10-02-2020
Gümülcine'de "Yunanistan, Türkiye ve Batı" konulu panel
Yunan Siyaset Bilimi Örgütü Gümülcine Temsilciliği tarafından 7 Şubat Cuma akşamı "Yunanistan, Türkiye ve Batı" konulu bir panel düzenlendi.
Yunan Siyaset Bilimi Örgütü Gümülcine Temsilciliği tarafından 7 Şubat Cuma akşamı "Yunanistan, Türkiye ve Batı" konulu bir panel düzenlendi. Panel, Rodop valiliği binasında bulunan "Yorgos Pavlidis" toplantı salonunda gerçekleştirildi.
EVRİPİDİS STİLYANİDİS
YDP Rodop Milletvekili Evripidis Stilyanidis konuşmasına, son dönemdeki Yunanistan - Türkiye ilişkileri göz önüne alındığında etkinliğin son derece önemli olduğunu vurgulayarak başladı.
2004 yılında dönemin Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Gümülcine'de ağırladığını hatırlatan Stilyanidis, söz konusu ziyaretin oldukça verimli ve olumlu bir ziyaret olarak tarihe geçtiğini dile getirdi. O ziyaretten sonra iki ülke arasında özellikle ticari anlamda büyük atılımlar yapıldığını hatırlatan YDP milletvekili, Türkiye'nin son yıllarda Avrupa'dan uzaklaşma politikası sebebiyle ikili ilişkilerin zarar görmeye başladığını ve bu durumun devam ettiğini vurguladı.
Türkiye'nin özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Avrupa ekseninden uzaklaşarak tek başına bölgesel bir güç olma çabasına girdiğini söyleyen Stilyanidis, bu durumun daha önce dile getirilen "komşularla sıfır sorun" politikasını değiştirerek "komşularla sürekli sorun" politikasına dönüştüğünü öne sürdü.
Türkiye'nin son dönemde kendisini bölgesel güç olarak görmesiyle birlikte, bölgede sürekli olarak gerginliği arttırdığını savunan Stilyanidis, buna son örnek olarak Türkiye ile Libya arasında imzalanan ancak Yunanistan tarafından kabul edilmeyen ikili anlaşmanın gösterilebileceğini söyledi.
Yunanistan ile Türkiye'nin bir araya gelip sorunlarını çözmeleri için öncelikle iki konunun açıklığa kavuşması gerektiğini belirten Evripidis Stilyanidis, "İlk olarak hangi konuları konuşacağımızı, ikinci olarak ise bunları hangi kanunlara ve esaslara göre konuşacağımızı belirlememiz gerekiyor. Bu sorunlar her iki tarafın da iyi niyetli olması durumunda çözülebilecek sorunlar. Ancak son dönemde yaşananlar durumu zora sokuyor." ifadelerini kullandı.
Daha önceki yıllarda hem Yunanistan hem Türkiye'nin, Amerika ve NATO endeksli politikalar yürüttüğünü söyleyen Stilyanidis, Türkiye'nin son dönemde Rusya ile çok iyi ilişkiler kurarak farklı bir adım attığını ifade etti. "Türkiye'nin gelecekte Amerika ve Rusya ile ilişkilerinin ne düzeyde olacağını belirleyecek çok önemli bir konu var. O da 'Kanal İstanbul' projesidir. Biliyorsunuz; geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhurbaşkanı katıldığı bir televizyon programında boğazlarla ilgili Mondros Antlaşması'nın artık bir tarih olduğunu söyledi. Söz konusu kanal Türkiye topraklarından başlayıp yine Türkiye topraklarında biteceği için Mondros Antlaşması'ndaki maddelere uymak zorunda olmayacak. Bu bana göre son derece önemli bir konu. Çünkü boğazlardan Rusya ve Kazakistan'dan Batı'ya gitmek üzere tonlarca petrol geçiyor. İstanbul boğazından geçen enerji yüklü gemilerin sayısı Panama kanalından dört kat, Süveyş kanalından ise üç kat fazla. Bu sebeple 'Kanal İstanbul' projesi Türkiye hükümeti için son derece önemli bir ekonomik ve statejik hedeftir. Şu anda İstanbul Boğazı'ndan yılda 35 bin gemi geçerken, tamamlanması durumunda 'Kanal İstanbul'dan yılda 85 bin gemi geçebilecek. Üstelik şu anda İstanbul Boğazın'dan geçmesi mümkün olmayan büyük boyutlardaki gemilerin de geçmesine olanak sağlanacak." ifadelerine yer veren Stilyanidis, "Kanal İstanbul" projesinin Türkiye açısından büyük kazanımları olabileceği gibi zararları da olabileceğini söyledi.
Söz konusu projenin Türkiye'nin özellikle iki büyük ülke Amerika ve Rusya ile arasını bozabileceğini söyleyen Stilyanidis, buna neden olarak da "Kanal İstanbul" projesi sayesinde Türkiye'nin, bu iki büyük ülkenin boğazlardan geçmek isteyecek olan askeri gemileri üzerinde kontrolü ele alması olacağını gösterdi.
Türkiye'nin Batı'dan ve Avrupa Birliği hayalinden vazgeçerek büyük bir hata yaptığına inandığını söyleyen Stilyanidis, bu hatanın Türkiye'ye, bölge ülkelerine ve Yunanistan - Türkiye ilişkilerine büyük zararar verebileceğini vurguladı.
Stilyanidis son olarak, Yunanistan'ın tüm bu risklerle baş edebilmesi için öncelikle ülke içinde birliğin sağlanması ve özellikle milli konularda siyasilerin ortak bir strateji belirleyip uygulaması gerektiğini söyledi.
