06-02-2019
Erdoğan ve Çipras'tan önemli açıklamalar
T.C. Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Rum kökenli vatandaşlarımızın durumlarını daha da iyileştirmek için her türlü gayreti gösteriyoruz. Aynı yaklaşım ve zihniyeti Yunanistan’ın da benimsemesini bekliyoruz. Bu noktada Yunanistan’daki kardeşlerimizin yüzleştiği sıkıntıları tüm yönleriyle Sayın Başbakan’a aktardım."
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Aleksis Çipras’ı Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etti. Erdoğan ve Çipras, baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Konuşmasına Başbakan Çipras ve heyetini Türkiye’de görmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başkentimize, ülkemize hoşgeldiniz." dedi.
Yunanistan’a 2017 yılı sonunda başarılı bir ziyaret gerçekleştirdiklerini ve Çipras ile ziyaret sonrasında da çeşitli vesilelerle bir araya gelme fırsatı bulduklarını dile getiren Erdoğan, bugün (5 Şubat Salı) yaptıkları görüşmelerde iki ülkenin mevcut ilişkilerini, uluslararası ve bölgesel konuları ele aldıklarını kaydetti.
Yunanistan’ın, Türkiye’nin siyasi, ekonomik, ticari, tarihi, kültürel ve sosyal ilişkilerinin bulunduğu bir komşusu olduğunu dile getiren Erdoğan, "Türkiye olarak komşumuz Yunanistan’la ikili ilişkilerimizi her alanda geliştirmeyi arzu ediyoruz. Türkiye olarak komşumuz Yunanistan’la bu ikili ilişkilerimizde zaman zaman arzu edilmeyen bazı durumlar hasıl olsa da bunları süratle telafi etme imkanlarını bulduk." diye konuştu.
İki ülke arasındaki ticari ve ekonomik münasebetlerde gelinen noktanın hedeflerin çok altında olduğunu aktaran Erdoğan, "Ticaret hacmimizi bugün bulunduğu nokta itibarıyla 3,5 milyar avro düzeyinde tutuyoruz ki bu, Türkiye-Yunanistan arasında arzu edilen bir seviye değil. Bunu çok daha yüksek bir seviyeye çıkarmamız gerekir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İzmir ve Selanik arasında yolcu ve yük taşıma imkanı sağlayacak deniz seferlerinin başlatılması, İstanbul ve Selanik arasında hızlı demiryolu hattı kurulması ve İpsala-Kipi Gümrük Kapısı’nda ikinci köprünün tamamlanmasına dair projeleri görüştük. Yüksek Düzeyli İş Birliği Konseyi'nin beşinci toplantısını da mümkün olan en kısa zamanda gerçekleştirmeyi de hedef olarak belirledik. İnanıyorum ki bu adımların atılmasıyla ticaret hacmimiz kısa sürede daha da artacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"YUNANİSTAN'DAKİ KARDEŞLERİMİZİN YÜZLEŞTİÄžİ SIKINTILARI BAŞBAKANA AKTARDIM"
"Türkiye olarak Yunanistan ile aramızdaki tüm meselelerin hakkaniyet temelinde, barışçıl şekilde çözülebileceğine inanıyorum." değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, Başbakanlık döneminden bu yana Yunanistan’la ilişkilerde samimi adımlar atılmasını savunduğunu dile getirdi.
Bu anlayışın sürdürülebilir kılınması için ülkeler arasındaki diyalog kanallarının açık tutulması gerektiğine vurgu yapan Erdoğan şöyle devam etti:
"Biz dostlarımızla aramızdaki her türlü meselenin konuşmak suretiyle hal yoluna konulabileceğine inanıyoruz. Yunanistan’da yaşayan soydaşlarımız ve Türkiye’deki Rum kökenli vatandaşlarımız bize göre birer ayrışma değil, aslında iş birliği vesilesidir. Azınlıklarımız bizler için sağlam birer köprüdür. Bu anlayışla görüşmelerimizde karşılıklı vatandaşlarımızın sorunlarını da değerlendirdik. Rum kökenli vatandaşlarımızın durumlarını daha da iyileştirmek için her türlü gayreti gösteriyoruz. Aynı yaklaşım ve zihniyeti Yunanistan’ın da benimsemesini bekliyoruz. Bu noktada Yunanistan’daki kardeşlerimizin yüzleştiği sıkıntıları tüm yönleriyle Sayın Başbakan’a aktardım."
"KIBRIS TÜRKLERİ'NİN SİYASİ EŞİTLİÄžİ TEMEL PARAMETREDİR"
Kıbrıs konusunun da ana başlıkları arasında yer aldığını ifade eden Erdoğan, "İçinde bulunduğumuz istişare sürecinin iyi değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Taraflar yeni bir müzakere sürecine başlamadan ortak bir vizyon, yol haritası belirlemelidir. Neyin nasıl müzakere edileceği, önceden net olmalıdır. Türkiye için Kıbrıs Türkleri’nin siyasi eşitliği temel parametredir. Hangi çözüm modeli olursa olsun bu zaruret gözetilmelidir." dedi.
