17-07-2020
Trakya'nın kalkınması için komisyon ve azınlığımızın geri bırakılmışlığı
Batı Trakya bölgesinin ekonomik anlamda kalkınması, zaman zaman bölge hatta ülke gündeminin üst sıralarına yükselir. Batı Trakya'daki bazı çevreler, bölgedeki Türk azınlığın varlığı ve Türkiye ile sınır olmasından ötürü geçmişten bu yana bu konuya "milli" bir nitelik kazandırmak istemiş ve bunun için uğraş vermiştir.
Batı Trakya bölgesinin ekonomik anlamda kalkınması, zaman zaman bölge hatta ülke gündeminin üst sıralarına yükselir. Batı Trakya'daki bazı çevreler, bölgedeki Türk azınlığın varlığı ve Türkiye ile sınır olmasından ötürü geçmişten bu yana bu konuya "milli" bir nitelik kazandırmak istemiş ve bunun için uğraş vermiştir.
"Trakya'nın kalkınması" veya "Trakya'nın desteklenmesi" dendiği zaman topyekün bölgenin ve bölgede yaşayan insanların (Türkler ve Yunanlılar) gelişmesi ve kalkınmasından çok "bölgede yaşayan Hıristiyan Yunanlıların gelişmesi ve ekonomik kalkınması" amaçlanmıştır. Zira hakim bakış açısına göre; asırlardır burada yaşayan azınlık toplumu aslında potansiyel bir "milli tehlikedir" ve bu tehlikenin bertaraf edilmesi için Hıristiyan unsur desteklenmelidir. 1950'li yıllarda başlayan ve 1990'lı yıllara kadar devam eden ve Yunanlı hemşehrilerimizin, burada yaşayan Türklerin elindeki gayri menkulleri satın alabilmelerine yarayan "milli krediler" programı tam da bu amaca yöneliktir. Yunan basın hayatına damgasını vurmuş olan eski Eleftherotipia gazetesi ve onun eki olan "İos tis Kiriakis"in (Pazar virüsü) yıllar sonra "Milli Krediler" projesini ortaya çıkaran yayınları hala hafızalarımızdadır.
Benzer bir proje de Yunanistan Kilisesi'nin Batı Trakya'da çok çocuklu Hristiyan ailelere yaptığı ekonomik yardımdır. Bu da yine aynı çerçevede değerlendirilebilecek nitelikte bir olaydır.
Geçtiğimiz günlerde Batı Trakya bölgesi için meclisteki partilerin yer alacağı bir komisyon kurulması teklif edildi. Nitekim Başbakan Kiriakos Miçotakis'in geçtiğimiz günlerde gündeme getirdiği Trakya bölgesinin kalkınması amacıyla partiler arası bir komisyon kurulması talebi mecliste oybirliği ile kabul edildi.
Miçotakis'in önerisi üzerine başlatılan çalışmalar sonucunda, meclisteki tüm partilerin olumlu yönde oy kullanması ile komisyonun kurulmasına karar verildi. SİRİZA ve KİNAL partilerinin söz konusu komisyonun sadece Trakya bölgesi yerine Doğu Makedonya - Trakya eyaletinin tamamını kapsaması önerisi ise reddedildi. Dolayısıyla komisyon Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı'nın yaşadığı Batı Trakya bölgesini, yani Meriç, Rodop ve İskeçe illerini kapsayacak.
Komisyonun başkanlığına eski Dışişleri Bakanı ve YDP Milletvekili Dora Bakoyanni'nin getirileceği belirtiliyor. 25 üyeden oluşacak olan komisyonda, YDP'nin 13, SİRİZA'nın 7, KİNAL'ın 2, KKE, Yunan Çözümü ve Mera25 partilerinin ise birer üye ile temsil edileceği bildirildi. Söz konusu komisyon hazırlayacağı raporu en geç 6 ay içerisinde Başbakan Kiriakos Miçotakis'e sunması gerekiyor.
Oluşturulan komisyonla ilgili birkaç saptama yapmak isterim.
- Trakya'nın kalkınması amacıyla oluşturulan bu komisyonun birinci demeyelim, ama ana gündem maddelerinden biri "azınlığın ekonomik geri bırakılmışlığının giderilmesi" olmayacaksa bu iş yarım kalacaktır.
- Trakya'nın ekonomik anlamda geri kalmasının birinci ve en temel nedeni bu bölgede yaşayan Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı'nın güdülen politikalar nedeniyle ekonomik ve sosyal anlamda geri bırakılmış olmasıdır.
- Bölge nüfusunun üçte birini oluşturan azınlık toplumu, Yunanistan genelinde en düşük ekonomik gelire sahip olan kesimdir.
- Yine azınlık toplumu en yüksek işsizlik oranına sahip olan kesimi oluşturmaktadır.
- Ekonomik geri kalmışlığın bir sonucu olarak yurt dışına en yüksek oranda ekonomik göç veren bölge yine azınlığımızın yaşadığı bölgelerdir. Öyle ki bu oran bazı azınlık köylerinde korkunç boyutlardadır.
- Azınlık toplumu yurt dışına çok mevsimlik işçi gönderen kesimdir.
- Azınlık insanı devlet memuriyeti anlamında, sahip olduğu nüfusa oranla komik bir oranda temsil edilmektedir.
- Batı Trakya'da yaşayan Müslüman Türk nüfus ile Hıristiyan Yunanlı nüfus arasında ekonomik ve sosyal gelişmişlik anlamında korkunç bir uçurum oluşmuştur. Bu uçurumun kapanması için de yıllar içinde herhangi bir önlem alınmamıştır. Tam aksine 2010 yılında başlayan ve halen devam eden ekonomik kriz, artan ekonomik göç ile bu uçurumu daha da arttırmıştır.
- Yukarıda zikrettiklerim Yunanistan İstatistik Kurumu'nun verileriyle de örtüşmektedir.
Tüm bunlar dikkate alındığında "Trakya'nın ekonomik kalkınması" projesi içinde "Azınlığın geri kalmışlığına çare aramak" birinci öncelik olmalıdır. Trakya'nın gerçek anlamda kalkınması, önce azınlık insanının eşit vatandaş olarak görülmesi ve azınlığın bölgedeki ekonomik gelişmişlikten eşit pay almasını gerektirir.
Bu bağlamda azınlık milletvekillerinin söz konusu komisyonda yer alması bir anlamda zorunludur. Bunun yanı sıra Batı Trakya'daki azınlık belediyelerinin tamamı ve sivil toplum kuruluşları bölgemizin kalkınması ve özellikle de azınlık toplumunun geri bırakılmışlığının giderilmesi için hayata geçirilmesi muhtemel proje ve programlar hakkında raporlarını ciddiyetle hazırlamalı ve komisyona sunmalıdır. Daha sonra da toplumun kalkınması amacıyla hazırlanan raporların, öneri ve taleplerin son derece ciddi ve sistematik bir şekilde takibi yapılmalıdır. Trakya bölgesinin kalkınmasının en önemli konu başlığı azınlığın kalkınmasıdır, azınlığın işsizlik ve göç kıskacından kurtulmasıdır. Bunu anlamak ve özümsemek için ekonomik gelir seviyesine ve işsizlik oranlarına bakmak yeterlidir.
Ha bir de tabii ki devletin azınlığımıza "milli tehlike" penceresinden bakmaktan vazgeçmesi şart. Zira, bölgemizin kalkınmasına engel teşkil eden ve bölgemizi "ekonomik ve siyasi anlamda riskli bölge olarak lanse eden" nedenlerden biri de bu.