Anasayfa
<
09-09-2015

Öyle bir ölsem çocuklar, Size hiç ölüm kalmasa - Aziz Nesin
Sosyal medyanın yaygın kullanımı, iletişim anlayışında ciddi değişikliklerin olmasına neden oldu. Habere, gelişmelere, olaylara ulaşmak artık eskisinden çok daha kolay. İnsanların tepkilerini, duygu ve düşüncelerini ifade etmekte yarıştıkları bu alan, çoğu zaman toplu ifade ve reaksiyon platformuna da dönüşebiliyor.

Malum, son günlerin en can acıtan olaylarından biri Suriyeli masum insanların yaşadığı dram. Ülkelerindeki savaş ortamı nedeniyle yeni hayat arayışı içinde olan insanların, hemen hemen her gün Ege sularında yitip giden hayatlarına tanık oluyoruz.

Son olarak yine Ege'yi geçme çabalarının hüsranla sona eren kareleri, sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Suriyeli küçücük bir çocuğun sahile vuran cansız bedeni, uzun zamandır yürekleri sızlatan insanlık dramının simgesi haline dönüşüverdi. İnsanlık ayıbının bu fotoğrafı "twitter"ın en çok konuşulan konuları arasında yerini aldı. "#KiyiyaVuranInsanlik" etiketiyle binlerce "tweet" atıldı.
Garip bir tesadüftür ki çok kısa bir süre öncesinde, "Dünya Barış Günü" nedeniyle atılan tweetler, facebook'ta paylaşılan mesajlar sosyal medya hesaplarında dikkat çekiyordu. Dünyada olmayan bir barışın kutlandığı mesajların yazıldığı o anlarda, Suriyeli 12 kişi Bodrum'dan İstanköy'e, sonu bilinmeyen bir yolculuğa hazırlanıyordu.

İnsanlık, tarihi boyunca ne acılar yaşadı. Dünya savaşlarıyla milyonlarca insan hayatını kaybetti, milyonlarcası yaralandı, sakat kaldı, şehirler yok oldu. Bu büyük acıların tekrarlanmaması için insanlık sözde önlemler aldı, savaş karşıtı, barış yanlısı mekanizmalar oluşturdu.

Ama nafile... İnsanlık tarihinin gördüğü en kanlı savaşın başladığı 1 Eylül'ün yıldönümünde, dünyamızda yine insanlar ölmeye devam ediyor. Çocuklar, kadınlar hayatını kaybediyor. İnsanlar katlediliyor, kadınlar tecavüze uğruyor. Harabeye dönüşmüş hayalet şehirler bugün de varlığını sürdürüyor.

Olmayan bir barış, olmayan bir insanlık hüküm sürüyor, sözüm ona "gelişmiş" dünyamızda.

Biz ise tüm bu yaşananlara gözlerimizi kapatmaktan başka ne yapabiliyoruz? Çoğumuzun bakmaya yüreği yetmeyen fotoğraf kareleri, görüntüler, binlerce insanın kaderi, yaşanmışlığı.

O kıyıya vuran çocuğun, kendi çocuğu olabileceği ihtimalini bile düşünmek istemiyor insan! Birkaç yıl önce gündelik hayatları içinde yuvarlanıp giden binlerce, milyonlarca Suriyeli de bugünlerini akıllarının ucundan bile geçirmiyorlardı.

Dünya, çıkar grupları kana doymuyor. Bizler de elleri kolları bağlı, dili tutulmuş bir şekilde ahlayıp vahlamanın ötesine geçemiyoruz.

Tarih, bu insanlık dramının sorumlularını bir gün mutlaka yargılayacak. Muhtemelen tüm biz sessiz kalanları da. Ancak ne vicdanlardaki rahatsızlık, ne tarihin yargılamaları yeni felaket ve dramların önüne geçemeyecek. Savaşı başlatanların hüküm sürmesine izin verdikçe değişen bir şey olmayacak.

Ünlü Fransız şair - yazar Victor Hugo'nun dediği gibi, "Birisi barışı başlatmalı, tıpkı savaşı başlattığı gibi."


9 Eylül 2015 Çarşamba 12:13