28-05-2024
Özde birlik ve beraberlik
İnsan, fıtratı gereği daima mutluluğu aramaktadır. Kişinin aradığı mutluluğa kavuşabilmesi ve onu huzurlu bir şekilde yaşayabilmesi için toplum hayatına ihtiyacı vardır. Toplu yaşamaktan başka alternatifi olmayan insanın huzuru ve mutluluğu da, toplumun huzur ve mutluluğuna bağlıdır. İnsan, karşılaştığı sıkıntıları, içinde yaşadığı toplumun bireyleri ile paylaşma ihtiyacını hisseder. Çünkü insan karşı karşıya kaldığı bazı problemleri, kişisel imkân ve gayretiyle her zaman aşması mümkün olmayabilir. İşte bu noktada, birçok değişik mesleklerden ve farklı yetenek sahibi kimselerden teşekkül etmiş olan birlik ve dayanışma içerisindeki bir toplum büyük önem arz etmektedir. Farklı görüş ve özelliklere sahip, çeşitli bireylerden oluşan toplum fertlerinden hiç birinin üslendiği görev, diğerine kıyasla küçümsenemez. Toplumda âlim-cahil, zengin-fakir bütün kesimleriyle tam bir birlik-beraberlik oluştuğunda birlikte yaşamanın bir anlamı olabilir. Dünya ve âhirette mutlu olmak ancak Allah'ın Kitabına sarılmak, birlik ve beraberlik içinde olmakla mümkündür. Bu gerçeği Yüce Allah şöyle dile getirmektedir:
"Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'ân'a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz" (Al-i İmran, 3/103)
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v) ise. "... Size cemaati tavsiye ederim. Ayrılıktan sakının. Zira şeytan, tek kalanla birlikte olur. İki kişiden uzak durur. Kim cennetin ortasını dilerse, cemaatten ayrılmasın. Kimi yaptığı hayır sevindirir ve kötülüğü de üzerse, işte o, mü'mindir" (Tirmizî, Fiten 7. IV, 465-466.)
"Sizden biriniz, kendisi için sevip istediğini kardeşi için de istemedikçe gerçekten iman etmiş olamaz" (Buhari, İman 9.) buyruklarıyla cemaatten uzaklaşmamayı sık sık hatırlatmış ve her vesile ile birlik ve beraberliğin önemini vurgulamıştır.
İslâm dini, âyet ve hadislerle temellendirdiği kardeşlik bağıyla, toplumda ilişkilerin sağlıklı ve düzgün olmasını hedeflemiş ve aynı zamanda bunu imanla ilintilendirmiştir. Tek bir Allah'a, aynı Peygambere ve aynı Kitaba inanmış olan Müslümanların Kur'ân'ın etrafında birleşmeleri, "birlikte dirlik vardır." ilkesine sarılmaları, asla bölünüp parçalanmamaları öğütlenmiştir.
İnsan, yaratılışı gereği toplum içinde yaşamak mecburiyetindedir. Toplum içindeki fertler karşılıklı bir takım hak ve vazifelerle yükümlüdürler. Bu yükümlülüğün yerine getirilebilmesi için, kişinin hak ve vazifenin kutsiyetine inanması gerekir. Bu kutsiyeti belirleyecek olan en önemli kaynak dindir. Allah'a ve ahirete inanan, yaptığı işlerden dolayı Allah'ın huzurunda hesaba çekileceğini kesinlikle bilen bir insan, başta sorumluluk gibi, bir takım şartlara bağlı olarak hareket eder. Cemiyetin huzur ve bekası, dinî ve millî duyguların geliştirilmesi ve bu anlayışın yerleşmesi ile sağlanır. Bir toplumda dinin boşluğu, hiçbir şeyle doldurulamaz. Filozof Jül Simon'un dediği gibi, "Din duygusu, kuvvetli içtimai bir bağdır. Bir milletten, Allâh fikrini kaldırırsanız, o zaman onlar, ancak menfaat korkusunun tesiri altında bulunan bir topluluk olurlar. O topluluğu teşkil eden kişiler ise, birer kardeş değil, sadece müşterek menfaatli birer ortaktırlar." Menfaat bağları çözülmeye başlayınca da, birlik ve dirlikten eser kalmayacağı tabiidir.
Batı Trakya Müslüman Türk Toplumu olarak antlaşma ve sözleşmelerden doğan haklarımızı elde etmek için verdiğimiz mücadelede başarılı olabilmemiz için birlik ve beraberlik içinde hareket etmemiz şarttır. Birlik ve beraberlik lafta olmamalı, verilen mücadelede bizzat yer alarak sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz. Buna göre; 9 Haziran'da yapılacak AP Milletvekili seçimlerinde birlik ve beraberliğimizi sözde değil özde ispat etmek için DEB Partisinin etrafında kenetlenerek, oyumuzu bu partiden aday olanlara vermemiz burada verebileceğimiz en güzel örnek olacaktır.
Netice olarak; toplumu oluşturan fertlerin birlik ve dayanışma içinde olmaları, dinî ve millî varlığımızın korunup devam ettirilmesinin zorunlu kıldığı bir sorumluluktur. Ayrıca bu, barış ve huzurun da teminatıdır. Rabbim birlik ve dirliğimizi daim eylesin