İlhan Ahmet, Trakya Kalkınma Komisyonu'na temkinli
Rodop İli KİNAL Milletvekili İlhan Ahmet'in, mecliste oluşturulan Trakya Kalkınma Komisyonu hakkında bir açıklama yaptı. Milletvekili Ahmet açıklamasını yazılı ve sosyal medya hesaplarından da video şeklinde yaptı.
30 Temmuz 2020 Perşembe
Trakya Kalkınma Komisyonu'nun yetki ve görev tanımının muğlak olduğunu ve soru işaretlerine neden olduğunu belirtti. İlhan Ahmet"gerekliliği" ve "faydası" tartışılan bu komisyonun, özellikle azınlık toplumu tarafından, tereddütle karşılandığını vurguladı.
Ne mevcut iktidar ne de geçmiş iktidarlar, Trakya'nın kalkınması için gerçekçi bir politika izlemediğini savunan İlhan Ahmet, "Şu anki komisyonun kurulmasına ihtiyaç duyan başbakan sayın Miçotakis, Trakya'nın sorunlarını bilmiyor mu?" sorusunu yöneltti.
İlhan Ahmet "Komisyonun varlık sebebi kesinlik kazanana kadar, niyet ve amacını görene kadar, şeklen mi kuruldu yoksa hakikaten esastan bir fayda gayesi mi olduğunu idrak edene kadar biz sizin adınıza verdiğimiz mücadeleyi meclis genel kurulunda ve ilgili mercilerinde yürütmeye devam etme kararı almış bulunuyoruz." ifadelerine yer verdi.
Milletvekili İlhan Ahmet'in açıklaması şöyle:
"Başbakan Miçotakis tarafından geçtiğimiz günlerde kuruluşu ilan edilen Trakya Kalkınma Komisyonu haberi, yerel kamuoyunda ve azınlık camiasında tereddütle karşılanmıştır. Partiler üstü özelliğine vurgu yapılarak vücuda getirilen bu oluşumun, Trakya'nın kalkınması adı altında yürüteceği çalışmalarda yetki ve görev tanımının muğlâklığını koruması, bu komisyona karşı kamu ortak aklında soru işaretleri yaratmaktadır.
Sizin bu kaygılarınızı paylaşan bir temsilciniz olarak, konuyla ilgili açıklama yapmayı bu bakımdan elzem gördüm.
Sevgili arkadaşlar,
Yerel kamuoyunda "gerekliliği" ve "faydası" tartışılan bu komisyon, özellikle Azınlık toplumu tarafından, evet, tereddütle karşılanmıştır. Çok değil, bundan 30 yıl öncesine gidip azınlığın yakın tarihine bakacak olursak, bu tereddüt oldukça makuldür. Hatırlanacağı üzere, dönemin ağır koşullarında 1990 yılında benzer bir komisyon kurulmuş, o zaman için Atina Üniversitesi akademi kurulu tarafından yine bir rapor, diğer bir değişle Trakya için hareket planı hazırlanmıştır.
Peki, o komisyon ve raporu ne oldu? Üzerinden geçen 30 yıldan sonra, bugün 2020'de Trakya, ülkenin ve AB'nin resmi kayıtlara göre en geri kalmış ve fakir bölgesidir. Trakya'nın ve bölgedeki azınlık ve çoğunluk her iki toplumun en büyük ve gerçek tehdidi, ekonomik çöküştür. Her gün kepenk kapatan küçük esnaf, bacası tütmeyen sanayi bölgeleri, prim desteği alamayan tarım üreticisi ve hayvan besicisi, artan genç ve kadın işsizler ordusu. Ve kaçınılmaz olan göç ve özellikle azınlık yerleşim bölgelerinde değişen demografik yapı.
Sevgili arkadaşlar,
Bu dile getirdiklerim, Trakya'da uzun zamandır hepimizin her gün yüz yüze olduğumuz gerçeklerdir. Halkımızın bu zor koşullarını yakından gören, yaşayan biri olarak milletvekiliniz olarak ekonomik bir çıkış yakalamak, bir kazanım elde edebilmek için yıllardır aktif mücadele veriyorum.
Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi, bölgemizin ve azınlığın ekonomik geri bırakılmışlığına son vermek için, özellikle tarım ve hayvancılık ile ticaret kalemleri için onlarca teklif sundum. Bu tekliflerimden birçoğuna da olumlu, müspet cevap alıp, sizlerin ekonomik durumunu bir nebze de olsa düzeltici girişimlerde başarılı oldum.
Dezavantajlı ve dağlık bölgeler listesine yeni Azınlık köylerinin 40 yıl sonra girmesini başardım, Kozlukebir Belediyesi'nin daha iyi hizmet verebilmesi için teknik personel alımını sağladım, Gümülcine'ye yeni bir hastane yapılması gibi pek çok alanda başarılı oldum. Çünkü bir milletvekili olarak, halkımın sorunlarının çözüm yerinin millet meclisi ve icra organları olduğuna inandım.
Evet, sorunların dile getirilme, tekliflerin sunulma yeri meclis genel kuruludur. Çözümü sağlayacak olan hükümetler ve ilgili bakanlıklarıdır. Bölge milletvekili olarak görevim, temsilciniz olduğum ilk günden itibaren yaptığım gibi, ne sorunumuz varsa bu icra organlarına iletmek ve onların harekete geçmesini sağlayacak şekilde baskı kurmaktır.
Bu kalkınma için de böyledir, ekonomik sorunlar için de böyledir, tarım sorunları için de böyledir, azınlık hakları için de böyledir. Hükümetlerin ve bakanlıkların görevi de bölgeler arası ekonomik eşitliği sağlayıcı kalkınma girişimleriyle çözüm yaratmaktır. Ancak ne mevcut iktidar ne de geçmiş iktidarlar, icra organları aracılığıyla Trakya'nın kalkınması için gerçekçi bir politika izlememiştir.
Şu anki komisyonun kurulmasına ihtiyaç duyan başbakan sayın Miçotakis, Trakya'nın sorunlarını bilmiyor mu? Bundan altı önce Gümülcine'deki temaslarında Trakya'nın nasıl kalkınacağıyla ilgili 4 saate yakın bir toplantı yapmadı mı? Orada tüm yerel temsilcileri, esnaf ve ticaret odalarını ve STK'ları dinlemedi mi? bu sorunları duymadı mı? Ondan önce ise sayın Çipras yine başbakan olarak, hem de iki defa gelerek Trakya'da yine bu sorunları dinlemedi mi? Kendisine bunlar anlatılmadı mı? Pek tabiî ki anlatıldı.
Peki, o halde sorunların adı konmuşken, teklifler sunulmuşken, icra organlarının nereler olduğu belli iken, kendi iktidarının sorumluluğunda ve yetkisinde olan bir konuyu hükümet acaba neden, böylesi bir partiler üstü komisyona devretmeye ihtiyaç duymuştur?
Bölge milletvekili Evripidis Stilyanidis imzasıyla birkaç yıl önce yayımlanan "Trakya: Bir sonraki adım" adlı kitapta benzer şekilde böylesi bir partiler üstü komisyonun kurulması ısrarlar önerilmekte, bunun milli bir gereklilik olduğu üzerinde durulmaktadır.
Kitabın yayımlanmasının üzerinden kısa bir zaman geçtikten sonra ve daha uzak geçmişte de görece faydasız, başarısız bir örneği bulunmasına rağmen bu komisyonun kurulması,"komisyon bu kitapta işaret edilen "milli" lik ile hangi noktada örtüşmektedir?" sorusunu ortak akıllara getirmektedir.
Acaba bu komisyonda bölge ve bölgede yaşayan azınlık ve çoğunluk toplumları için alınacak olası bazı kararlar için kamuoyuna karşı oy birliği adı altında meşru bir zemin mi hazırlanmak isteniyor? Başka bir ifadeyle, bir şeyler için bir zemin mi hazırlanıyor? Yoksa yalnızca bir şov amacı mı güdülüyor?
Sevgili arkadaşlar,
Bir kez daha altını çiziyorum. Sizlerinde yakından bildiği gibi milletvekiliniz olarak ben 6 yıldır mecliste bölgemizin ve azınlığımızın kalkınması ve yüksek menfaati için her türlü teklifleri sunuyorum. Ancak bunlara ne geçmiş SYRİZA hükümeti ne de şu anki mevcut hükümet çözüm getirmiyor.
