikle okul ziyaretleriyle ilgil açıklamaları benim de ilgimi çekti.
Ne diyor sayın Kuik?
"Yunan çocuklarının buraya (yani Gökçeada'ya) dönmeleri veya bazı çocukların burada doğması ne kadar güzel" diyor...
"Bu çocuklar adaya yeni bir hayat, yeni bir canlılık veriyor" diyor...
"Bizler Yunanistan devleti olarak, Atina ve Selanik'teki Gökçeadalılar dernekleriyle, diplomatik temsilciliklerimizle ve yerel makamlarla işbirliği halinde Gökçeada Rumlarının hak ettiğinin en iyisine kavuşmaları için çalışacağız" diyor.
Terens Kuik'in bu temennilerine biz Batı Trakya Türkleri olarak katılıyoruz. Okullarda çocukların olması, çocukların o okula, köye, kasabaya veya adaya canlılık vermesi, güzellik vermesi kadar "güzel" bir şey olabilir mi? Olamaz tabii ki.
Terens Kuik, belli ki soydaşlarını ziyareti sırasında duygulu anlar yaşamış. Açıklamaları, fotoğrafları, paylaşımları bu halini gösteriyor. Tabii tüm bunlar normaldir. Biz Gökçeadalıları da, orasını ziyaret ederken Terens Kuik'in yaşadığı duyguları da çok iyi anlıyoruz. Çünkü biz de bir azınlıkız. Sayın Kuik kabul etmese de, Batı Trakya'da yaşayan Müslüman Türk azınlığıyız. Burada yaşarken de kendi kültürümüzü, dilimizi, dinimizi, değerlerimizi ayakta tutmak, yaşatmak, yaşamak istiyoruz. Bunun için de mücadele veriyoruz.
Şimdi kısa bir süre önce İstanbul'u, şimdi de Gökçeada'yı ziyaret eden sayın bakan yardımcısının da bizi bir nebze olsun daha iyi anlamasını bekliyoruz. Batı Trakya ziyaretlerinde Batı Trakya Türkleriyle ilgili açıklamalarında "tehlike" ve "tehdit" söylemini terketmesini bekliyoruz.
Bakın, örneğin Gökçeada'da bu yıl Rum azınlık anaokulu da faaliyete başlamış. Benzer anaokullar İstanbul'da da var. Ama Batı Trakya'da yok? Mütekabiliyet demiyorum. İnsan hakları ve azınlık hakları diyorum. Nasıl ki İstanbul'daki veya Gökçeada'daki Rum azınlık anaokuluna gidilebiliyorsa, o zaman Batı Trakya'da da Türk azınlık anaokuluna gidilebilmeli. "Madem orada var, burada da olsun" demiyorum. "Orada da olsun, burada da olsun" diyorum. Aradaki farkın anlaşılmasını umuyorum.
Batı Trakya Müslüman Türk Azınlık kurumlarını ve temsilcilerin "öcü" olarak göstermek ve bunlarla "mücadele etmeyi" siyasi hedef olarak belirlemenin ne kadar yanlış olduğu, bu işe "karşı" taraftan bakınca daha iyi anlaşılıyor. Sayın Terens Kuik'in bu imkanı, hatta bu "ayrıcalığı" elde etmiş olmasını temenni ediyorum. Doğrusu gerçekten merak ediyorum; acaba şu anda hükümette çok da önemli bir görevin başında olan Terens Kuik, biz Batı Trakya Türklerini daha iyi anlamış mıdır acaba?
23 Ocak 2017 Pazartesi 15:50