23-06-2021
Adın Ne?...
- Adın ne?
- Mustafa.
- Hayır, adın Mustafa değil. Sen Hristo'sun...
Azınlığın kimliğine karşı devletin verdiği tepkinin en basit şekilde anlatımı işte bundan ibaret!..
Bir kişinin kimliğini ifade etmesi, kendini tanımlaması en doğal hakkı. Söz konusu kimliği reddetme, var olan kimliğin yerine yenilerini dayatma çabası ne demokrasi, ne de insan haklarıyla bağdaşır. Böyle bir dayatmaya direnç göstermek ise çok doğal, anlaşılır bir tepkidir.
Rahmetli annem - babam Türk okullarından mezun olmuşlar. Diplomalarını gözüm gibi saklıyorum. Ama gelin görün ki ben azınlık okullarından mezun oldum. Bir zamanların "Türk okulları" bugünün "Azınlık okulları" ya da "Müslüman okulları"na dönüştü. Ne tuhaf değil mi?
Çocukluğum, Gümülcine Türk Gençler Birliği'nin bahçesinde geçti. Rahmetli Osman hocanın mandolin derslerine katıldığım bu lokalin o zamanlar tabelası vardı. Ama ne yazık ki kızım Gümülcine Türk Gençler Birliğine, halk arasındaki tabiriyle kulübe gittiğinde kimliksizleştirilmeye çalışılan, sökülen tabelasının izlerini taşıyan bir binayla karşılaşıyor.
Azınlığın kendini etnik kimliği ile tanımlaması yasak. Ama ülkemiz yöneticilerinin hakkını yememek de lazım. Ben kendime, tek başıma Türk diyebilirim. Çalışma arkadaşım Ozan da diyebilir. Diğer gazeteci arkadaşlarım da. Köşedeki bakkal, çarşıdaki esnaf... Ama biz Ozan'la bir araya gelip kendimizi Türk olarak tanımlayamayız. Çarşıdaki tüm esnafın toplu olarak kendisini Türk olarak tanımlama hakkı yok.
İsminde Türk kelimesi yer alan bir dernek kurmak mı? Haşa... Böyle bir fikri akıldan bile geçirmemekte fayda var. Lakin bu tür girişimlerde bulunanlar "vatan haini", "dış mihrakların uzantıları", "kamu düzenini tehdit eden unsurlar" oluveriyor.
Peki Pomak, Roman dernekleri neyin nesi diyeceksiniz? İstisnalar kaideleri bozmaz... Öküz altında buzağı aramanın da alemi yok!..
Tüm bunlar komik gelmiyor mu size de? Bu mantık dışı, insan haklarıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan davranışlarla bir insanın, bir topluluğun, bir toplumun, bir azınlığın kimliğini değiştirmek mümkün mü sizce? Bir insana, bir topluluğa, bir topluma, bir azınlığa başka bir kimlik dayatarak, onun, onların bunu kabul etmesini beklemek akıl işi mi? Böyle aciz bir devlet anlayışı olabilir mi?
Uygulamadığı AİHM kararları nedeniyle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin baskılarını sineye çekip, uluslararası arenada insan ve azınlık hakları konusunda yaftalanmayı göze almaya değer mi tüm bunlar?
"Türk azınlık yoktur, tek bir azınlık vardır, o da dini azınlıktır" ve revaçta olan son söylemle "Yunanlı Müslümanlar" söylemlerinde ısrar etmekle, bu konuda inatlaşmayı sürdürmekle hiç kimsenin kimliğini değiştirmek mümkün olamaz.
Kısacası, tüm bu dayatmalar ve diretmeler akıntıya kürek çekmekten başka bir işe yaramaz... Tabii anlayana...
23 Haziran 2021 Çarşamba 12:11