01-08-2016
Çok üzücü...
Sanki de dünyanın çivisi yerinden çıkmış durumda. Terör saldırıları, anavatan Türkiye'de yaşanan darbe girişimi... Herşey o kadar ürkütücü ki...
Dünyanın çıkan çivisinin herkese dokunabileceğinin kanıtı ise son olaylarda Batı Trakya Türk azınlığının da iki şehit vermesi. Türkiye'de yaşanan darbe girişimi sırasında şehit düşen meslektaşımız Mustafa Cambaz, diğer tarafta hayatının baharında teröre kurban giden Hüseyin Dayıcık yaşanan üzütülere üzüntü ekledi.
Dünyada daha önce tanık olduğumuz Doğu - Batı bloklaşması çoktan tarihe karıştı. Kutuplaşmada artık baş aktör "radikal İslam". Kapitalizm ve komünizm arasındaki çekişme soğuk savaş şeklinde yaşanırken, yeni dünya düzeni tehlikeyi sokaklara, alışveriş merkezlerine, festivallere, havaalanlarına taşıdı. Yani artık direkt hedef masum insanlar.
İslam alet edilerek, İslam adına yapıldığı iddia edilen insanlık dışı saldırılar, eylemler ise masum Müslümanları "öcü" haline getiriyor. İslamofobik bir dünyanın ortaya çıkardığı yeni düzen, İslamla ilgili herşeyden kuşku duyulmasını, dışlanmasını, ötekileştirilmesini beraberinde getiriyor.
Farklıya tahammülsüzlük her aşamada karşımıza çıkıyor. Yıllarca ayrımcılığa maruz kalan bir kitle olarak, bunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz.
İnsanı insana kırdıran, düşman eden bu durumdan sıyrılmanın tek yolu ise herkese yönelik eşit ve adil yaşam koşullarından geçiyor. Herkesin aynı algılandığı, herkesin aynı fırsatlara sahip olduğu bir dünya düzeninden bahsediyorum. Tabii ki bunu sağlayacak olanlar da ülke yönetimleri.
İşte böyle bir ortamda, ülkemizde azınlık olarak yaşadığımız ötekileştirme politikalarına son verilmesi umudunu taşırken, aslında hiçbir şeyin değişmediğini görmek insanı çok üzüyor.
Solun genç ve dinamik lideri, hükümetin başı Çipras'ın yeni seçim yasasını şekillendirirken azınlık oylarının hesabını yapması ve yüzde 3'lük barajı sırf ve sırf bu yüzden kaldırılmaması yeniden bir hayal kırıklığına neden oluyor.
Merkez Birliği Partisi'nin lideri Levendis'in meclis kürsüsünden yaptığı bu itiraflar ürkütücü. Yüzde 3'lük baraj nedeniyle 35 yıl meclise girme şavaşı veren Levendis bile, azınlık ve "Türkiye'nin Yunan meclisine ayak basması tehlikesi" söz konusu olunca, ömür boyu verdiği mücadeleden vazgeçebiliyor.
Meclis kürsüsünden yükselen bu birkaç dakikalık söylem, azınlık politikasının partiler üstü olduğunu ve azınlığın sağ, sol farketmeden "tehlike" olarak algılandığını gösteriyor.
Çok üzücü, çok...
* * * *
Sevgili okuyucularımız, yaz tatili nedeniyle yayınımıza bir süreliğine ara vereceğiz.
Yeni yayın döneminde buluşmak dileğiyle...
1 Ağustos 2016 Pazartesi 19:25