19-08-2020
Necmettin Hüseyin: "Batı Trakya Türk Azınlığı'na eziyeti reva gören davranışlardan vazgeçilmeli"
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı Necmettin Hüseyin son günlerde Batı Trakya'da yaşanan olaylarla birlikte meydana gelen vahim gelişmelerin doğurabileceği ağır sonuçlara dikkat çekti.
Genel Başkan Hüseyin yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: "Batı Trakya Türkleri son günlerde vatanlarında yaşanan ve kendilerine yönelik tehdit içerecek gözdağı vermeyi amaçlayan düzenleme ve olayları hayretle ve ibretle izlemektedir. Günlerdir medya organlarında verdiğimiz demeçlerle gündeme taşıdığımız toplum dinamiklerine ilişkin tüm tarafların ses verdiği ve bütün konulara ilişkin tarafımızdan ayrıca bir açıklamada bulunma zarureti hasıl olmuştur.
Uluslararası antlaşmalarla güvence altında Yunanistan'a emanet edilen Batı Trakya Türk Azınlığına yönelik saldırılar yapılması yönünde tahrikleri dikkatli şekilde çözümlüyor ve okuyoruz. Gümülcine'de ve İskeçe'de Türk Azınlık köylerine girerek askeri tatbikat görüntüleri ile gözdağı verip, sosyal medyada bunun paralelinde şiddet veya savaş çığırtkanlığını yapanları uyarıyoruz.
Batı Trakya Türk Azınlığının sabrını sınamayın ve taşırmayın. Hem yaşadığımız yerlerde, hem uluslararası arenada bizlere yapılanların haksızlıkların hesabını soracak, hem de haksızlıklar karşısında misliyle cevabını verecek gücümüzde, inancımızda, imkanımız da vardır. Doksan yedi yıllık azınlık sürecinde tüm baskılarınıza rağmen değerlerinden, varlığından milim eksiltemediğiniz Batı Trakya Türk Azınlığı, vatanı olan toprakların asli unsuru olup kendisini yok sayan yaklaşımlara karşı gerektiğinde gereken yol ve yöntemle cevap vermeye de hazırdır.
Türkiye Cumhuriyetinin sergilediği net tavır sonucunda bugüne kadar tepki vermeyen uluslararası güvencenin tarafı olup bizi emanet ederken huzurunuzun garantisi bizleriz deyip rol alan diğer garantör ülkeleri uyarıyoruz, dünyada dengeleri değiştirecek bir coğrafyanın sahibi ve yerleşik asli unsuru olan Batı Trakya Türklerinden her hangi birinin burnunun kanaması dahi bu coğrafyada geri dönülmez sonuçların doğmasına neden olabilir."
Batı Trakya Türk Azınlığı'na eziyeti reva gören davranışlar sergilemekten vazgeçilmesi gerektiğinin vurgulayan Necmettin Hüseyin şunları kaydetti:
"Akdeniz de, Kıbrıs'ta, Ege'de ve Balkanlarda dengeleri zorlayan ve diyaloğun önünü kapatan her türlü yaklaşım, yakılmaya çalışılan ateşi körükleyecektir. Körüklenecek bu ateşin bu coğrafyadaki herkesi yakması kaçınılmaz olacak ve telafisi imkansız kayıpları beraberinde getirebilecektir.
Aklıselim yaklaşımlarla diplomasi kanallarının her zaman açık tutularak gerçekçi yaklaşımlarla sonuca gitmeyi denemek dışında aslında hiçbir seçenek yoktur. Hakkı ve hukuku gözetin. İnsanımıza, Batı Trakya Türk Azınlığına eziyeti reva gören davranışlar sergilemeye devam etmekten vazgeçin.
Yaşanan her tür gerginliğin ardından fatura geri ödeme merkezi gibi görülen Batı Trakya Türklerinin sabrını da taşırmayın. Dilimize, dinimize, kimliğimize, eğitimimize, camilerimize daha doğrusu insanlık onurumuza saldırmaktan vazgeçin. Eğitim özerkliğimizi yok etme adına 1923 yılında Lozan Antlaşması ile 330 adet olan azınlık okulumuzdan bugün itibarı ile yenilerini ekleyerek kapattığınız 200 ün üzerinde okulumuz bu topluma aittir. Eğitim özerkliği ile azınlığımızın yönetiminde, toplumun malıdır. Artık pervasızca süren bu sürece son verin ve okullarımızı kapatmayı bırakın. Kapatılanların da bir an önce açılması yönünde çalışmaların önünü açın. Azınlık ilkokulları gibi azınlığa ait medreselerin ve vakıfların yönetimine de dokunmayın. En doğal hakkımız azınlık okullarında iki dilde okul öncesi eğitim talebimizin önüne set çekmeyin. Baskılarınızdan Batı Trakya'daki azınlık bireyleri kadar çoğunluk bireyleri de artık bıktı ve usandı. AB üyesi bir ülke toprağındaki yaşam ortamından uzak 3. Dünya ülkesi gibi bir hale getirdiğiniz bu coğrafyada yaşayan herkesin bu gidişle, aldığınız kararlar nedeniyle gün gelecek laneti de üzerinizde olacaktır.
Görünen o ki iyi komşuluk ilişkilerinden uzak şekilde hayalperest ve Türk düşmanlığından beslenen ve bu ortamı fırsat belleyen çevrelerin etkisi ile yapılan siyasetin sonu Batı Trakya'da, Ege de, Kıbrıs'ta ve Akdeniz de sonuç vermiyor ve sonuçları da bu gidişle hüsran olacaktır. Devlet adamı niteliğine sahip Yunan siyasi aktörlere tavsiyemiz birlikte yaşam adına mecbur olduğumuz bu coğrafyanın bir unsuru olarak iyi komşuluk ilişkilerinin gereğini yapın ve komşularınızla dalaşmak yerine konuşmayı deneyin ve çözüm üretin. Açık ve net çağrımız budur. Ülke sınırlarınız içerisinde vatanlarında yaşayan Batı Trakya Türk Azınlığını artık rahat bırakın. Bizler huzurlu yaşamak istiyoruz" dedi.