Anasayfa
<
21-12-2015

Dışa açılmanın önemi
Batı Trakya Türk azınlığı, uzunca bir süredir sorunlarını Yunanistan dışında anlatma konusunda başarılı bir çalışma içerisinde.

Gerek Batı Trakya'dan, gerekse Avrupa'dan azınlık temsilcileri başta Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, AGİT olmak üzere, değişik platformlarda Batı Trakya Türk azınlığının yıllanmış sorunlarını anlatıyor ve güncel sıkıntıları dile getiriyorlar.

Bu açılım, Batı Trakya Türkleri açısından, belki de çoğumuzun farkına varmadığı ölçüde önem taşıyor.

Uluslararası alanda sürdürülen ilişkiler, sorunlarımızın daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladığı gibi, bu sorunların çözümü noktasında da ülkemiz Yunanistan yetkililerine yönelik baskı unsurlarını çoğaltıyor.

GÜNDEM gazetesi olarak, yakın geçmişte karşı karşıya kaldığımız tazminat davasında da bu tür ilişkilerin ne kadar faydalı olduğunu bizzat gördük. Gazete olarak o dönem yaptığımız bir dizi yazışmanın yanı sıra, uluslararası toplantılarda konunun gündeme getirilmesi, sesimizin Yunanistan dışında da duyulmasına neden oldu. Hatta davayı FUEN, MİDAS gibi yabancı kuruluşlar gözlemci olarak izledi.

Avrupa Ulusları Federal Birliği (FUEN) Başkanı Hans Heinrich Hansen ile Avrupa Yerel ve Azınlık Dillerinde Yayınlanan Günlük Gazeteler Derneği (MİDAS) yönetim kurulu üyesi Bojan Brezigar, GÜNDEM ve MİLLET gazetelerinin Trakya İstinaf Mahkemesi'ndeki duruşmalarını izlemek için Gümülcine'ye geldi.

Gelelim son olaylara... Dostluk Eşitlik Barış Partisi'ne yönelik saldırının, azınlık dışından kurum ve kuruluşlar tarafından kınanması , uluslararası alanda yaptığımız çalışmaların sonuç verdiğinin bir göstergesi.

Avrupa Parlamentosu'nda temsil edilen Avrupa Hür İttifakı (EFA) Başkanı Francois Alfonsi, üyesi olan DEB Partisi'ne yapılan saldırıyla ilgili Yunanistan yetkililerine mektup gönderip, "Atina, artık azınlık gruplarının sesine kulak vermeli ve gerçek bir AB üyesi ülke olarak hareket etmelidir." diyebiliyor. Ayrıca, gazetemizin kendisine saldırıyla ve azınlık sorunlarıyla ilgili yönelttiği soruları yanıtlıyor.

Bundan bir 5 veya 10 yıl önce, Avrupa Parlamentosu'nda temsil edilen bir grubun başkanıyla konuşmak, görüşlerine başvurmak acaba mümkün müydü?

DEB'e yönelik saldırıyı kınayan, Avrupa'daki azınlıkların çatı kuruluşu olan FUEN'e ABTTF, BTAYTD ve DEB gibi kurum ve kuruluşlarımızla üye olmasının yanı sıra, FUEN'in yönetim kadrosunda da azınlık olarak söz sahibiyiz.

Sorunlarımızı anlatmak için Avrupa kentlerinde toplantıdan toplantıya koşuşturanlar, sıkıntılarımızı dile getirmek için kapıları aşındıranlar, azınlığa yönelik haksızlıkları uluslararası toplantılarda dile getirenler, Yunan delegasyonlarına cevap yetiştirenler... Hepinize çok çok teşekkürler...

Gündelik hayatın içinde insanoğlu olağanüstü ve sıradışı şeyleri bile kanıksayıp, olağan ve sıradan görebiliyor. Bu nedenle bazı çabaların, verilen emeklerin hatırlatılmasında ve altının çizilmesinde fayda var.

Unutmadan, bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. DEB Partisi'ne yapılan saldırı, sadece bu parti ve azınlığa yapılan bir saldırı değildir. Bölgeye, bölgenin huzur ve barış ortamına yönelik bir tehdittir. Bu nedenle Yunanlı yetkililerin, siyasi partilerin ve kurumların vereceği tepki çok önemlidir. Bu tür saldırılara tepki vermemek, sessiz kalmak, aşırılık yanlılarını cesaretlendirecek, daha kötü olayların gerçekleşmesine zemin hazırlayacaktır. Buna, bunu isteyenlere ne olur imkan vermeyelim...

21 Aralık 2015 Pazartesi 14:12