Anasayfa
25-05-2015
FUEN Kongresi

Avrupa Ulusları Federal Birliği, ya da kısaca FUEN. Avrupa ülkelerindeki azınlıkların en önemli çatı kuruluşu. Avrupa'da yaşayan, Batı Trakya Türk Azınlığı gibi azınlıkların oluşturduğu kuruluşların federasyonu da diyebiliriz. Azınlıkların güçbirliği yaptığı, sesini duyurmak için gücünü birleştirdiği bir sivil toplum kuruluşu. İkinci dünya savaşının sona ermesinden kısa bir süre sonra 1949 yılında kurulmuş. Zamanla genişlemiş, büyümüş. FUEN, artık Avrupa'da yaşayan azınlıkların bir meclisi, bir tartışma platformu ve bir hak arama aracı haline gelmiş. İşte bu kurum, her yıl Mayıs ayında yıllık kongresini yapıyor. FUEN'e üye olan Avrupa genelinden azınlık kuruluşlarının temsilcileri yılda bir kez Mayıs ayında daha önceden belirlenen bir yerde biraraya geliyor. Üç gün boyunca azınlıkların sorunları ve talepleri konuşuluyor.

FUEN'in 2015 kongresi, Batı Trakya Türk Azınlığı'nın evsahipliğinde Gümülcine'de yapıldı. Batı Trakya Türkleri ilk kez böylesine büyük çapra uluslararası bir organizasyona ev sahipliği yaptı. 20 ülkeden, 30'u aşkın azınlık kuruluşundan 150'nin üzerinde azınlık temsilcisi, Avrupa Parlamentosu milletvekili ve diğer yöneticilerin yanısıra, çok sayıda yerel yönetici, sivil toplum kuruluşu temsilcisi, gazeteci Batı Trakya'ya geldi. Kongrenin ana gündem maddesinin Batı Trakya Müslüman Türk Toplumu'nun durumu ve sorunları olduğunu söylememiz gerekir.

Batı Trakya'daki kongre, FUEN'e üye olan Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu, Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği ve DEB Partisi'nin ev sahipliğinde yapıldı. Bu başarılı organizasyon için üç kuruluşumun başkanları ile organizasyonda emeği geçen tüm ekibi tebrik etmek isterim. Kongreye katılan delegelerin söylediklerine bakılırsa Batı Trakya'daki kongre FUEN'in en başarılı kongrelerinden biri olarak tarihe geçti. azınlık ilk kez böyle bir organizasyona imza atsa da, yaşadığı sorunları yabancı temsilcilere anlatma ve bu konuda kamuoyu yaratma noktasında oldukça başarılıydı. Sadece kongre oturumlarında veya sonuç bildirgesi kısmında değil, kongrenin "tuzu biberi" olan kültürel program kısmında da başarılı bir performans sergilendi.

Gelelim kongre öncesine. Gümülcine'de yapılan FUEN kongresi, azınlığa karşı olumlu bir bakış açısını benimseyemeyen bazı çevrelerde oldukça yüksek düzeyde bir "rahatsızlık" yaratmıştı. Batı Trakya Türk Azınlığı'nın ev sahipliği yapacağı kongreyi "tahrik" ve "tehdit" olarak nitelendiren bu odaklar, ilk önce kongrenin tarihine "taktılar". 13 - 17 Mayıs tarihlerinde yapılan kongrenin, 14 Mayıs'taki Gümülcine'nin Yunanistan'a ilhakı törenlerine denk getirildiğini ve bunun "kasten" yapıldığını öne sürenler bir "algı operasyonu"nu hayata geçirmeye çalıştı. Herşeyden önce şunun çok iyi bilinmesi gereki diye düşünüyorum; Batı Trakya Müslüman Türk Toplumu'nun 14 Mayıs'la hiçbir sorunu yoktur.
Azınlığın bu konudaki düşüncesi de, fikri de, zihni de berraktır. Azınlık toplumu art niyetle hareket etmedi ve etmez. Azınlığın malum çevrelerin sandığı gibi "fikri öyle değil ki, zikri öyle olsun." Bunu bunca yıl anlayamayanlar varsa yapacak pek bir şey yok. Onlara ancak tavsiyede bulunulabilir. Bu bağlamda söylenecek tek söz; "fobilerinizden kurtulun" olabilir.

Öte yandan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Konstandinos Kutras'ın, Gümülcine'de yapılacak FUEN kongresinden bir gün önce kongreyle alakalı açıklamada bulunması çok ilginç. Demek ki bu uluslararası kongreye tahminimizin üzerinde önem verilmiş. Kutras kongrenin başlamasına bir gün kala yaptığı açıklamada "azınlığın üç unsurdan oluştuğunu" iddia ederek, "FUEN kongresinde bu üç unsurun da temsil edilmesini ümit ettiklerini" belirtti. Tabii bu da bana sayın Kutras'ın sözünü ettiği "unsurları" temsil ettiğini iddia eden kişilerin FUEN kongresi boyunca "temsil edilmek" ve "söz söylemek" için ortaya koydukları "performansı" görünce, sayın Kutras'ın "onların da temsil edilmelerini ümit ediyoruz" temennilerini hatırlattı. Yunanistan'ın bu hassasiyeti, örneğin Makedon azınlığı, Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı, Rodos ve İstanköy'deki Türkler için de geçerli olsaydı daha inandırıcı olurdu.

Benim ülkemin yani Yunanistan'ın, ordusunda askerlik görevi yaptığımız, ithamların aksine milli günlerine, bayramlarına, kültürüne, değerlerine saygı duyduğumuz, vatan bildiğimiz bu ülkenin dışişleri bakanlığının, Batı Trakya Türklerinin ev sahipliği yaptığı uluslararası bir kongreyle ilgili olarak "öküz altında buzağı arayacağına" , "Bu kongreden çıkan sonuçları dikkate alacağız, talepleri not edeceğiz ve her türlü diyaloğun mümkün olabilmesi için birlikte çalışacağız" türünden bir açıklamayı tercih ederdim.

Ama ümidimizi yitirmeyelim. Makul, mantıklı ve demokrat insanların ve politikaların eninde sonunda galip geceğine inanmaya devam edelim.

Yazıma FUEN Başkanı Hans Heinrich Hansen'in Gümülcine'deki kongreye yaptığı açılış konuşmasından küçük bir bölümle son vermek istiyorum: "Burada durumun kolay olmadığını biliyoruz. Kongrenin amacı her zaman için doğrudan diyalog kurmak ve fikir alışverişinde bulunmaktır. Dayanışma içerisinde olan, birbiriyle barışçıl bir şekilde çalışan bir topluluğuz. Batı Trakya'da da vereceğimiz mesaj bu olacak."


25 Mayıs 2015 Pazartesi 19:02

Diğer yazılar >