Anasayfa
<
13-01-2020

Bir azınlık okulunun hazin öyküsü...
İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi eğitim yılına sorunlarla başladı. Okul binasının eski olması bir yana, okula başvuruda bulunan öğrenci sayısının kapasitesinin çok üzerinde olması yeni problemleri de beraberinde getirdi. Yetkililer, okul binasının yetersizliğine çözüm olarak, öğrencilerin ve velilerin karşı çıktığı vardiyalı eğitim sistemini getirdiler.

Vardiyalı eğitim, Yunanistan'da artık tarihe karışmış bir uygulama.
Durum böyle olunca, azınlık lisesinden yeni eğitim yılına boykotla siftah yapıldı. İki hafta devam eden eylemin ardından ise 23 Eylül'de, azınlık tarihine geçecek dev bir yürüyüş gerçekleşti. 2 binin üzerinde veli, öğrenci ve İskeçeli soydaş, vardiyalı eğitim sistemini protesto etti ve çağın gereklerine uygun bir okul binası talebini dile getirdi.

Yerel yetkililerle görüşmeler yapıldı, Eğitim Bakanlığı'na talepler iletildi. Geçici çözüm olarak prefabrik üç sınıfın ek binanın bahçesine yerleştirilmesi istendi ve bu konuda vaatler alındı.

Ancak ne gelen prefabrik sınıflar, ne de konunun peşinde olan yöneticiler ve ilgililer var.

15 günlük Noel tatilinin ardından okullar açılırken, İskeçe'deki azınlık çocukları için değişen hiçbir şey olmadı. Yani eğitim yılı yarılandı, ama sorunların çözümü konusunda bir arpa boyu yol katedilmedi. Üstüne üstlük ufukta bir çözüm de görünmüyor.

İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi'nde 730 öğrenci eğitim görüyor. Öğrenci sayısı bakımından bölgenin en kalabalık lisesi. 50 de eğitimci var.

Okul binasını bilenler yukarıdaki rakamların ne kadar korkutucu olduğunu anlayacaklardır.

Deyim yerindeyse balık istifi bir durum söz konusu...

Lisedeki sorunları konuştuğumuz İskeçe Azınlık Ortaokulu - Lisesi Encümen Heyeti Başkanı Erhan Hüseyin Ali, "Olması gereken şartlara sahip bir okul binasında eğitim yapmak gibi makul bir talep olamaz." diye serzenişte bulunuyor.

Çok haklı... Ama konu azınlık olunca ne hak, ne hukuk söz konusu.

İskeçe Azınlık Ortaokulu - Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı İlker Topal da, "Devletin neden bu şekilde davrandığına bir anlam veremiyorum. Çocuklar adeta cezalandırılıyor. Böyle bir durum olmamalı ve olamaz diye düşünüyorum." diyerek yakınıyor.

Çok haklı... Mantıklı her insanının cevap bulmakta zorlandığı bir durumdan bahsediyoruz.

Ama konu azınlık olunca aklı selim ortadan kalkıyor; neden - niçin sorularına cevap bulmak zorlaşıyor.

"Çocuklarımız da, aileler de böyle bir ilgisizliği hiçbir şekilde hak etmiyor. Bu bize yapılan çok büyük bir haksızlıktır." diyerek tepkisini dile getirmeye devam ediyor İlker Topal.

Evet, bir ülke vatandaşı, hele hele o ülkenin çocukları, gençleri böylesi bir muameleyi asla hak etmiyorlar. Üstelik Avrupa'nın ortasında, Avrupa Birliği'nin kolları arasında yaşarken.

İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi'nin içler acısı durumunu bilmeyen, görmeyen yok. Altyapı açısından yetersizlikleri gün ışığı gibi ortada.
Ama görmek isteyene...

Sırf azınlık okulu olduğu için okulun yetersizliklerini görmezden gelmek, azınlık okulunu seçtikleri için öğrenci ve velilerin sorunlarına, şikayetlerine, taleplerine kulak tıkamak hiçbir şekilde çağdaşlıkla, medeniyetle, iyi niyetle bağdaştırılamaz.

Ne yazık ki burada net bir şekilde KASIT var...

13 Ocak 2020 Pazartesi 14:35