13-07-2020
Nimfea açılsın, Kipi kapansın...
İnsanlık olarak çok, ama çok zor bir süreçten geçiyoruz. Bugün yarın derken, Kovid-19 ya da halk arasında yaygın ismiyle yeni tip koronavirüs sebebiyle yaşanan pandemide ayları geride bıraktık.
İlk günlerdeki riskler olmasa da, tehlike her an yanı başımızda. Kısacası tedbiri elden bırakmamak şart. Çünkü hiçbir şey sona ermiş değil.
Normale dönme çabaları da kontrolü ve önlemleri bırakmadan yürütülmesi gereken bir süreç.
Yunanistan 1 Temmuz tarihinden itibaren sınırlarını belli ülke vatandaşlarına açtı. Turizm, Yunanistan ekonomisinin en önemli can damarı. Koronovirüs nedeniyle durma noktasına gelen ekonomiye, ülkeye gelecek turistler can suyu gözüyle bakılıyor.
Batı Trakya, daha çok Bulgaristan ve Türkiye'den gelen turistlerin tercih ettiği bir destinasyon. Nimfea sınır kapısının Bulgaristan vatandaşlarına kapatılması, diğer taraftan Türkiye vatandaşlarına Yunanistan'a giriş için henüz izin çıkmaması, bölge turizm açısından olumlu gelişmeler değil.
Hükümet Sözcüsü Stelios Peças'ın açılacak kara sınır kapıları arasında sıraladığı Nimfea (Makas), Kastanies (Pazarkule) ve Kipi (İpsala) sınır kapıları gerçek anlamda faaliyete geçmedi. Açılan Nimfea sınır kapısının yeniden kapanmasına karar verildi; 28 Şubat'tan bu yana kapalı olan Kastanies sınır kapısı da hala açılmadı. Kipi (İpsala) sınır kapısından da geçişine izin verilen T.C. vatandaşları, AB vatandaşlarıyla evli olanlarla sınırlı kaldı.
Sınırların kapalı kalması, bölgenin zaten düşük olan turizm potansiyelini öldürdü. Birçok işletme kan ağlıyor. Plajlar, oteller, tavernalar müşterisiz kaldı.
Bu durum bölgedeki bazı yöneticilerin, işletme sahiplerinin, sanayi ve ticaret odası temsilcilerinin de tepkisine neden oluyor.
Ancak bu tepkilerin Nimfea (Makas) sınır kapısıyla sınırlı kalması dikkat çekici. Nimfea sınır kapısının açılmasını isteyen tarafların, Kipi sınır kapısının açılmasını bir tarafa bırakın, kapanması gerektiği yönünde fikir belirtiyor olmaları şaşırtıcı. Yani, Bulgaristan'dan gelecek turistler risk teşkil etmiyor da, Türkiye'den gelecek olanlar risk teşkil ediyor.
Kovid - 19 salgınının dünya üzerinde etkilerinin ekonomik olduğu kadar siyasi boyutu da çok büyük. Bu durumda bölgede hakim olan duruma da bakınca ne yazık ki aynı şeyi söylemeden edemiyoruz.
Niye mi? Çok basit. Gelen Bulgar turistten bölge işletmeleri aslında çok da memnun değil. Çünkü çoğu bölgeye para bırakmıyorlar. Sahillerden faydalanıp, kendi imkanlarıyla yeme içme ihtiyaçlarını karşılıyorlar.
Ama Türkiye'den gelen turist öyle değil. Bol bahşiş veren, iyi para harcayan bir turist kitlesinden bahsediyoruz.
Somut örnekler verecek olursak? Doğu Makedonya Trakya Belediyeler Birliği'nin birkaç gün önce aldığı bir karar var. Nimfea sınır kapısının açılmasını isteyen belediye başkanları, Kipi sınır kapısının Yunan vatandaşları için kapatılmasını istiyorlar.
Bu çifte standardın, virüsün bulaşı etkisiyle değil, siyasi boyutuyla ilgisi var.
Nimfea sınır kapısı açılsın, Bulgaristan vatandaşları gelsin ekonomiyi canlandırsın. Ama diğer taraftan, mali açıdan alışveriş için daha uygun olan Türkiye'ye Yunanistan vatandaşları gitmesin, o ülkeye para bırakmasın. Bu nedenle sınır kapıları kapatılsın, kapatılamıyorsa da Türkiye'ye giden Yunanistan vatandaşlarına dönüşte karantina uygulansın.
Serbest ekonomi kurallarının geçerli olduğu bir ülkede bu yaklaşımı anlamanın imkanı yok.
Ne yazık ki ekonomi, "Rabbena hep bana" kurallarıyla işlemiyor.
Evet, koronavirüs salgınının yarattığı korkuyu anlayabiliyorum. Bu, zaten insanlığın ortak korkusu oldu.
Ama yeni normale geçmeye çalıştığımız bu dönemde siyasi değil, sağlıkla ilgili konuları ön planda tutmak gerekir diye düşünüyorum.
Ama yeni normale geçmeye çalıştığımız bu dönemde sağlıkla ilgili konuları ele alırken sadece siyasetin hakim olduğu bir karar mekanizması yerine, ekonomi başta olmak üzere bir dizi diğer faktörün de gözönünde bulundurulması gerektiği düşüncesindeyim. Batı Trakya'da başta esnaf olmak üzere sessiz çoğunluğun da benimle aynı düşüncede olduğuna adım gibi eminim.