12-01-2016
Eğitimde diyalog süreci
ve azınlık...
Eylül ayında yapılan seçimler sonrasında kurulan yeni SİRİZA - ANEL hükümetinde, Eğitim Bakanlığı'nın başına geçen Nikos Filis, daha iyi bir eğitim sistemi için kolları sıvadı.
Bunu yaparken de, oldukça demokratik ve Yunanistan'da şimdiye kadar denenmemiş bir yöntemi devreye soktu. Bizzat toplumun kendisine, eğitimle ilgili fikirlerini söyleme, dile getirme fırsatı ve platformu oluşturdu. Yani eğitimin geleceğini belirlerken sadece Eğitim Bakanlığı'nın siyasi ve bürokratik kadrosu, parlamentoda ilgili komisyonlar değil, bizzat halkın kendisi söz sahibi olabilecek.
Eğitim alanındaki bu diyalog süreci, 2015 yılının son günlerinde Eğitim Bakanı Nikos Filis'in Milli ve Sosyal Diyolog Kurulu'nun ilk toplantısını gerçekleştirmesiyle de resmi olarak başlamış oldu. Bu çerçevede, görüş ve fikirlerin dile getirileceği bir internet platformu da oluşturuldu. Bakanlığın koyduğu format doğrultusunda hazırlanan öneri ve projeler, sözkonusu internet sayfasında yer almaya başladı bile.
Nikos Filis, eğitim sistemindeki değişikliklerle ilgili başlatılan bu diyalog sürecini anlatırken, Yunan toplumunun daha iyi bir eğitim sistemine layık olduğu vurgusunu yaptı. Eğitim alanında yapılacak reformların başarısının eğitimci, öğrenci ve ebeveynlerin katılımcılığına bağlı olacağı mesajını verdi.
Nisan ayında sona erecek bu süreçte, konuyla ilgili ve ilgisi olan tüm sosyal katmanların görüşü alınacak ve eğitim alanında yapılacak reformlarda bu görüş ve projeler önemli rol oynayacak. En azından böyle söyleniyor.
Eğitim alanında hükümetin yeni arayışlara girdiği, reform hazırlıkları içerisinde olduğu bu dönemde, doğal olarak "azınlık eğitiminin geleceği ne olacak" sorusu geliyor akla.
Görüşülmeyen, konuşulmayan, oldu bittilerle bugüne kadar getirilen azınlık eğitimindeki sorunlar yumağının çözülmesi için azınlık yıllardır siyasi irade ve diyalog bekliyor.
Eğitim Bakanlığı'nın başlattığı diyalog sürecinin konu alt başlıklarında, azınlık eğitimi de yer alıyor. Bu bağlamda, hükümetin başlattığı bu diyalog sürecine bizlerin de azınlık olarak bir yerinden girmesi gerekiyor. Şu ana kadar "Harmanlık Mahallesi'ne Azınlık Okulu İstiyoruz" hareketi sözcüsü Kamil Sıcakemin hazırladığı öneri dışında, Eğitim İçin Milli Diyalog internet sitesinde azınlıktan gelen bir öneri yok.
Azınlık kurum ve kuruluşlarının, Eğitim Bakanlığı'nın başlattığı bu sürece katılması, azınlık eğitimiyle ilgili talepleri, var olan eksikleri dile getirmesi, sorun ve çözüm yollarını bilimsel bir dille aktarması gerekiyor.
Kim bilir, belki de ülke çapında başlayan bu diyalog süreci, sesimizin duyulması, sesimize kulak verilmesi, isteklerimize alıcı gözüyle bakılmasına vesile olabilir.
"Ne kadar iyimsersin" diyebilirsiniz; yerden göğe de haklısınız. Diyalog diyalog diye çırpınan, yıllardır çözüm ümidiyle yaşayan, ancak her defasında hüsrana uğrayan bizlerin geleceğe umutla bakma ihtimali neredeyse kalmadı.
Tüm olumsuzluklara rağmen sesimizi duyurmak için elimizdeki her türlü enstrümanı kullanmak zorundayız. Her türlü fırsatı değerlendirmek mecburiyetindeyiz.
Hiç tutar mı demeyin. Ya tutarsa...