18-03-2021
"Azınlık demokratik protesto hakkını kullanmalı, eylem planını belirlemelidir"
Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği (BTTÖB) Başkanı Aydın Ahmet, son dönemde azınlık eğitimi alanında yaşanan sorunlarla ilgili olarak GÜNDEM'e konuştu.
Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği (BTTÖB) Başkanı Aydın Ahmet, son dönemde azınlık eğitimi alanında yaşanan sorunlarla ilgili olarak GÜNDEM'e konuştu.
Encümen seçimlerinin sürekli olarak ertelenmesini eleştiren Aydın Ahmet, Rodop ve İskeçe illerinin en az Kovid -19 vakası olan birkaç ilden biri olduğunu hatırlatarak, seçimlerin ertelenmesinin büyük yanlış olduğunu söyledi. Ahmet, "Pandemi sürecinin ortasında seçim ilan etmek ne kadar samimiyetsiz bir yaklaşım ise, ilan edilmiş bir seçimin 6. kez aklımızla dalga geçer gibi ertelenmesi de en az o kadar gayri ciddi bir yaklaşımdır." ifadesini kullandı.
BTTÖB Başkanı Aydın Ahmet, azınlığın demokratik protesto haklarını kullanması gerektiğini belirterek. "Azınlık Encümen adayları ve veliler bugünden itibaren, 30 Mart 2021 Salı gününe verilen seçim tarihinin tekrardan ertelenmesi durumunda, hayata geçirecekleri eylem planlarını belirlemelidir." dedi.
Birinci sınıfa kayıt tarihinin de Mayıs ayından sessizce Mart ayına alındığını hatırlatan Aydın Ahmet, bunun çok daha önceden açıklanması gerektiğini ifade etti. BTTÖB Başkanı, azınlığın tercihinin mutlaka azınlık okulları olmasının altını çizdi.
İşte Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği'nin sorulara verdiği yanıtlar:
GÜNDEM: BTTÖB Başkanı olarak azınlık okullarını azınlık adına yöneten Encümen Heyetleri seçimlerinin 6. kez ertelenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Aydın AHMET: Batı Trakya Türk Azınlığının eğitimdeki özerk yapısını, bizleri Yunanistan'a resmi azınlık statüsünde bırakan 1923 Lozan Antlaşması belirler. İlgili antlaşmanın 40. maddesi azınlığa her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurma, bu kurumları hem yönetme hem de denetleme ve buralarda kendi dilini serbestçe kullanma hakkını vermektedir. Ancak eğitimdeki özerk statü azınlığın fikri alınmadan ülkemiz Yunanistan'ın tek taraflı uluslararası bir antlaşma olan Lozan Antlaşması'na aykırı olarak çıkardığı kararname, genelge ve yasalarla bozulmuştur.
Eğitim özerkliğini temsil eden, azınlık adına azınlık okullarına sahip çıkan Encümen Heyetlerinin yetkileri de yok denecek kadar bu tek taraflı çıkarılan yasalarla azaltılmıştır. Okullarımızın üzerindeki yetkilerimizin her geçen gün biraz daha azaltılması, eğitimimiz üzerindeki özerkliğimizin bitirilmeye çalışılması, kısacası uluslararası bir antlaşmadan doğan haklarımızın elimizden zorla alınması canımızı acıtıyor. Ancak yetkileri azaltılmış olmasına rağmen Encümen Heyeti seçimleri günümüzde yine sulandırılmaya, 2002'de iade edilen encümen seçme hakkı, pandemi süreci bahane edilerek sanki elimizden tekrardan alınmaya çalışılıyor. Pandemi sürecinin ortasında seçim ilan etmek ne kadar samimiyetsiz bir yaklaşım ise, ilan edilmiş bir seçimin 6. kez aklımızla dalga geçer gibi ertelenmesi de en az o kadar gayri ciddi bir yaklaşımdır. Bana göre adaylık başvurularında sıkıntı yaşanacağını bile bile seçim ilan etmek, iyi niyetten uzak ve içinde kasıt barındıran bir yaklaşımdır. Seçimi iptal etmek ve Aralık 2021'e ertelemek yerine, 5 encümen adayı gösteremeyen okullarda, yasal olarak seçim yapılamadığından, bu okullara apar topar yangından mal kaçırır gibi encümen atamalarının yapılması, kasıtlı yaklaşımın bariz bir göstergesidir.
