Anasayfa
20-05-2016
Almanya'ya, Katar'a, Finlandiya'ya uzanan hayat mücadelesi!
Ekonomik krizin ve beraberindeki ekonomik önlemlerin altıncı yılını doldurduk. Altı yıldan bu yana farklı hükümetler geldi geçti fakat "önlem politikası" değişmedi. "Bu önlemler son" diye diye altı yıldır ekonomik kemer sıkma önlemleri hayata geçiriliyor. Bu durum daha ne kadar devam eder, tahmin etmek artık gerçekten çok zor.

Birkaç gün önce mecliste yapılan tartışmalı bir oturumdan sonra üçüncü memorandum dönemindeki önlemlerin bir kısmı kabul edildi. iktidar ile muhalefet arasında altı yıldır benzer tartışmaların yapıldığı bir ortamda daha önce gördüğümüz filme benzer bir film daha gördük ve kreditörlerin yardıma devam etmek için ön şart olarak öne sürdükleri kemet sıkma tedbirleri geçmişte olduğu gibi hükümeti oluşturan partilerce kabul edildi. sadece bu kez ilk iki memorandumdan farklı olarak iktidar ile muhalefet yer değiştirdi. Düne kadar "memorandumları bir yasayla iptal edeceğiz" diyenler memorandumu onaylayan, daha önceleri memorandumu getirenler ise bu memorandumu ve dolayısıyla kemer sıkma önlemlerini eleştiren taraf oldu. Fakat sonuç hiç değişmedi. Yunanistan'ın kasasına para verenlerin istediği veya dayattığı önlemler kabul edildi.

Ülkenin ekonomik yapısının sakatlığı hepimizce malum. Yıllardır imkanlarının çok üzerinde yaşamanın faturasını çok ağır ödediğinin de farkındayız. Ancak, ekonomik krizle mücadele etmek ve bu derin krizden çıkabilmek için sadece vergi yükünü arttırmak ve halktan her geçen gün biraz daha almaya çalışmakla bu işin olabileceğine inananlar artık çok az. Yunanistan'dan sonra memoranduma giren ülkeler birer birer bu uygulamadan kurtulurken, Yunanistan'an memorandumlarla yaşamayı "hayat tarzı" haline getirmek üzere.

İktidar ile muhalefet farklı yorumlar yapsa da mecliste kabul edilen ve önümüzdeki dönemde hayata geçirilecek yeni önlemler ülke genelindeki tüm vatandaşların altı yıldır sıktığı kemeri biraz daha sıkacak. Buna şüphe yok.

Ekonomik krizin ülke genelinde en çok etkilediği kesimlerden biri olan Batı Trakya Türklerinin durumunu da özel olarak konuşmak gerektiğine inanıyorum. En azından azınlık olarak bizlerin bu konuyu irdelemesi gerekiyor. Çünkü son birkaç yılda bölgemizden ekonomik sorunlar ve işsizlik nedeniyle o kadar çok genç kaçtı ki. Batı Trakya'daki köylerden her gün insanlar özellikle de gençler göç ediyor. Ekmek parası için, daha iyi bir gelecek iyi yurtdışına gidiyor. Bölgemizde son yıllarda çok sayıda sanayi kuruluşu kapısına kilit vurdu. Buralarda çalılşan çok sayıda azınlık insanı ya farklı işlere geçmek durumunda kaldı veya göç emeyi tercih etti. Bir örnek İskeçe'nin Ilıca köyünde 67 aileden 69 kişi yurtdışında çalışıyor. Her aileden en az bir kişi çalışabilmek ve ailesinin geçimini devam ettirebilmek için gurbete gitti. Bu çok ciddi bir sorun. Bazı rakamları vermeye devam edelim.

İskeçe İnşaat İşçileri Birliği, Yunanistan'da Atina'dan sonra en büyük inşaat işçisi kuruluşu. Yaklaşık 4 bin üyesi var. Bu inşaat işçilerinin büyük çoğunluğu artık yurtdışında. Zira, ülkedeki ekonomik kriz en çok inşaat sektörünü vurdu. Ekmek parasını Avrupa ülkelerinde arayanların büyük kısmı tersane işçiliği yapıyor. Zaten uzun yıllardan bu yana devam eden işsizlik sorunu nedeniyle tersane işçiliğine yönelmiş olan özellikle İskeçe'nin balkan kolu bu sektörde adeta kök saldı. Almanya başta olmak üzere, Fransa, Danimarka, İspanya gibi ülkelerde tersane işçiliği yapan Batı Trakyalı Türkler var. Gümülcine'nin köylerinden gençlerimiz Almanya'daki işlerin yanısıra Hollanda'daki seralarda işçi olarak çalışmayı tercih ediyor, memleketinde işsiz kalmaktansa.

İskeçe'nin Koyunköy'ünden 150 inşaat işçisi taa Katar'da çalışıyor. Aynı ülkede 200'ün üzerinde Ketenlikli var. Finlandiya'daki nükleer santralin yapımında ve başka işlerde çalışan 400 kişi olduğu söyleniyor. Sırbistan'da, Fransa'da, İngiltere'de İspanya'da ve dünyanın başka ülkelerine giderek ekmek teknelerini oralara taşıyan insanlarımız var. Memlekette ailesini, çocuklarını, eşini, anne, babasını bırakarak, ekonomik kriz nedeniyle doğup büyüdüğü topraklarda işini kaybeden ve geçim derdine düşmüş binlerce insanımız var.

Ülkeyi kötü yönetmenin, günü kurtarmanın bir sonucu olan ekonomik kriz ve bu krizle yapılan kötü mücadelenin bedelini çok ağır ödüyor Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı.

20 Mayıs 2016 Cuma 14:23

Diğer yazılar >