14-03-2015
Çipras'ın kravatı...
SİRİZA ve ülkenin yeni Başbakanı Aleksis Çipras, işe oldukça hızlı girdi. Seçim akşamının üzerinden 48 saat geçmeden yeni hükümet yemin etmişti bile. SİRİZA - ANEL koalisyonunun en popüler isimleri Çipras ile Maliye Bakanı Yannis Varufakis oldu. Hatta hükümetin ilk günlerinde Maliye Bakanı Varufakis'in ilginç tavrı ve hareketleriyle tüm dikkati üzerinde topladığını söyleyebiliriz.
SİRİZA iktidara "Memorandum tarih olacak" sloganıyla geldi. Seçmenlerin yaklaşık yüzde 37'si bu slogana inandı ve SİRİZA'ya oy verdi. Bugün iktidar partisinin rakipleri "SİRİZA gerçeklerle yüzleşince takla atıp vaadlerinden vazgeçecek" dedi. Tabii ki "takla" dönemine henüz gelmedik. Kimin ve nasıl "takla" atıp atmayacağını görmemiz için daha erken.
Fakat yeni hükümetin yeni bakanları seçim öncesi söylediklerinin büyük kısmını seçim sonrasında da ilan ettiler. Özetlemek gerekirse; DEİ, limanlar ve havaalanlarının özelleştirilmesi durdurulacak, memoranduma dayanarak yapılan işten çıkarmalar iptal edilecek, memorandum gereği işten çıkarılanlar yeniden işe alınacak, memorandum yasaları birer birer iptal edilecek, ENFİA vergisi iptal edilecek, 12.000 euro'ya kadar geliri olanlar vergiden muaf olacak, hastanelerde uygulanan 5 euro ücreti iptal edilecek, işten kovulan eğitimciler ve okul bekçileri yeniden göreve alınacak. Sıraladığımız bu açıklamalar yeni bakanlar tarafından bir iki gün içinde yapıldı.
Yeni hükümetin ilk günleri (biraz da takla atmayıp vaadleri uygulayacağı mesajını vermek için olsa gerek) deyim yerindeyse "meydan okuma"yla geçti.
Çipras'ın seçim gecesi yaptığı açıklamalarından sonra ilk büyük "meydan okuma" maliye bakanından geldi. Yunanistan’ın yeni Maliye Bakanı Yanis Varufakis, borçların geri ödeme koşullarını Troyka ile müzakere etmeyeceklerini açıkladı. Yunan Maliye Bakanı açıklamayı Euro Grubu Başkanı Jeroen Dijsselbloem ile görüşmesi sonrası yaptı. Varufakis ile Dijsselbloem arasındaki soğuk rüzgar uzun zaman unutulmayacak. Gerek Çipras gerekse Varufakis, bir hafta boyunca Avrupa'yı gezerek, yeni Yunan hükümetinin politikasını beyan etme ve destek arama imkanlarını aradı. Varufakis'in "borçlu"dan çok "alacaklı" gibi tavırları medyanın dikkatinden kaçmadı.
İlk birkaç gün içinde yaşanan gelişmelere, ABD Başkanı Barack Obama'nın Yunansitan'a destek mesajını da eklememiz gerekiyor. Hatta Rusya'nın da Yunanistan'a yakın duruşunu not etmekte fayda var. Yeni hükümetin ilk günlerinde Yunanistan'ın büyük bir zafer kazanma yolunda olduğu ve memorandum yükünü üzerinde atıp, yepyeni bir sayfa açacağına dair bir beklenti oluşmak üzereydi. Ancak son günlerdee özellikle Euro Bölgesi ülkelerinden ve Avrupa Birliği'nin lokomotifi Almanya'dan gelen açıklamalar çok farklı bir havadaydı. Avrupa Merkez Bankası'nın Yunan bankalarına verdiği kredilerde artık Yunan tahvillerini teminat olarak kabul etmeyeceğini açıklaması, Yunanistan'a yapılan baskı olarak algılandı. Yunan hükümeti buna "şantaj kabul etmiyoruz" şeklinde tepki verdi. Almanya'nın, SİRİZA - ANEL hükümetinin neredeyse tüm vaadlerine "hayır" dediğini de hatırlatmamızda fayda var.
Bir haftalık gelişmeleri özetlemek gerekirse. Yunanistan'daki yeni hükümet memorandumu ortadan kaldırmak ve yerine başka ve daha gevşek bir anlaşma getirmek ve borcun bir kısmını silmek istiyor. Bunun için son derece kararlı olduğu mesajını vermeye çalışıyor. Bu gayretinde Yunanistan'a destek veren veya Yunanistan'ın taleplerine soğuk bakmayan ülkeler var. Bunlar Yunanistan'ın memorandum imzaladığı ülkeler değil tabii ki. ABD, Rusya ve İngiltere diğer ülkelere göre Yunanistan'a daha bir "şevkatle" bakıyorlar bu süreçte. Fakat Yunanistan'a parayı verenler bu ülkeler değil. Yani Yunanistan'ın çarkları dönmeye devam etmesi için uygulanan programın devamını sağlayan ülkeler (başta Almanya) farklı düşünüyor ve farklı hareket ediyor. Bu pazarlık ortamının Şubat ayı boyunca devam edeceği ortada. Yunanistan, yanına İspanya, Portekiz ve İtalya'yı da alarak (unutmamak lazım ki yakında birçok ülkede seçim var) bir "güney bloku" oluşturup meseleyi sadece "Yunan meselesi" olarak değil de "Avrupa sorunu" olarak lanse etmek istiyor. SİRİZA'nın ve dolayısıyla Yunanistan'ın başarıp başaramayacağını veya ne ölçüde başaracağını görmemiz için acele etmemek gerekiyor. Zira, öyle anlaşılıyor ki; bu olay sadece Yunanistan ile AB arasında değil, başka güçlerin de karıştığı bir "satranç oyununa" dönüşecek.
Yunan başbakanının kravat takmadığı biliniyor. Çipras'ın İtalya ziyaretinde, İtalyan Başbakanı Matteo Renzi, kendisine Yunanistan'ın borç sorununa çözüm bulması halinde takması için bir kravat hediye etti. Artık sadece Yunanistan'ın değil, Çipras'ın kravat serüveni de ülkenin borcuna ve Avrupalıların katı tutumuna ve bundan sonra şahit olacağımız "satranç oyununa" bağlı. Ne dersiniz, bir gün Çipras'ı kravatlı bir halde görür müyüz?
14 Mart 2015 Cumartesi 22:55