03-04-2019
Batı Trakya heyeti AGİT toplantısında
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) ve Batı Trakya Azınlığı Yüksek Tahsilliler Derneği (BTAYTD) temsilcilerinden oluşan Batı Trakya Türk heyeti, 1-2 Nisan tarihleri arasında Viyana'da gerçekleşen din veya inanç özgürlüğü konulu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) toplantısına katıldı.
Yapılan sunumlarda, azınlığın dini özerkliğini ortadan kaldırmayı amaçlayan müdahaleler ve müftülere yönelik adli kovuşturmalar dile getirildi.
ABTTF ve BTAYTD temsilcileri, Avusturya'nın başkenti Viyana'da düzenlenen AGİT Ek İnsani Boyut Toplantısı'na katıldı. "Din veya İnanç Özgürlüğünün Korunması ve Teşvik Edilmesi Dahil Hoşgörü ve Ayrımcılıkla Mücadele Prensiplerinin Savunulması" başlıklı 2019 yılının ilk insani boyut toplantısında ABTTF Uluslararası İlişkiler Direktörü Melek Kırmacı Arık ve BTAYTD üyesi öğretim üyesi Dr. Ali Hüseyinoğlu, Batı Trakya Türk Azınlığı'nın din özgürlüğü alanında yaşadığı sorunları ve dini özerklik hakkının ihlal edilmesi konularını gündeme taşıdı.
AGİT'in 2019 Dönem Başkanlığı'nı üstlenen Slovakya ve AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi (ODIHR) tarafından düzenlenen toplantının din veya inanç özgürlüğü bağlamında ırkçılık ve ayrımcılığın temel nedenleri ve sonuçlarının tartışıldığı ilk oturumunda söz alan Batı Trakya Türk heyeti, Yunanistan'da yaşayan Batı Trakya Türk toplumunun dini özerkliğinin uluslararası antlaşmalarla garanti altına alındığını ve kendi dini liderleri olan müftüleri seçme hakkına sahip olduğunu hatırlattı. Heyet, Yunan devletinin tek taraflı uygulamalarla azınlığın din alanındaki özerkliğini ortadan kaldırmaya çalıştığına dikkat çekti.
Yunanistan'ın Batı Trakya Türkleri'nin seçtiği müftüleri tanımadığını ve 1990'ların başında çıkarılan yasa ile müftülerin devlet tarafından atandığını belirten Batı Trakya Türk heyeti, 1970'lerden beri de Batı Trakya Türk toplumuna ait vakıfların idare heyetlerinin atamayla belirlendiğini kaydetti. Batı Trakya Türk toplumunun seçtiği müftülere yönelik son yıllarda gittikçe artan ve siyasi baskı, yıldırma aracı haline dönüşen adli kovuşturmaları aktaran Batı Trakya Türk heyeti, Yunanistan'dan Batı Trakya Türk toplumunun kendi dini liderlerini seçme hakkına saygı göstermesini ve dini özerkliğini ihlal eden devlet müdahalelerine son vermesini istedi.
Son olarak Batı Trakya Türk heyeti, Yunanistan'ın müftülük ve vakıflar konusunda Rodos, İstanköy ve Onikiadalar'da yaşayan Türklere karşı da benzer bir tutum sergilediğini hatırlatarak, adalardaki Türk toplumunun son 50 yıldır dini özgürlüklerini tam anlamıyla yaşayamadığını not etti.
Toplantının ikinci gününde, Hristiyanlar, Yahudiler, Müslümanlar veya diğer inançlara mensup kişileri hedef alan ayrımcılık, nefret ve şiddet ile mücadelenin iyi örnekleri ile toplumların güvenliği ve mağdurlara destek konusunun tartışıldığı oturumda konuşan Batı Trakya Türk heyeti, azınlığa karşı nefret söyleminin bölgedeki barışçıl ortamı tehdit ettiğini belirterek, siyaset ve medya alanındaki bu nefret söylemini örnekleri ile dile getirdi.
Batı Trakya Türkleri'nin anavatanı Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Aralık 2017'de Batı Trakya'yı ziyareti öncesinde sokaklara tehdit dolu mesajlar içeren kağıtlar atıldığını ve bazı evlerin duvarlarına haç işaretleri çizildiğini not eden Batı Trakya Türk heyeti, Batı Trakya Türk toplumunu temsil eden ABTTF ve BTAYTD'nin AGİT Nefret Suçları Raporu'na her yıl katkıda bulunduğunu ifade etti. AGİT 2017 Nefret Suçları Raporu'na göre Yunan polisince toplam 128 nefret suçunun kaydedildiği, bunlardan 46'sı hakkında adli kovuşturma yürütüldüğü, ancak 6 tanesinin mahkumiyetle sonuçlandığını belirten Batı Trakya Türk heyeti, Yunanistan'da İslamofobi temelli nefret suçlarının büyük çoğunluğunun halen tanımlanmadığını ve bu nedenle de Yunan devlet makamları tarafından cezalandırılmadığını ekledi.
İki oturumda da yanıt hakkını kullanan Yunanistan, İslam dünyasında müftülerin seçimle göreve geldiği bir ülke bulunmadığını belirterek Yunanistan'da da müftülerin devlet tarafından belirlendiğini ifade etti. Batı Trakya Türk toplumunun dini ve kültürel özgürlüklerine tamamen saygı gösterildiğini ileri sürerek resmi devlet tezini tekrar eden Yunanistan, Batı Trakya Türk heyetinin sunumlarında dile getirdiği eleştirileri reddetti.