Bölgede, azınlıktan ve çoğunluktan tüm STK ların, esnaf ve ticaret odalarının bölgemiz için tekliflerinin neler olduğu hangi acil yardım teklifleri sundukları bilinmesine rağmen, hükümetler harekete geçmiyor.
Trakya'nın nasıl kalkınacağı, işsizliğin nasıl asgariye indirileceği, azınlık sorunlarının çözümü için nasıl yol izleneceği, tütüncünün, pamukçunun, hayvan besicisinin derdine nasıl çare bulunacağı hakkında başta şahsen bölge milletvekili ben, tüm yerel kurum kuruluşlarla paralel olarak defalarca dile getirdim. Bu konuları ilgili bakanlar, yani icra yetkisi elinde olanlar çözebilecekken neden böyle bir komisyona ihtiyaç duyulmuştur?
Sevgili arkadaşlarım,
Bir kez daha soruyorum: tütüncünün haklı talepleriyle ilgili hükümete ve bakanlarına sunmuş olduğum çözüm, yatırmış olduğum teklif ortada. Peki, nende bunu kabul edip, hayata geçirmiyorlar?
Vakıf seçimlerinin nasıl yapılması gerektiği konusunda, meclise sunmuş olduğum soru önergeleri ortadadır, neden bunları dikkate alıp sorunu çözmüyorlar?
Trakya'nın kalkınması için İpsala gümrük noktasına ikinci bir köprü yapılması, demiryollarının aktivasyonu gibi onlarca tekliflerimi niçin nazarı itibara almıyorlar?
Bunlar yalnızca bir Azınlık milletvekili olarak benim tekliflerim değil, az öncede ifade ettiğim gibi Trakya'nın kalkınmasını arzulayan tüm yerel kurum ve kuruluşların da ortak teklifi.
İşte bu yüzden sevgili arkadaşlar, ben bu komisyonun içeriğinin ne olacağını açıkça görmeden, iyi niyetimi de kaybetmeden komisyonda daimi üye olarak yer almayı uygun görmedim.
Bunu parti başkanımıza söyledim. Azınlık açısından doğru bulmadığımı kendisine ifade ettim. Ve Sayın Genimata'nın ve diğer arkadaşların da ortak fikriyle ve desteğiyle bu komisyona daimi üye olarak yer almadım.
Ancak, komisyonun çalışmalarını elbette yakından takip edecek ve kolaylaştırıcı bir rolü üstleneceğim. Bu komisyona, yazılı rapor ve tekliflerimin yanı sıra ihtiyaç ve lüzum dâhilinde de bilfiil katılacağım.
Komisyonun hangi konuları görüşeceğini izleyip, önemli bulduğum ve gerçekten de Trakya'nın kalkınması ve bölgenin faydasına olacağına kanaat getirdiğim konularda, bu gündemle gerçekleşecek toplantılara partimiz adına katılacağımdan kimsenin şüphesi olmasın. Bu hakkımın parti kanadında saklı olduğunu ve üzerinde uzlaşıldığını herkesin bilmesini isterim.
Bu komisyonun varlık sebebi kesinlik kazanana kadar, şeffaflaşana kadar, niyet ve amacını görene kadar, şeklen mi kuruldu yoksa hakikaten esastan bir fayda gayesi mi olduğunu idrak edene kadar biz sizin adınıza verdiğimiz mücadeleyi meclis genel kurulunda ve ilgili mercilerinde yürütmeye devam etme kararı almış bulunuyoruz. Ancak lüzum halinde icap ettiğinde ise komisyona aktif katılım göstererek, bir kez de komisyon nezdinde hak talebi bulunmayı uygun gördük.
Sevgili arkadaşlar,
Trakyamızın kalkınması için, vatandaşlarımızın eşit haklardan yararlanabilmesi için, insanlarımızın hak ettiği yere ulaşabilmesi için, Parti başkanımız sayın Genimata'nın Gümülcine ziyareti esnasında da söylediği gibi hep birlikte elele vererek mücadele edeceğiz.
İktidarın bu konuda herhangi bir oyun yapmasına, bizi meşru bir zemin olarak kullanmasına kesinlikle ama kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Bu süreçte gereken takibi her zaman yapıp gerekli tepkiyi sunacağımıza size söz veriyorum."
Haberler
Yunanistan, S-300’ü Ermenistan’a mı veriyor?
Ampelokipi’deki patlamayla ilgili bir kişi daha gözaltına alındı