Anasayfa
<
24-04-2017

Atina ve cami...
Antik Yunan'da, demokrasinin doğduğu yer olan ve bu nedenle "demokrasinin beşiği" olarak tanımlanan Atina, AB içerisinde uzun yıllar camisi ve Müslüman mezarlığı olmayan tek başkent ünvanını korudu.

Lakin, sonuna gelinmese de cami konusunda epey bir yol alındı... Ama mezarlık konusunda henüz ses seda yok.

Atina'da bir cami inşa edilmesi isteği, aslına bakarsanız 100 yıl ve ötesine uzanıyor. Ancak o kadar uzağa gitmeye de gerek yok. Daha yakın tarihe baktığımızda, Atina'da cami inşa edilmesinin ilk kez 1976 yılında kararlaştırıldığını görüyoruz. Yakın tarih dediğimiz olay da aslında neredeyse yarım asrı geride bırakmış.

Atina'da cami olayı, o günden bugüne aşırı milliyetçi çevrelerle bir kısım fanatik din adamının tepkisiyle 2016 yılına kadar geldi.

Lafı fazla uzatmaya gerek yok. Özetle, geçen bunca yıl içerisinde hukuki ve bürokratik engeller çıkartılıp, Atina'da cami yapımı engellendi.

Tam bir yılan hikayesine dönen cami için son olarak Votanikos semtindeki Deniz Kuvvetleri'ne ait eski bir hangar uygun görüldü.

Cami inşasının önünü açan son yasal düzenleme de geçen yaz meclisten geçtikten sonra, açılan ihalede dört firmanın ortak sunduğu teklif kabul edilerek inşaat aşamasına geçildi.

Avrupa'nın camisiz tek başkentinde, 887 bin euroya mal olması beklenen inşaatın teslim tarihi olarak Nisan ayı verildi. Fakat "evdeki hesap çarşıya uymadı" ya da "uydurulmadı". Nisan ayından Mayıs'a ertelendi. Mayıs ayından da Temmuz veya Ağustos'a kaldı.

İhale şartnamesine yüklenici firmaların işi zamanında teslim etmemeleri halinde cezai yaptırım şartı koyulup koyulmadığı, koyulduysa da uygulanıp uygulanmayacağı da bilinmezler arasında.

Cami inşaatının bu son aşamasında siyasi bir sorun ya da bir pürüz var mı gerçekten, yoksa ihaleyi alan firmaların işi yetiştirememesinden mi kaynaklanıyor son durum bilemiyorum. Ancak Atina'da yaşayan Müslümanlar'daki kanı, bu işin kasıtlı olarak uzatıldığı, caminin ibadete açılmasına yönelik belli kesimlerdeki direncin devam etmesiyle ilintili olduğu yönünde.

Yunanistan Müslümanlar Birliği Başkanı Naim Elgandur'un, "Atina'daki camiye girip ibadet etmeden bu caminin tamamlandığına ve açıldığına inanmayacağım." sözleri tam da bunu gösteriyor.

Aslında bu sözler, Yunanistan'da hakim olan ırk ve dinden olmayanların, devlete olan inancının ve güveninin ne kadar zedelenmiş olduğunun da bir kanıtı. Acı ama gerçek bu, ne yazık ki. Daha da acı olanı, devletin bu güveni yeniden sağlama isteği ve iradesi içerisinde olmaması.

Elgandur'u, Elgandurlar'ı; hissettiklerini, maruz kaldıklarını, azınlık olarak çok iyi anlıyoruz...


24 Nisan 2017 Pazartesi 15:07