GÜNDEM: Batı Trakya Azınlık Okulları Encümenler Birliği geçtiğimiz günlerde encümen heyeti seçimleriyle ilgili bir açıklama yayımlamıştı. Encümenler Birliği'nin yapmış olduğu açıklamanın ışığında diplomasi süreci bitmiş ise bir sonraki adım ne olmalıdır?
Aydın AHMET: Mevcut Encümen Heyetlerinin görev sürelerini bir yıl daha uzatmak var iken, pandemi sürecinin ortasında seçim ilan etmek ve bunu altı kez ertelemek azınlığa verilen değerin ölçüsüdür. Azınlık bugüne kadar olduğu gibi sağduyusunu koruyarak, konuya çözüm bulunması için iyi niyetli taleplerini yetkililere iletti. Milletvekillerimiz bakanlık nezdinde girişimlerde bulundular, seçimin iptali ve mevcut Encümen Heyetlerinin görev sürelerinin bir yıl uzatılması yönünde azınlığın taleplerini ilettiler. Bütün bu girişimleri görmezden ve duymazdan gelen yetkililer, 6. defa verdikleri 9 Mart 2021 seçim tarihini tüm şartların uygunluğuna rağmen ertelemeleri bardağı taşıran son damla olmuştur. 1988 öncesi keyfi uygulamaları ve azınlığı hiçe sayan yaklaşımları hatırlatan bu davranışlar sonrasında, Encümenler Birliği'nin dikkat çektiği gibi gerçekten diplomasi yolları tükenmiştir. Bu vakitten sonra azınlık tüm demokratik protesto haklarını kullanmalıdır. Azınlık Encümen adayları ve veliler bugünden itibaren, 30 Mart 2021 Salı gününe verilen seçim tarihinin tekrardan ertelenmesi durumunda, hayata geçirecekleri eylem planlarını belirlemelidir. Pandemi süreci de dikkate alınarak yasaların ön gördüğü sayıda katılımcıyla protestonun her şekli düşünülmelidir.
GÜNDEM: Her yıl Mayıs ayında yapılan birinci sınıf kayıtları bu yıl neden sessiz sedasız Mart ayına kaydırıldı?
Aydın AHMET: Genellikle kayıtlar bugüne kadar Mayıs aylarında yapılırdı. Anlaşılan o ki pandemi süreci tüm alışkanlıklarımızı değiştirdiği gibi bunu da değiştirdi. Kayıt öncesi kayıtların yapılacağı yönünde birçok haber okurduk. Bu yıl kayıtların başlamasına yakın dönemde, bir iki gazetede kısa ve cılız haberler görebildik. Amaç sorulduğunda eminim gelecek yılı daha iyi planlamak amacıyla denecektir. Demek o kadar sessiz karar alındı ki haberi azınlık basınınınn bir kısmı dahi atladı. Umarım bu sessizliğin ardında yine başka bir niyet yoktur. Öğretmenler Birliği olarak niçin azınlık okulları tercih edilmeli yönünde sanal medyada bir duyuruda bulunduk. Kayıtlar 19 Mart Cuma günü son bulacak. Her fırsatta dile getirdiğimiz gibi azınlık velilerinin, azınlık öğrencilerinin tercihi azınlık okulları olmalıdır. Bu konu bizim için hayati öneme sahiptir. Ancak önceki yıllarda bu duyuruyu birçok azınlık kuruluşu ile birlikte yazılı ve sözlü basının da katkısıyla daha görkemli yapardık. Maalesef bu yıl bu sessizlik bizleri tedirgin ediyor. Son yıllarda azınlık eğitimine yapılan onca haksızlıktan sonra tüm güven duygumuzu yitirmiş bulunuyoruz. Bu işin 'altından yine bir çapanoğlu çıkar’ mı diye kaygılıyız.