05-08-2019
"Ada Türkleri milli ve dini özgürlüklerini kullanmaktan mahrum"
Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı: "Yunanistan’dan Adalar Türklerine uygulanmakta olan asimilasyon politikalarına son vermesini ve Kurban Bayramı öncesi İstanköy Türk toplumunun din ve ibadet özgürlüğüne saygı göstermesini talep ediyoruz."
Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, Yunanistan’ın uyguladığı baskı nedeniyle İstanköy’deki Müslüman Türklerin milli ve dini özgürlüklerini yerine getirmekten mahrum olduğunu belirtti.
Kaymakçı yaptığı yazılı açıklamada, Kurban Bayramı öncesi Yunanistan’a ülkedeki cami ve mescitleri ibadete açması çağrısında bulundu.
Mustafa Kaymakçı, "Günümüzde İstanköy'deki bütün camiler ibadete kapalıdır. 2017 depreminde hasar gören ve şadırvanı yıkılan Cezayirli Gazi Hasan Paşa (Lonca) Camisi, aradan iki yıl geçmiş olmasına karşın onarımları yapılmamıştır. Cami altındaki İstanköy Vakıf Malları Yönetimi'ne ait dükkanlar da haraptır." ifadelerini kullandı.
Yunanistan'ın Germe (Platini) köyündeki Cezayirli Gazi Hasan Paşa Camii’nin onarımına izin vermemesi nedeniyle Müslümanların ibadetlerini cami avlusunda yapmak zorunda kaldığına dikkati çeken Kaymakçı, İstanköy’deki mescit, türbe ve mezarlıkların yıkılarak zarar gördüğünü kaydetti.
"MÜSLÜMAN TÜRKLER KİMLİKLERİNİ KAYBETME AŞAMASINDADIR"
Yunanistan’ın adada yaşayan Türklere baskı uyguladığının belirten Kaymakçı, "İstanköy'de yaşamakta olan Türkler, milli ve dini özgürlüklerini yerine getirmekten mahrumdurlar. Müslüman Türkler kimliklerini kaybetme aşamasındadır. Adalar Türklerinde korku egemendir ve sindirilmişlerdir." değerlendirmesinde bulundu.
YUNANİSTAN'A İBADET ÖZGÜRLÜÄžÜNE SAYGI GÖSTERME ÇAÄžRISI
İstanköy Adası’ndaki ibadet yerleri ve diğer taşınmaz malların İstanköy Vakıf Malları Yönetimi'nin sorumluluğunda olduğuna dikkati çeken Kaymakçı, buna karşın Yunanistan'ın uluslararası sözleşmelere aykırı davranarak vakfın yönetimine atağı isimler aracılığıyla vakfın mallarını sattırdığını söyledi.
Yunanistan'ın İstanköy Adası’ndaki 34 dönümlük vakıf arazilerini turizm şirketlerine sattığına işaret eden Kaymakçı, "Bu usulsüz satışla İstanköy Türk-Müslüman Vakfına ait 70'ten fazla arazi; park, otopark ve mezarlık amacıyla belediyelere devredilmiş ve satılmış bulunmaktadır. Rodos Türk-Müslüman vakıf malları da aynı şekilde elden çıkarılmaktadır." ifadelerini kullandı.
"YUNANİSTAN TÜRKLERE ANA DİLLERİNİ ÖÄžRENME HAKKI VERMİYOR"
İstanköy ve Rodos’ta yaşayan Türklere ait vakıf mallarının korunmasının önemini vurgulayan Kaymakçı, Yunanistan’ın Türklerin haklarına kısıtlama getirdiğine dikkati çekti.
Kaymakçı şunları kaydetti: "Yunanistan, İstanköy ve Rodos'ta yaşamakta olan Müslüman Türklerin, yalnız din ve ibadet haklarını kısıtlamıyor. Adalar Türklerinin bir insanlık hakkı olan ana dilleri Türkçeyi öğrenmeleri hakkını da vermiyor. İstanköy ve Rodos Türk-Müslüman vakıf mallarının elden çıkarılması ve Türklere ait kültürel eserlerin zamanın tahribatına bırakılarak yok edilmesinin ardındaki gerçek, ada Türklerinin geçmişle bağını kopararak asimilasyonun bir parçası olan uygulamalardan biridir."
Yunanistan’a uluslararası hukuka ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne uyma çağrısı yapan Kaymakçı, "Yunanistan’dan adalar Türklerinin Türk kültürel kimliğinin tanınması, çift dillilik temelinde ana dillerini öğrenme gibi azınlık hakları dahil insan hakları alanındaki sorumluluklarını yerine getirmesini, özetle adalar Türklerine uygulanmakta olan asimilasyon politikalarına son vermesini ve Kurban Bayramı öncesi İstanköy Türk toplumunun din ve ibadet özgürlüğüne saygı göstermesini talep ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.