09-07-2020
ABD’nin çekilme kararı, Dünya Sağlık Örgütünü nasıl etkileyecek?
ABD Başkanı Donald Trump’ın, DSÖ’den çekilme kararının, örgütün küresel sağlık program ve faaliyetlerini olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor.
ABD’nin, Dünya Sağlık Örgütünden (DSÖ) çekilme kararının, başta yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını olmak üzere çocuk felci, sıtma, tüberküloz ve HIV/AIDS gibi diğer ölümcül hastalıklara karşı verilen küresel mücadeleye zarar verebileceği belirtiliyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın 29 Mayıs’ta yaptığı, "Bugün Dünya Sağlık Örgütü ile ilişkimizi sonlandırıyoruz." açıklaması, dünya gündemini meşgul etmeye devam ediyor.
İkinci Dünya Savaşı’nın hemen ardından 1948’de Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde ABD ve diğer küresel güçler tarafından kurulan DSÖ, toplum sağlığıyla ilgili uluslararası çalışmaların merkezi durumunda.
Merkezi İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan 194 üyeli örgüt, yaklaşık 7,7 milyarlık dünya nüfusunun sağlık alanında güvenebileceği tek uluslararası sağlık platformu konumunda bulunuyor.
DSÖ, bulaşıcı hastalıklar konusunda üye devletlerle bilgi alışverişi, tıbbi konularda "hayati tavsiyelerde" bulunma, aşı çalışmalarını koordine etme ve düşük gelirli ülkelere ekipman desteğinde bulunma gibi dünya genelinde sağlık alanında "sayısız" ve "benzersiz" bir role sahip.
Ancak ABD’nin 70 yıldan fazla süredir gündemini ve politikalarını belirlediği DSÖ’den çekilme kararının, örgütün küresel sağlık hizmetlerini ve hastalıklara karşı verdiği mücadeleyi destekleyen birçok programını riske sokabileceği belirtiliyor.
Küresel halk sağlığı uzmanları, ABD'nin kararının Kovid-19 salgınının yanı sıra çocuk felci, sıtma, tüberküloz ve HIV/AIDS gibi DSÖ’nün öncülük ettiği diğer "ölümcül hastalıklara" karşı verilen küresel mücadeleye zarar vereceğini ifade ediyor.
Uzmanlar, özellikle ABD’nin uzun süredir önemli rol oynadığı DSÖ çocuk felci aşı programının riske girebileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
ABD Başkanı Trump’ın çekilme kararının, "çocuk felcinin gezegenden kökünün kazılıp atılma" eşiğinde olunan bir döneme denk gelmesine dikkat çekiliyor.
Bu iddialara karşı ABD yönetimi ise DSÖ’den çekilme kararının, Kovid-19 salgınındaki taahhütlerini etkilemeyeceğini, ABD’nin zaten salgına karşı küresel mücadeleye destek için 10 milyar dolar ayırdığını ve kararın ABD’nin küresel sağlık ve insani yardımlardaki rolünü azaltmayacağını savunuyor.
KISA VADEDE FİNANSAL ZORLUK BEKLENMİYOR
ABD, kurulduğundan bu yana DSÖ’nün bir numaralı finansörü. Bu ülkenin örgütten çekilme kararı, DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus’u yeni finansal kaynaklar bulma arayışına itti.
Nitekim Ghebreyesus, 25 Haziran’da Almanya ve Fransa sağlık bakanlarını Cenevre’ye davet etti. Her iki ülke, Kovid-19 salgınına karşı mücadelede DSÖ’ye finansal ve siyasal destek sözü verdi.
Almanya Sağlık Bakanı Jens Spahn, DSÖ’ye bu yıl 500 milyon eurodan fazla nakitle maske ve tıbbi malzeme katkısı sağlayacaklarını açıkladı.
Fransa Sağlık Bakanı Olivier Veran ise örgüte 140 milyon euro destek vereceklerini bildirdi.
Avrupa Birliği’nin (AB) yanı sıra Çin, İngiltere ve daha birçok ülke DSÖ’ye önemli ölçüde finansal destek sözü vermişti.
Ghebreyesus, 27 Haziran’da ise örgütün küresel sağlık sorunlarına karşı verdiği mücadeleye finansal destek sağlamak amacıyla "DSÖ Vakfı" kurulduğunu duyurmuştu. Vakfın kurulma gayelerinden birisi de üye ülkeler dışında özel sektörün de desteğini alabilmek.
Bu gelişmeler ışığında uzmanlar, ABD’nin örgütten çekilmesine rağmen DSÖ’nün kısa vadede finansal zorluk yaşamayacağı konusunda hemfikir.
AYRILMAK O KADAR DA KOLAY DEÄžİL
Trump yönetimi, 6 Temmuz’da Kongre ve BM’ye gönderilen bildirimle, ABD’nin DSÖ’den çekileceğini duyurmuştu.
Ancak DSÖ mevzuatına göre, üye bir ülkenin örgütten ayrılması için 1 yıl önceden bildirimde bulunması gerekiyor.
BM, ABD’nin DSÖ’ye olan borçlarını ayrılmadan önce ödemesi ve finansal yükümlülüklerini de yerine getirmesi gerektiğini bildirdi.