09-09-2015
Hac ibadetini anlamak ve yaşamak
Hac, sözlükte yönelmek, ziyaret etmek anlamına gelir. Dini bir terim olarak hac; yılın belli günlerinde (Kameri aylardan Zilhicce ayında) kurallarına uygun şekilde ihram denilen örtüye bürünerek Arafatda ayakta durmak ve Kâbe'yi tavaf etmektir. Bu kutsal yerleri belirli zamanlarda ziyaret eden kimseye hacı denir.
İslam dininin temel ibadetlerinden birisi olan hac, imkanı olan her Müslüman'ın, zilhicce ayının 8 - 13 üncü günleri Kabe'yi, Arafat ve Mina'yı ziyaret ederek belli bazı dini görevleri yerine getirmek suretiyle yaptığı ibadeti ifade eder.
İslâm'ın beş temel şartından biri olan hac hem mal hem de bedenle yapılan bir ibadettir. Maddi durumu iyi olanların ömürlerinde bir defa hac ibadetini yapmaları farzdır. Yüce Allah Kur'an'da: "Şüphesiz insanlar için kurulan ilk mabed, Mekke'deki çok mübarek ve bütün âlemlere hidayet kaynağı olan Beyt (Kabe)dir. Onda apaçık deliller, İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren güvene erer. Ona bir yol bulabilenlerin Beyt'i haccetmesi Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse, şüphesiz Allah bütün âlemlerden müstağni (kimseye muhtaç değil, her şey ona muhtaç) dir." (Ali İmran suresi 96-97) buyurmuştur.
Peygamberimiz de haccı Müslümanlığın beş esasından biri olarak saymış, yapılışını bizzat uygulayarak Müslümanlara öğretmiştir.
Hac ibadeti dilleri, ırkları, eğitim düzeyleri, kültürleri, örf ve adetleri birbirinden farklı milyonlarca Müslüman'ın aynı zaman ve aynı mekanlarda bir araya gelmesi ile eda edilmektedir.
İbadetleri Allah katında makbul kılan temel unsur kulun ihlasıdır. İhlas ile yapılmayan ibadetlerin Allah katında değeri yoktur. İhlas kulun düşüncelerinde, sözlerinde, işlerinde, tutum ve davranışlarında daima Allah'ın hoşnutluğunu aramasıdır. Her söz ve her işinde yaradanın rızasını kazanmaktan başka bir maksat ve gayesinin bulunmamasıdır.
Yüce Allah buyuruyor ki; "Kuşkusuz, azığın en hayırlısı takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma)dır. Ey akıl sahipleri, bana karşı gelmekten sakının." (Bakara Sûresi 2/197)
Hac ibadetine Müslümanlar mikat mahalline geldiklerinde, niyet edip telbiye getirerek ihrama girer ve Allah ile buluşma ve kavuşmayı simgeleyen hac ibadetine buradan başlarlar. Böylece diğer zamanlarda helal olan bazı söz ve davranışları kendilerine haram kılarlar. Önceden zaten haram olanlardan sakınma hususunda ise daha fazla hassasiyet gösterirler. Zira şartlarına ve ihram yasaklarına riayet edilmeden yapılan hac Allah katında makbul olmadığı ya da cezayı gerektirdiği gibi, ibadet ruhu ile bağdaşmayan söz, fiil ve davranışlarla manen kirletilen hac da bir kıymet ifade etmez.
Hacı adayı gerçekte hacı olabilmek için bedeni ile ruhu ile aklı ile duygu ve düşünceleri ile söz ve davranışları ile Hakk'ın rızasına uygun hareket etmelidir. Hac dönüşünden sonraki hayatında da sorumsuzca ve sınırsızca hareket edemeyeceğini haram ve helal ölçülerine göre yaşaması gerektiğini bilmelidir.
Arafat'ta vakfe yaparken Hz. Adem (a.s)'i ve eşini hatırlamalı onlar gibi dua, tevbe ve istiğfar etmeli, hata ve kusurunu Allah'a arz ederek ondan af dilemelidir. Cemaratta şeytan taşlarken Hz. İbrahim ve Hz. İsmail gibi şeytanı hayatından kovmalı, Mina'da keseceği kurban ile birlikte kendisini Allah'a hakkı ile kulluktan alıkoyan nefsinin kötü arzu ve isteklerini de kontrol altına almalıdır.
Kabe'yi gördüğünde adeta Kabe'nin Rabbini görüyormuşçasına tazim etmeli; tavafın yalnızca yüce Allah'a yönelmenin ve onun huzuruna eğilmenin ve ondan başkasına kulluk etmemenin fiili bir göstergesi olduğunu bilmelidir.
Bu nedenle Müslümanlar gerek ruhlar aleminde gerekse hac ibadeti esnasında Allah'a verdikleri sözü tutmalı, her türlü haram ve yasaktan uzak durmalıdırlar.
Peygamberimiz buyuruyor ki;
"Kim Allah için hacceder de kötü söz ve davranışlardan sakınır ve günahlara sapmazsa - kul hakları hariç - annesinin onu doğurduğu günkü gibi günahlardan arınmış olarak döner" (2 Buhârî "Hac")
Batı Trakya'dan bu yıl hacca gidecek olan tüm hacı adaylarımızın yolu açık olsun, hacları mebrur olarak evlerine dönmelerini Cenâb-ı Hak nasip ve müyesser eylesin.
9 Eylül 2015 Çarşamba 11:56