Geçen hafta gözler Belçika'nın başkenti Brüksel'de gerçekleşen NATO zirvesi çerçevesinde bir araya gelen Çipras - Erdoğan görüşmesine çevrildi.

Türkiye'de 24 Haziran seçimlerinin ve yeni hükümet sistemine geçişin ardından iki lider ilk kez bir araya geldi. Başbakan Çipras ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacağı ikili görüşme, doğal olarak biz Batı Trakya Türkleri'nin de ilgi odağı oluverdi.

Görüşmeden ikili ilişkileri etkileyecek ne gibi sonuçlar çıkacağının yanı sıra, azınlığı ilgilendiren konuların bu görüşmede ele alınıp alınmadığı merak konusu oldu.

Görüşme planlandığı saatten geç başladı ve yaklaşık 2 saat sürdü. Durum böyle olunca ister istemez dikkatler de görüşmeye ve görüşmeden çıkacak sonuca çevrildi.

Başbakan Çipras, görüşme sonrası gazetecilerin karşısına geçerek bir basın toplantısı düzenledi. Görüşme, Çipras'ın ifadesine göre, iki lider arasındaki "en kolay görüşmelerden biri değildi."

Türkiye'nin en hassas olduğu konulardan biri olan Atina'daki sekiz darbeci askerin kademeli olarak serbest bırakılması, sınır geçen Yunan askerlerinin Edirne'de tutukluluk halinin devam etmesi son dönemde ikili ilişkilerde ipleri geren en önemli iki nokta.

Çipras, "Uzun zamandan beri, bana göre iki ülke gündeminde öne çıkmaması gereken bir meseleye takılmış durumdayız. 8 askerin hukuki süreci ve özellikle de 2 Yunan askerin kabul edilemez şekilde hapiste tutulmalarından sonra bir kenara bırakılan ticaret, turizm, deniz taşımacılığı gibi bir dizi kritik konularla ilgili yeniden hükümetler arası görüşmeler için ipin ucunu yakalayabiliriz. İstikşafi görüşmelerin yeniden başlayabileceğine inanıyorum." sözleriyle, ikili ilişkileri daha derinden etkileyecek konularda ilerleme yolunda iyi niyetli olduğunu gösterdi.

Ancak Çipras'ın ağızından azınlığı direkt olarak ilgilendiren bir açıklama çıkmadı. Ama "zorlu" geçen bir görüşmede, azınlık konusunun yer almaması bana göre mümkün değildi.

Nitekim, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Brüksel'den dönerken kendisine eşlik eden gazetecilerle sohbetinde Batı Trakya Türk azınlığı konusu da gündeme geldi.
Gazetecilerin, "Yunanistan Başbakanı Çipras'la yaptığınız ikili görüşmede atmosfer nasıldı?" sorusuna Erdoğan'ın verdiği yanıtta, azınlığı yakından ilgilendiren oldukça önemli bir açıklama vardı.

"Batı Trakya konusunu ciddi manada ele aldık. Batı Trakya'da atamayla değil, seçimle müftü gelmesi konusunu hatırlattık. İnşallah seçimle müftü olacak. 'Hayır' demiyor, 'Yeni sisteme geçeceğiz, atama olayını kaldıracağız' diyor. Yani bu konuda yeşil ışık yaktı diyelim."

Türkiye Cumhurbaşkanı'nın bu açıklaması doğal olarak Yunan basınında geniş yankı buldu. Ve Hükümet Sözcüsü Dimitris Canakopulos'tan tahmin edilen açıklama da gecikmedi.

"Trakya'daki azınlığın dini ve sosyal hayatının nasıl düzenleneceği müzakere konusu değildir; çünkü bunlar sadece Yunan devletini ilgilendiren konulardır."

Canakopulos'un söyledikleri bir tarafa, siyasi kulislerde hükümetin müftülükler konusunda yeni bir düzenleme hazırlığı içinde olduğu konuşuluyor. Geçtiğimiz günlerde, Eğitim Bakanı Kostas Gavroglu'nun devlet tarafından İskeçe Müftülüğü'ne atanan Şinikoğlu ile görüşerek istifa etmesini istediği, aynı teklifi diğer tayinlilere de yapacağı yönünde Yunan basınında çıkan haberleri hatırlayacaksınız.

Türkiye'den müftülük konusunda "yeşil ışık" haberi geliyor. Atina, "iç meselemiz" diyerek haberleri yalanlıyor.

Bize de azınlık olarak müftülük seçimi "olacak, olmayacak" diyerek papatya falı bakmak kalıyor...