05-11-2019
Mültecilerle birlikte Türk azınlık nasıl hedef gösterilir, nasıl ötekileştirilir? İşte cevabı...
Göçmen ve mülteci sorunu son haftalarda Yunanistan'ın en önemli gündem maddelerinden biri oldu.
Bu sorun daha önce de tartışmalara neden olmuştu. Son beş yılda göçmen - mülteci probleminin farklı yoğunlukta da olsa sürekli bir şekilde gündemde olduğunu gözlemliyoruz.
Yeni Demokrasi Partisi'nin iktidarda olduğu bir önceki dönemde yine bu konunun ülkeyi meşgul eden konular arasında üst sıralarda olduğunu da hatırlatmakta fayda var.
İşte bu sorunun yoğun bir şekilde tartışıldığı bugünlerde öyle bir açıklamaya şahit olduk ki, gerek mültecilere, gerekse Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı'na bakış açısıyla ilgili olarak endişeye kapıldık. Daha önceleri de bir çok kez benzer örnekler yaşadık. Batı Trakya Türkleri ne yazık ki geçmişte de, günümüzde de Yunanistan için bir "tehdit" ve "tehlike" unsuru olarak lanse ediliyor. Bu çerçevede, toplum olarak sayısız algı operasyonuna maruz kaldık ve kalmaya da devam ediyoruz. Hiçbir somut kanıt olmamasına rağmen Batı Trakya Türk toplumunu, sanki vatandaşı olduğu Yunanistan aleyhine bir gayret içindeymiş gibi gösterenler hep vardı ve ne yazık ki bugün de bu çevreler var olmaya devam ediyor.
İşte son örnek... Yeni Demokrasi Partisi Lesvos (Midilli) Milletvekili Haralambos Athanasiu, Lesvos adasındaki göçmen ve mülteci sayısının artışına dikkat çekmek amacıyla kendince ilginç bir benzetme yapmış!.. "Böyle giderse Lesvos kısa zamanda ikinci Rodop ili olacak"mış!!!
Yani Milletvekili Athanasiu, "mülteci ve göçmenler bu hızla gelmeye devam ederse adadaki Müslüman nüfus artacak; kısa zamanda nüfus oranı değişecek ve Lesvos adası ikinci bir Rodop olacak" demeye getiriyor. Çünkü sayın Athanasiu'ya göre "Bu hızla devam ederse 15 - 20 yıl içinde ada nüfusunun üçte bir Müslüman olacak"mış!..
Bu açıklamasıyla iki yanlışa ve belki de iki suça birden imza atıyor. Birincisi; savaştan, iç kargaşadan, kan ve gözyaşının hakim olduğu memleketlerinden kaçmak ve daha iyi yaşam koşulları aramak zorunda kalan binlerce göçmen ve mülteci hakkında "olumsuz" , "negatif" ve "ötekileştirici" bir söylem ortaya koyuyor. Böyle yaparak kendi kamuoyuna, kendi toplumuna bu insanlarla ilgili olarak son derece "yanlış" ve "tehlikeli" mesajlar veriyor.
Öte yandan "Lesvos yeni Rodop olacak" diyerek, kendi vatandaşı olan ve asırlardır burada yaşayan, bu ülkenin sadık vatandaşları olan Batı Trakya'daki Müslüman Türk Azınlık için "tehdit" ve "tehlike" edebiyatı yapıyor. Hem kendi bölgesine (Lesvos ve Ege adaları) hem de ülke geneline, Rodop ili ve Batı Trakya hakkında son derece yanlış ve yanıltıcı mesajlar veriyor. Adeta burada yaşayan azınlık "tehlikedir" , "tehdittir" , "sakıncalıdır" demeye getiriyor. Bu açıklamalarla azınlık insanını da kamuoyu nezdinde "hedef" haline getiriyor.
Bu açıklamayı yapan milletvekilinin şu anda meclisin ikinci başkan yardımcısı olduğunu ve Samaras hükümetinde de Adalet ve İnsan Hakları Bakanı görevinde bulunduğunu da not edelim!..