Anasayfa
31-10-2016
Yeni bir başlangıç yapabilmişmiyiz?
Bazen geçmişi sorgulamak insanları ve toplumları geleceğe hazırlamak adına faydalı olabilir. Aşağıda okuyacağınız köşe yazısı 2014 yılının son günlerinde yazıldı. YDP - PASOK koalisyonunun yeni Cumhurbaşkanı seçememesi üzerine Ocak 2015'te erken seçime gidilmesinden bir ay önce. Azınlık olarak son yılları "kayıp yıllar" olarak geçirdiğimizi tespit edip, erken seçimlerle birlikte, "hareketlenip" yeni bir başlangıç yapmamız gerektiğini vurgulamışım yazıda. Hatta yazının başlığı da bu ihtiyaca yönelik; "Yeni bir başlangıç yapabilirmiyiz?"
Ocak 2015 seçimlerinin üzerinden ve SİRİZA'nın büyük ve ANEL'in küçük ortak olduğu yeni dönemin üzerinden yaklaşık iki yıl geçti. "Yeni bir başlangıç yapabilirmiyiz" şeklinde bir ihtiyaç, bir ümit ve beklenti yansıtan yazıyı okuduktan sonra "yeni başlangıç" yapıp yapamadığımızla ilgili kararı size bırakıyorum.
İşte "Yeni bir başlangıç yapabilirmiyiz?" başlıklı yazım:
"Yeni Cumhurbaşkanı seçiminden çok, muhtemel erken seçimi konuşuyoruz artık. İktidar ortakları Samaras ve Venizelos yaptıkları hamlelerle bekledikleri veya umdukları ölçüde bir değişimi gerçekleştiremediler. YDP ve PASOK'un 155 millvekilinin haricinde, Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turunda bağımsızlardan sadece 13 vekil oy verdi. 168 sayısı tabii ki yeni Cumhurbaşkanı için yetmiyor. Bunların dışında daha 12 milletvekiline ihtiyaç var. Bu da hiç kolay görünmüyor.
Geçtiğimiz hafta, ikinci tur öncesi, Bağımsız Yunanlılar Partisi milletvekili Pavlos Haykalis tarafından bir "rüşvet iddiası" atıldı ortaya. İddiaya göre Haykalis, yine kendi partisinin bir elemanı tarafından Cumhurbaşkanı'na oy vermesi için rüşvet teklif edildiğini iddia ediyordu. Meğer, taraflar birbirini kaydediyormuş, biri diğerine tuzak kurmaya çalışıyormuş. Sonra bu vesileyle, bu kişilerin başka bağlantıları ve başka ilişkileri de ortaya çıktı. Sonuçta, hiç de vatandaşın düşünmediği gibi, şeffaflık ve dürüstlükten çok uzak bir sistemin olduğunu gördük. Bir taraftan ülkenin geleceği, ekonominin hassasiyeti ve geleceğiyle ilgili açıklamalar, diğer yanda ise şahsi menfaatler ve çıkar ilişkileriyle içiçe girmiş vatandaştan uzak bir dünya.
Yıla veda etmeden yeni Cumhurbaşkanı için üçüncü ve son tur oylama yapılacak. Yani 2014'ün son günlerinde, yeni yıla "merhaba" demeden erken seçime gidip gitmeyeceğimizi öğreceğiz. 29 Aralık Pazartesi günü mecliste yapılacak oylamanın sonucu, erken seçimi de belirleyecek. 180 milletvekilinin bulunmayacağı ve erken seçime gidileceği ihtimali daha yüksek görünüyor. Pazartesi gününe çok az kaldı. Hep birlikte göreceğiz.
Tabii bir de erken seçim ihtimalleri karşısında Batı Trakya Müslüman Türk azınlığının ne yapacağı veya ne yapması gerektiği meselesi var. Seçim demek, yeni bir başlangıç demektir. Azınlığın da (bugüne kadar pek olmadı ama) yeni başlangıç için biraz düşünmesi ve buna göre bir planlama yapması gerekiyor.
Batı Trakya Türk azınlığı son iki yılı ne yazık ki kayıplarla kapattı. Azınlık hakları babında yerimizde bile saymadık, geriledik. Bu gerilemenin durup durmayacağı meçhul. Batı Trakya Müslüman Türk Toplumu, din özgürlüğü ve azınlık eğitimi alanlarında son yıllarda bir saldırı altında. En son örnek azınlık eğitimiyle ilgili hazırlanan yasa değişikliği. Azınlığın tepkileri, talepleri ve beklentilerinin hiçbir öneme sahip olmadığını bir kez daha net bir şekilde gördük.
Son bir örnek daha var. Geçtiğimiz günlerde devlet anaokullarındaki öğrenci velilerine yönelik bir anket dağıtıldı. Sözkonusu ankette çocuklarla ilgili bilgilerin yanısıra, ailenin etnik ve dini kimliğiyle ilgili bilgiler de isteniyor. Böyle bir anketi kim, neden yaptırıyor? Bu anketin amacı ne? Kişiye özel bilgiler olan; etnik kimlik, dini inanç gibi bilgilere kim neden ulaşmak istiyor?
Bu ve bunun gibi olaylar son dönemde çok arttı. Hatırlanacağı üzere "240 İmam Yasası" uyarınca uygulamaya konan devlet okullarındaki Türk çocuklarına yönelik Yunanca İslam dini dersi uygulaması seçmeli olmasına rağmen, öğrencilere bu dersi takip belgeleri dağıtılmıştı. Neden ve hangi amaçla? "Bakın şu kadar çocuk bu dersi takip etti" densin diye mi? Muhtemelen.
Böyle bir ortamda büyük ihtimalle erken seçime gidiyoruz. Azınlık olarak seçimlerle ilgili tartışmayı "kim aday olacak?" kalıbına sıkıştırmamalıyız diye düşünüyorum. "Aaaa o da adaymış, şu da aday olmak istiyormuş" gibi sığ ve kısır bir seçim muhabbeti yerine, Batı Trakya Türk Toplumu olarak önümüzdeki dönemde hangi sorunlarımızı ön plana çıkarabiliriz, hangi sorunların çözümü için bir eylem planı hazırlayabiliriz, nasıl bir mücadele çizgizi çizebiliriz, insanlarımızın üzerinden ümitsizliği nasıl atabiliriz, azınlığın sorunlarını kendi bölgemize, ülkemizde ve uluslararası platformda duyururuz, gençlerimize mücadele azmini nasıl kazandırabiliriz, toplumun üzerinden karabasanları nasıl kaldırabiliriz, nasıl umut aşılayabiliriz gibi konuları en azından düşünmek zorundayız.
İnanıyorum ki; hem ülke olarak hem azınlık olarak önemli bir döneme doğru ilerliyoruz. Azınlık olkarak ya içinde bulunduğumuz umutsuzluk, kızgınlık ve bazı durumlarda öfke ortamı devam edecek ve azınlık aleyhiye olan hareketlere kayıtsız kalmaya devam edeceğiz, ya da yeni bir başlangıç yapmak için adım atacağız."




31 Ekim 2016 Pazartesi 12:57

Diğer yazılar >