24-06-2020
Batı Trakya Türklerinin sorunları AGİT Toplantısı'nda dile getirildi
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF), Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) 22-23 Haziran 2020 tarihlerinde düzenlediği "ifade, medya ve bilgi özgürlüğü" konulu yılın ikinci Ek İnsani Boyut Toplantısı'na katıldı.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle alınan önlemler çerçevesinde çevrimiçi olarak gerçekleştirilen toplantıya Batı Trakya Türk toplumunu temsilen ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık ile Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) İnsan Hakları Kolu Başkanı Dr. Pervin Hayrullah ve BTAYTD üyesi Kerem Abdürrahimoğlu katıldı.
AGİT Dönem Başkanı Arnavutluk adına Inid Milo'nun açılış konuşması ile başlayan toplantıda, AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) Direktörü Ingibjörg Sólrún GÃsladóttir ve AGİT Medya Özgürlüğü Temsilcisi Harlem Désir, AGİT bölgesinde ifade, bilgi ve medya özgürlüğü alanındaki gelişmeleri değerlendirdi.
"SALGIN SIRASINDA AZINLIÄžA TÜRKÇE BİLGİLENDİRME YAPILMADI"
İfade özgürlüğü ve ifade özgürlüğünün diğer temel haklar ile ilişkisinin değerlendirildiği ilk oturumda konuşan ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık, Batı Trakya Türk toplumunun Rodop ilinde çoğunluğu, İskeçe ilinde ise nüfusun neredeyse yarısını oluşturmasına rağmen etnik Türk kimliğinin Yunan devleti tarafından tanınmaması nedeniyle koronavirüs salgını ile mücadele sırasında Türk toplumuna yönelik Türkçe dilinde bilgilendirme yapılmamasını eleştirdi. Bununla birlikte hükümetin ve medyanın ifade ve medya özgürlüğü çerçevesinde koronavirüs vakalarına ilişkin yaptıkları açıklamalarda virüsten yaşamını kaybedenlere ait şahsi bilgileri paylaşmazken, Şahin köyünde yaşamını yitiren bir kişiye ait tüm şahsi bilgilerin kamuoyu ile paylaşıldığını belirten ABTTF, kişisel hakların gizliliği ilkesine saygı gösterilmeyerek Batı Trakya Türk toplumunun hedef haline getirildiğini söyledi.
"CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKAN AZINLIKLA GÖRÜŞMEDİ"
Aynı oturumda konuşan Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) İnsan Hakları Kolu Başkanı Dr. Pervin Hayrullah, ifade özgürlüğü ile bağlantılı olarak Batı Trakya Türk toplumunun etnik Türk kimliğinin tanınmaması nedeniyle ifade özgürlüğünün kısıtlanıp, örgütlenme özgürlüğünün elinden alındığını belirtti. Hayrullah, Batı Trakya Türk toplumunun yıllar içerisinde bir dizi ayrımcı uygulamaya maruz kaldığını ve bu durumun sonuçta sosyal dışlanmaya yol açtığını söyledi. Batı Trakya Türk toplumunun bölgede nüfusun neredeyse yarısını oluşturmasına rağmen Yunanistan Cumhurbaşkanı ve Başbakanı'nın bölgeye ziyaretlerinde Türk toplumu ile görüşmediğini belirten Hayrullah, BTAYTD'nin Cumhurbaşkanı ile görüşme talebinin de cevapsız bırakıldığını kaydetti. Hayrullah, "Yunanistan’da, yıllardır, özellikle, hakları uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınan Türk Azınlığı için uygulanan ayrımcı politikalar, ifade özgürlüğü de dahil olmak üzere ciddi insan hakları ihlallerine yol açmıştır. Türk Azınlığın etnik kimliğini göz ardı etmek, Türk Azınlık Derneklerini yasaklamak, Azınlığın yaşamının her alanında kısıtlamalar, sosyal dışlanma ve marjinalleşmeyi beraberinde getirmiştir. Türk Azınlığın varlığını görmezden gelmekte ısrar etmek, Türk Azınlığın aslında Batı Trakya’da mevcut olmadığı anlamına gelmez." dedi.
Toplantının bilgiye erişim konulu ikinci oturumda tekrar söz alan BTAYTD'den Dr. Pervin Hayrullah, Batı Trakya bölgesinde Türklerin toplam nüfusun yaklaşık yarısını oluşturmasına karşın Kovid-19 ile ilgili resmi açıklamaların yalnızca resmi dil olan Yunanca'da yapılmasının virüs ile mücadele kapsamında alınan önlemlerin anlaşılmasını güçleştirdiğini belirtti.
YUNANİSTAN RESMİ GÖRÜŞÜNÜ TEKRAR ETTİ
Her iki oturumda da yanıt hakkını kullanan Yunanistan AGİT Daimi Temsilciliği, Yunan devletinin resmi görüşünü tekrar ederek, "Trakya'daki Müslüman azınlığın" etnik ya da ulusal bir azınlık değil, dini bir azınlık olduğunu ileri sürdü. Yunanistan, Trakya'daki Müslüman azınlığın devlet tarafından resmi olarak tanınması ve azınlığa yönelik pozitif ayrımcılık uygulanması dolayısıyla Avrupa'da öncelikli bir azınlık olduğunu iddia etti. Koronavirüs salgınının başlangıcından bu yana Yunan devletinin gerekli tüm önlemleri aldığını belirten Yunanistan, resmi makamlarca çeşitli iletişim kanalları aracılığı ile bölgedeki Azınlık'a virüsün seyrine ilişkin tüm kritik bilgilerin sağlandığını savundu.