05-10-2015
Siyasi irade aranıyor...
Yıllar önce kızımın, "Anneanne sen çocukluğunda hangi çizgi filmi seyrediyordun?" sorusuna annemin, "Benim çocukluğumda televizyon yoktu" yanıtı karşısındaki şaşkınlığını hala unutamıyorum.
Anneannesinin hangi çizgi filmi sevdiğini araştırırken yaşadığı şaşkınlık, benim çocukluğumun bir bölümünün de televizyonsuz geçtiğini, hatta ilk yayınların siyah - beyaz olduğunu öğrenmesiyle devam etmişti.
Bugünün çocukları için televizyonsuz bir hayatı düşünmek bile mümkün değil, değil mi? Hele son nesil bırakın televizyonu, internet denen bir ortamın içine doğdu. Bir tuşa basarak koca bir dünyaya erişen, bırakın siyah beyaz yayını, üç boyutlu çizgi film izleyen çocukların geçmişi doğal olarak tasavvur etmeleri çok güç.
Kızımın yüzündeki benzer şaşkınlık ifadesini, geçen gün azınlık okullarındaki kitap eksikliği konusunun açılmasıyla bir kez daha gördüm.
Bir öğrencinin kitabı olmaması, onun düşünemeyeceği, hatta aklının ucundan bile geçiremeyeceği bir şeydi.
Çocuk ruhunu incitmeden, onun algılayabileceği şekilde anlatmaya çalıştım; ama anlamadı.
Eğitimini Türkiye'de sürdüren 10 yaşındaki bir çocuk için doğal olarak kavrayabilmesi imkansız bir şey bu.
Tabii, Batı Trakya'da yaşayan ve azınlık okullarına giden 10 yaşındaki bir çocuğun da kitabının olmamasını, öğretmenlerinin eksik olmasını, okulunun kapatılmasını, aldığı eğitimin yanı başındaki Yunan devlet okulundaki yaşıtıyla aynı olmadığını anlaması mümkün değil.
Evde, çevresinde yapılan sohbetlerle, okulunda birşeylerin ters gittiğini algılıyor olabilir. Ancak kendisine yapılan haksızlığın farkına varması, en doğal hakkı olan eğitim hakkının gasp edildiğini idrak etmesi daha uzun yıllarını alacak.
Eğitim dernekleri başkanlarının yaptığı çağrılar, yıllardan bu yana var olan eğitim alanındaki sorunların zamana direndiğini açıkça gösteriyor.
Yıllardır aynı sorunlar, aynı şiddette devam ediyor. Bugünün masum çocukları, yarının büyükleri olacak. Malum, onlar üzerine bir yatırım yapmayı sistem istemiyor.
Kimse demokrasiden, fırsat eşitliğinden bahsetmesin. Yunanistan'da hangi siyasi parti azınlığa yapılan haksızlıkları kabul edip, günah çıkartmaya hazır? Sakın "yasalar önünde eşitlik" politikası cevabını da kimse vermesin bana. Traktör ehliyeti alabilmek, evini tamir ettirebilmek, bir ev satın almak kazanılmış ya da verilmiş bir hak olarak gösterilemez.
Gerçek siyasi iradeden bahsediyorum. Geçmişin yanlışlarını mertçe kabullenecek, ileriye yürümek için yollar arayacak, bugüne kadar yapılan yanlışları gerçek anlamda pozitif ayrımcılık politikaları üreterek telafi etmeye çalışacak bir iradeden.
Geçmiş iktidarlar ne yazık ki, azınlık konusunda siyasi bir irade ortaya koyamadı. Azınlığın sorunlarına çözüm konusunda umut bağladığı SİRİZA'nın yedi - sekiz aylık iktidar süresi de daha çok ekonomik pazarlıklarla geçti. Ancak bu kısa süre içerisine azınlığın yaşadığı hayal kırıklıkları da, son anda direkten dönen yanlışlıklar da sığdı.
SİRİZA yine iktidar. Anlam veremediğim, radikal sol ile aşırı sağın ortaklığı bu yeni dönemde de devam ediyor. Aslında SİRİZA değişiyor. Radikal soldan, merkez sola doğru yapılan bu yolculukta, umarım SİRİZA'nın azınlıklarla, ezilen, ayrımcılığa maruz kalan gruplarla ilgili dünya görüşleri de değişmez...
5 Ekim 2015 Pazartesi 13:59