YANNİS AMANATİDİS
Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı ve SİRİZA Selanik Milletvekili Yannis Amanatidis de, Türkiye ile Yunanistan ilişkilerine sadece iki ülke açısından değil, dünya açısından bakmanın daha doğru olacağını belirtti. Amanatidis, iki ülke arasındaki ilişkilerin tüm bölgeyi, hatta tüm dünyayı ilglendiren ve etkileyen ilişkiler olduğunu vurguladı.
Avrupa'da ve çevresinde yıllarca süren barış ve huzur ortamının geride kaldığını, bölgede gerginliklerin arttığını söyleyen Amanatidis, bir barış paktı olan Avrupa Birliği'nin bile sorunlar yaşamaya başladığını, geçtiğimiz günlerde İngiltere'nin birlikten ayrılmasının buna güzel bir örnek olduğunu belirtti.
Yunanistan'ın da içinde bulunduğu Doğu Akdeniz bölgesinde de son dönemde gerginliğin çok fazla arttığını vurgulayan Amanatidis, Türkiye'nin bölgesel, hatta küresel bir güç olma hayalinin artık ete kemiğe bürünmeye başladığına dikkat çekerek, Türkiye'nin uluslararası hukuku hiçe sayarak Libya ile anlaşma imzalamasının bu durumun bir örneği olduğunu iddia etti.
Dünya genelinde son dönemde özellikle enerji alanında yeni bir rekabetin başladığını ve Türkiye'nin bu rekabet masasına güçlü bir şekilde oturma çabasında olduğunu, bu amaçla bir çok kez ülkesindeki milyonlarca göçmeni ve mülteciyi Batı'ya karşı bir koz olarak kullanmaya çalıştığını söyleyen Amanatidis, Avrupa Birliği'nin bu konuda tam anlamıyla başarılı bir politika yürütmekten uzak olduğunu belirtti.
Yunanistan'ın kendi haklarını savunmak durumunda olduğunu ve bundan asla vazgeçmeyeceğini söyleyen Amanatidis, bu amaçla çevredeki ülkelerle anlaşmalar yapılmasının önemli olduğunu, güçlü ittifaklar kurarak bölgede söz sahibi olunabileceğini belirtti. Örnek olarak geçtiğimiz günlerde imzalanan EastMEd projesinin büyük bir stratejik başarı olduğunu ve Yunanistan'ın elini güçlendirdiğini vurgulayan Amanatidis, bu anlaşmanın Avrupa için de son derece önemli olduğunu sözlerine ekledi.
Türkiye'nin son dönemde uluslararası hukuku ve deniz hukukunu hiçe sayan adımlar attığını savunan Amanatidis, bu duruma hukuka saygılı olan tüm ülkelerin bir tepki vermesi gerektiğini söyledi.
Amanatidis son olarak, ülke içinde SİRİZA Partisi olarak hükümete karşı muhalefet görevlerini yerine getireceklerini, ancak milli meselerde tüm partilerin birlikte hareket etmesi gerektiğine inandığını belirtti.
SOTİRİOS SERBOS
Son olarak söz alan Trakya Dimokritos Üniversitesi Uluslararası Siyaset Bilimi öğretim üyesi Sotirios Serbos, Yunanistan ile Türkiye'nin 90'lı yılların sonundan itibaren ikili ilişkileri düzeltmek için önemli çabalar gösterdiğini ve bu çabalar sayesinde bir çok sorunun çözüme kavuşturulduğunu belirtti. Ancak bu çabaların büyük sorunları çözmek için yeterli olmadığını vurgulayan Serbos, Yunanistan'ın son dönemde Türkiye'nin gerçekleştirdiği büyümeyi öngöremediğini vurguladı.
Siyasetin bugüne göre değil, geleceğe göre planlanması gerektiğini söyleyen Serbos, "Bazen bana Türkiye ile yaşadığımız Kardak krizinden sonra nelerin değiştiği sorusu yöneltiliyor. Benim cevabım da 'herşey değişti' şeklinde oluyor. Çünkü Yunanistan'da olsun, Türkiye'de olsun, hatta tüm dünyada herşey değişti." ifadelerini kullandı. 2009 yılından itibaren bir çok gelişmenin yaşandığını belirten Serbos, "Bu dönem içinde Yunanistan çok ciddi bir ekonomik ve toplumal kriz yaşarken, Türkiye ekonomik gelişimi ile G20 üyesi bir ülke haline geldi. G20 bir bakıma dünyayı birlikte yönetme oluşumudur. Aynı dönem içinde Avrupa Birliği de ciddi sorunlar yaşadı. Bundan 20 yıl önce bir ülkenin Avrupa Birliği üyeliğinden ayrılacağını hayal dahi edemezdik. Bunu da öngöremedik. Tüm bu gelişmeler Avrupa Birliği'ni derinden yaralamıştır. Yunanistan Avrupa Birliği'nin güçlü olmasını en çok isteyen ülkelerin belki de başında geliyor. Avrupa'daki bu belirsizlikleri ve krizi Türkiye kendi lehine kullandı ve açıkçası kendi açısından stratejik anlamda çok doğru hamleler yaptılar." dedi.
Serbos son olarak Batı'nın Türkiye'ye karşı ortak ve güçlü bir stratejisi olmadığı sürece Türkiye'nin bunu lehine kullanmaya devam edeceğini söyledi.
Sunumların ardından konuşmacılar, katılımcılardan gelen sorulara cevap verdiler.
Gümülcine'deki etkinliğe Rodop KİNAL Milletvekili İlhan Ahmet, Rodop SİRİZA Milletvekili Dimitris Haritu, İskeçe SİRİZA Milletvekili Hüseyin Zeybek, Gümülcine - Maronya Mitropoliti Panteleimon, askeri yetkililer, akademisyenler, üniversite öğrencileri ve bölge halkı katıldı.