Anasayfa
14-03-2015
25 Ocak seçimlerine doğru
Cumhurbaşkanı seçilir mi, seçilmez mi, erken seçime gidilir mi, gidilmez mi derken, bir hafta sonra sandık başına gidiyoruz. Bu erken seçimler çok hızlı gelişti. Bu kısa sürede en uzun süreç ise adaylıkların belirlenmesi oldu. Şurası bir gerçek ki; partiler aday bulma konusunda ciddi sorun yaşadılar. Özellikle bölgemizde adaylıkların belirlenmesi konusunda hem sorunlar yaşandı, hem gariplikler.

Batı Trakya Türk azınlığı arasındaki "adaylık" tartışmasında en önemli konu başlığı Rodop PASOK Milletvekili Ahmet Hacıosman'ın aday olmamasıydı. Hacıosman, 2002 yılından bu yana bölge siyasetinin merkezinde yer alan isimlerden biri oldu. 2002 yılında yapılan yerel seçimlerde rekor oyla seçilen Ahmet Hacıosman, vali yardımcılığı görevinde bulundu. 2006 yılındaki yerel seçimlerden sonra 2007 yılında PASOK Partisi'nden milletvekili oldu. Bu seçimlerde aday olmamayı tercih eden Hacıosman'ın PASOK için ne ifade ettiği bu kararından sonra daha iyi anlaşıldı. Ahmet Hacıosman'ın aldığı oylarla partisini birinciliğe taşıdığı aslında bu partinin hem avantajı hem dezavantajı olmuştu. Nitekim kendisinin aday olmamasıyla PASOK Partisi Rodop ilinde azınlık adayını son ana kadar bulamamıştı. Aday listesinde ise beş aday yerine üç aday yer aldı. Bir dönem Rodop ilinde rekor kıran PASOK Partisi hiç şüphesiz eski günlerini arıyor.

Geçen haftaki yazımda Başbakan ve YDP lideri Andonis Samaras'ın Gümülcine'ye gerçekleştirdiği ziyarete değinmiş ve burada yaptığı konuşmada; "Azınlıktan Yunanistan'ın yasalarına saygı göstermesini istiyoruz" açıklamasını ele değerlendirmiş ve bu açıklamanın doğru bir açıklama olmadığını ifade etmiştim.

Geçen haftaya kadar bölgemizi ziyaret eden liderlerden hiçbiri azınlık ve azınlık sorunlarıyla ilgili olarak somut ve elle tutulur bir şey söylemedi. Hafta içi Gümülcine'yi ziyaret ederek, kalabalık ve coşkulu bir topluluğa konuşan SİRİZA Partisi Başkanı Aleksis Çipras'ın da azınlıkla ilgili olarak somut ve vaad niteliğini taşıyan bir açıklamada bulunmadığını söylemek gerekir. Sayın Çipras, konuşmasında azınlığa değinirken bir konu başlığı şeklinde değil de, Başbakan Samaras'ın Gümülcine ziyaretinde azınlığa yönelik açıklamaları üzerinden azınlığımıza değindi ve yine konuşmasının satır arasında "devlet ve azınlık eğitimini iyileştireceğiz" şeklinde kısa bir açıklamada bulundu.

Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı'nın SİRİZA Partisi'nden ciddi anlamda beklentisi var. Bütün Yunanistan'da olduğu gibi ekonomik krizle mücadelede olduğu gibi, azınlık sorunları alanında da beklentileri var. Önemli sayıda azınlık mensubunun da bulunduğu Çipras'ın Gümülcine konuşmasında, azınlık meselelerine değineceğine dair beklentiler, bu partinin geçmişte açıkladığı azınlık politikaları, azınlık ve insan hakları alanındaki hassasiyetleri dikkate alındığında haklı bir beklenti özelliğini kazanıyor. SİRİZA'nın geçmişte bu konulara önem atfettiği bilinen bir gerçek. Azınlığın bugün de bu partiden beklentileri var. Evet, şimdi yüzde 30'larda olan, tek başına iktidar olmak isteyen SİRİZA, belki yüzde 4 - 5'lerde olan eski SİRİZA gibi davranamayabilir. Bölgemizde azınlıkla ilgili yapacağı bir açıklamanın rakipleri tarafından çarpıtılıp oy kaybına uğramasından çekiniyor olabilir. Bu durum aslında sadece bir veya iki parti için geçerli değil.

Partiler bölgemizi ziyaret ettiklerinde azınlıktan bahsetmekten kaçınıyor. Siyasi partilerin Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığıyla ilgili daha cesur olması, azınlığı ve azınlık sorunlarını halının altına süpürmek yerine bu sorunlarla yüzleşmek daha doğru değil mi? Partilerin bölgemizde yapacakları açıklamaların ülkenin başka bölgelerinde başlarına iş açmasından çekindiğini anlıyoruz. Fakat azınlığın da bu ülkenin bir parçası olduğu gerçeğinin anlaşılması ve sindirilmesi gerekiyor. Yıllarca sorunlarına çözüm bekleyen azınlık seçmeninin de bu ülkenin bir parçası olduğu, kendine özgü bazı özellikleri ve sorunları olduğu ve herşeyden önce azınlık fertlerinin bu ülkenin vatandaşları olduğu gerçeğini kimse reddedemez. Batı Trakya'da çözüme kavuşturulmayan azınlık sorunları bu ülkenin demokrasi sorunu haline gelmektedir. Siyasi partilerin bu gerçeği görmezden gelmeleri kabul edilebilir bir durum değil.

Öte yandan azınlık seçmeninin gücünün ve azınlığın temsil oranının ve tabii ki temsil niteliğinin yükselmesi ve iyileşmesi ülkemizdeki bazı çevreleri rahatsız ettiği kesin. Azınlığın sesini yükseltmesinden, sorunlarını dillendirmesinden, yıllanmış sorunlara çözüm istemesinden, vatandaşlık ve azınlık sorunlarına çare aramasından rahatsız olmak demek demokrasiden ve parlamenter sistemden rahatsız olmak demektir. Ülkemizin siyasi sistemi bu ayıptan kurtulmalıdır.

Birkaç gün içinde sandık başına giderek oyumuzu kullanacağız. Batı Trakya Türk azınlığının ülkenin meclisinde mutlaka sesi olması gerekiyor. Azınlık seçmeninin, azınlık adaylarına oy vermesi ise bunun için hiç şüphesiz en önemli şart.

14 Mart 2015 Cumartesi 22:46

Diğer yazılar >