23-03-2015
"Hak Oğuzlar"
Geçen Çarşamba akşamı (18 Mart) BAKEŞ'in düzenlediği kitap tanıtımına katılmayanlar kaçırdı. Neyi mi? Güzel ve arı bir Türkçe şölenini.
BAKEŞ'in katkılarıyla basılan Gagavuz gençlerinin şiir ve hikayelerinden oluşan kitabın tanıtımında Gagavuz Türkçesi'nin fonetiği, cümle yapısı, kullanılan özbeöz Türkçe kelime ve ifadeler dinlemeye değerdi.
Gagavuz Türkleri'yle ilk tanışmam, Orestia'da bölgesinde çaylak bir gazeteci olarak yaptığım araştırma ile başlamıştı.
Türkiye'nin Gagavuz Türklerini keşfettiği 1989 yılında, gazeteciliğe ilk adım attığım Milliyet gazetesi, Yunanistan'da yaşayan Gagavuzları araştırma görevini bana vermişti.
Daha sonraki yıllarda ise TİKA'nın düzenlediği konferans ve seminerlerde, Moldova'da yaşayan Gagavuz kardeşlerimizle tanışma fırsatı buldum. Bu sayede güzel dostluklar, arkadaşlıklar kuruldu aramızda.
1999’da özerk bir bölge olan Gagavuz Yeri'ni ziyaret etme, bölgeyi yakından görme ve orada yaşayan Gagavuz aydınları ile bir arada olma şansım oldu. Komrat Devlet Üniversitesi’nin davetlisi olarak Batı Trakya’dan birkaç arkadaş, IV. Uluslararası Balkanlar Türk Kültür ve Sanat Şöleni’ne katılmak üzere başkent (Gagavuzlar’ın ifadesine göre başkasaba) Komrat ve Gagavuz Yeri'nin diğer kasabalarını ziyaret ettik.
İşte o gezi sırasında, Gagavuzları ve kültürlerini daha yakından tanıdım. Kan bağlarımızın dilimizde, gelenek ve göreneklerimizde ne kadar güçlü olduğunu gözlemledim.
Çoğumuzun bildiği, hatta çok sevdiği bir türkü vardır ya....
"Oğlan oğlan kalk gidelim
İdareyi feneri yak gidelim
Ne güzel oğlan
Boynuma dolan"
Bu türkünün Gagavuz halk türküsü olduğunu biliyor muydunuz? Öyle sanıyorum ki hayır.
Türkünün orijinalinde, Gagavuz yer adı bile geçiyor...
"Oğlan oğlan kalk gidelim
Cungarının (yer adı) boyunda
Koyun güdelim
Ne güzel oğlan
Yalabık çoban"
Gagavuzların Kangaz köyünde söylenmiş bu türküyü, sözlerinde ufak tefek değişiklikler olsa da, bilmeyen yoktur.
Ortodoks Hıristiyan Türk topluluğu olan Gagavuzlar, Gagavuz Yeri olarak anılan güney Moldova başta olmak üzere Ukrayna, Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Makedonya, Türkiye, Kazakistan ve Özbekistan’da yaşamaktadırlar.
Pek çok tarihçi, etnolog ve araştırmacının farklı görüşler ileri sürmelerine karşın, hala yaygın olarak bilinen ölüm, evlenme, yerleşim, gelenek ve görenekler içerisinde folklorik pek çok değer ve davranış kalıplarından da açıkça görülmektedir ki, Gagavuzlar’ın etnik ve kültürel orijin temelleri Asya kökenli Türk kimliğine dayanmaktadır. Gagavuzların, eski Türk inançlarını, Hıristiyan Ortodoks öğretileriyle kaynaştırmaları hayli ilginçtir. Örneğin, Rus kilisesine bağlı olan Gagavuz Türkleri’nin bazı ritüellerinde, Moldova ya da Rus Ortodoks kiliselerinde görülmeyen ritüeller dikkati çekmekte, bunların temelinde ise çoğunlukla şamanist geleneğin yattığı gözlenmektedir.
Din konusunda bir diğer ilginç nokta da, Ortodoks olmalarına rağmen, kullandıkları dini terimlerin Kur’an’dakilerle aynı olmasıdır. "Allah, dua, Allah’a şükür" gibi ifadelerin Gagavuzlar’ın dilinden hiç düşmediğini görürsünüz. Hatta kilisedeki dua sırasında (ayin kelimesini kullanmıyorlar) "Kirie eleison" olarak bildiğimiz "Agios o theos, Agios o ishiros, Agios athanatos, Eleison imas" şeklindeki duayı Gagavuz Türklerinden "Agios Allah, Agios kuvvetli, Agios ölümsüz, Hayırla bizi" diye dinlediğimde çok şaşırmıştım.
Hıdırellezi kutluyor olmaları da beni şaşırtan bir diğer nokta olmuştu.
Gagavuzca’ya gelince... Türkiye Türkçesi’ne ve özellikle de Rumeli ağzına en yakın lehçe olup, Oğuz grubuna dahil edilmektedir.
Yazımın sonuç bölümü için ise Komrat ziyaretimiz sırasında tanıştığımız Prof. Dr. Dionis Tanasoğlu’nun (toprağı bol olsun) Gagavuz Türklerini tanımladığı birkaç cümleyi uygun gördüm: "Bizler Hak Oğuzuz. Dilimiz de Oğuz dili. Balkan Türkçesi eski Oğuz Türkçesidir. Gagavuz Türkçesi de hepsinden Oğuzdur."
23 Mart 2015 Pazartesi 23:33