06-09-2018
Öğüt ve hatırlatma
"Sen öğüt verip hatırlat; çünkü gerçekten öğütle hatırlama, müminlere yarar sağlar." (Zariyat Suresi, 55)
Allah dünya hayatında insanlara öğüt alabilecekleri kadar bir süre tanır ve bu süre içerisinde onlara türlü yollardan hatırlatmalar yapar. Özellikle insanın günlük yaşamı içinde karşılaştığı pek çok olay bu hatırlatmaların kapsamı içine girer. Örneğin her gün pek çok ölüm olayı gerçekleşmesi, bunlardan haberdar olmamız hatta şahit olmamız Allah’tan gelen birer hatırlatmadır. Allah bu olaylarla bize de ölümle her an karşılaşabileceğimizi hatırlatır. Aynı şekilde dünyada insanların sahip olduğu fiziksel eksiklikler de Rabbimizin bir hatırlatmasıdır. İnsan kendi eksiklikleri ile gün boyunca muhataptır ve bunları görmezlikten gelmesi mümkün değildir. Allah bu eksiklikleri insanlara dünyada vererek, buradaki yaşamın tutkuyla bağlanılacak bir yönü olmadığını hatırlatır sürekli. Yine Allah’tan insanlara hatırlatma mahiyetinde ulaşan bir diğer olay da elindeki nimetlerin kaybı ve belaya uğramadır. Bir insan çok güzel veya çok zengin olabilir. Ama Allah dilerse herhangi bir olayı sebep kılarak bu güzelliği de, malı-mülkü de o kişinin elinden alabilir. Ki bunun örneklerine çevremizde çok sık rastlarız.
İşte bunların tümünün Allah’ın kullarına bir rahmet olarak yaptığı hatırlatmalar olduğunu, bunları düşünüp Allah’ın bizi davet ettiği doğru yolda ilerlememiz gerektiğini sakın unutmayın. Ancak Kuran’da da bildirildiği gibi bu hatırlatmalar müminlere yarar sağlarken Allah’a karşı büyüklenenlere son derece ağır gelir:
"Şu halde, eğer ’öğüt ve hatırlatma’ bir yarar sağlayacaksa, ’öğüt verip hatırlat.’ Allah’tan ’içi titreyerek korkan’ öğüt alır-düşünür. Mutsuz-bedbaht’ olan ondan kaçınır." (A’la Suresi, 9-11)
Yine unutmayın ki Kuran’ı, Allah insana, bir rehber ve başlıbaşına bir öğüt ve hatırlatma olarak indirmiştir. Allah bu gerçeği bir ayetinde şöyle bildirmektedir:
"Andolsun Biz bu Kuran’da çeşitli açıklamalar yaptık, öğüt alıp düşünsünler diye. Oysa bu, onların daha da uzaklaşmalarından başkasını arttırmıyor." (İsra Suresi, 41)
Yapılan hatırlatmaların tümünün Allah’tan geldiğini unutmayın. Mümin için, kendisine yapılan her hatırlatma son derece kıymetlidir. Kuran’da insanlara birbirlerine sürekli iyiliği tavsiye edip, kötülükten alıkoymaları ve birbirlerine bu konuda hatırlatma yapmaları öğütlenir. Özellikle Allah’ın gönderdiği elçiler çevrelerindeki halkı, büyük azaptan korumak için sürekli uyarırlar:
"Ey Kitap Ehli, elçilerin arası kesildiği dönemde: "Bize müjdeci de, bir uyarıcı da gelmedi" demenize (fırsat kalmasın) diye size apaçık anlatan elçimiz geldi. Böylece müjdeci de, uyarıcı da gelmiştir artık. Allah herşeye güç yetirendir." (Maide Suresi, 19)
Unutmayın ki tüm bu hatırlatmalar ancak Allah’tan korkanlara etki eder. Allah korkusu olmayanlar, bu hatırlatmalar üzerinde düşünerek kendilerine bir ders çıkartamazlar. Allah inkar edenlerin bu durumunu bize şöyle bildirmiştir:
"Şüphesiz, inkar edenleri uyarsan da, uyarmasan da, onlar için fark etmez; inanmazlar. Allah, onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir; gözlerinin üzerinde perdeler vardır. Ve büyük azab onlaradır." (Bakara Suresi, 6-7)
Aslında insan her ne yaparsa yapsın; ister kendisine hatırlatılanları hatırda tutup kulluk etsin, isterse tüm öğütleri unutup bir yana atsın bu hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Herkes Rabbimize hesap vereceği güne doğru hızla ilerlemektedir. Asla unutmayan ve yanılmayan Allah, tüm insanları huzurunda toplayacak ve sorgulayacak olandır:
"...Yakında gaybı ve müşahede edilebileni Bilen’e döndürüleceksiniz ve O, size yaptıklarınızı haber verecektir." (Tevbe Suresi, 105)
Öyleyse siz de karşınıza çıkan her hatırlatmanın Allah’tan son bir uyarı, son bir fırsat olabileceğini unutmayın. Eğer sonsuz bir azapla karşılaşmak istemiyorsanız, tek kurtuluşunuzun da bir an önce tevbe edip, Allah’a kulluk etmek olduğunu sakın aklınızdan çıkarmayın.
6 Eylül 2018 Perşembe 14:47