Düzensiz göçle mücadelenin iki ülke ilişkilerindeki bir diğer önemli kalem olduğunu vurgulayan Erdoğan şöyle konuştu:
"Türkiye olarak bu konuda imkanlarımızın üstünde bir yükü taşıyoruz. Malum, Suriye ve Irak olmak üzere yaklaşık 4 milyon şu anda mülteci ülkemizdedir. Bunları konteyner kentlerde, çadır kentlerde misafir etmekteyiz ve şu ana kadar yaptığımız harcamalar 35 milyar doları aşmış vaziyette. Bunun yanında Ege’den ölümlerin önüne geçmek için çok yoğun gayret sarfediyoruz. Sahil güvenlik birimlerimiz her türlü, gece gündüz demeden çalışıyor, yeni acılar, yeni ölümler yaşanmaması için mücadele ediyor."
Avrupa Birliği ile imzalanan 18 Mart Mutabakatı’nın da yeni göç akımları bakımından caydırıcı bir rol oynadığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye geri kabul de dahil olmak üzere tüm yükümlülüklerini yerine getirdi, getirmeye de devam ediyor, ancak geri kabul mekanizmasının Avrupa Birliği tarafında sağlıklı bir şekilde uygulanamadığını da görüyoruz. Avrupa Birliği başta vize serbestisi olmak üzere 18 Mart Mutabakatı’ndan doğan sorumluluklarını hayata geçirmemiştir. Biz nasıl sözlerimizi tutuyorsak Avrupa Birliği tarafının da ahdine vefa göstermesini bekliyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüştükleri konular arasında terörle mücadelenin de bulunduğunu anlatarak, Türkiye ve Yunanistan’ın terörün kanlı yüzünü iyi bilen iki ülke olduğunu, bu meselenin komşuluk ve müttefiklik hukuku bağlamında ele alınmasının son derece önem taşıdığını belirtti.
Terörün her türlüsüne karşı kararlı bir şekilde ortak bir tutum sergilemek zorunda olduklarını vurgulayan Erdoğan şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu çerçevede Yunanistan’dan beklentimiz FETÖ, PKK, DHKP-C gibi terör örgütü mensuplarının sığındığı güvenli bir ülke haline gelmemesidir. Yaptığımız görüşmelerde FETÖ’cü darbecilerin ülkemize iadesine yönelik beklentilerimizi Yunanlı dostlarımızın bir kez daha dikkatine getirmiş olduk. Bu konuda komşumuz Yunanistan’dan daha çok iş birliği bekliyoruz. Milletimizin, şehit ailelerimizin ve 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçaklar tarafından yaralanan 2 bin 193 gazimizin beklentisi de budur. İnşallah önümüzdeki dönem bu beklentilerin karşılandığı bir dönem olacaktır."
Türkiye ve Yunanistan için de fayda sağladığını düşündükleri bu tür temasları her düzeyde sürdürmenin faydalı olacağına inandığını dile getiren Erdoğan, "Özellikle de dini azınlıklar konusundaki açılımlarımızı demokratik anlamda değerlendirme, paylaşma noktasında da müzakerelerimizi gerçekleştirdik." ifadesini kullandı.
"BÖLEMİZDEKİ SORUNLARA MAHKUM OLMAK NİYETİNDE DEÄžİLİZ"
Başbakan Aleksis Çipras, "Türkiye ile bölgemizdeki sorunlara mahkum olmak niyetinde değiliz. Sorunlara diyalogla çözüm bulmaya çalışıyoruz." dedi.
Türkiye ile aralarındaki diyalogun samimi ve özel olduğunu belirten Çipras, Türk-Yunan ilişkilerinde pozitif gündem oluşturmayı başardıklarını vurguladı.
Çipras, görüşmelerde hem kendisinin hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kadercilik yapmadığına işaret ederek, "Biz bölgemizdeki sorunlara mahkum olmak niyetinde değiliz. Diyalog çerçevesinde sorunlara çözüm bulmaya çalışıyoruz." diye konuştu.
Görüşmede, ileriye dönük adımları devam ettirme kararı aldıklarını aktaran Çipras, "Ege’de gerginliği azaltma, güven artırıcı adımların atılması konusunda hemfikir olduğumuzu karşılıklı olarak gördük." ifadesini kullandı.
Başbakan Çipras, görüşmelerde güvenlik konularının da ele alındığını vurgulayarak, "Türkiye ile güvenlik konularındaki iş birliğimizi güçlendirme konusunda mutabık kaldık." dedi.
Çipras, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iletişim kanalının açık kalmasından son derece memnunum. Bu sayede daha yapıcı adımlar atabiliriz." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye ile Yunanistan arasındaki samimi diyaloğun hem bölge hem de halklar için önemli olduğunu belirten Çipras, iki ülkenin birçok konuda pozitif gündeme sahip olduğunu fakat 15 Temmuz darbe girişiminin ülkeler arasındaki pozitif ilerlemeye engel teşkil ettiğini ifade etti.
Darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayan ilk liderlerden biri olduğunu söyleyen Çipras, "Yunanistan’ın size olan desteğini yineledim, çünkü biz Yunanistan olarak insan haklarını destekleyen bir ülkeyiz. Yunanistan olarak her türlü darbeyi kınıyoruz ve karşısında duruyoruz." dedi.
Aleksis Çipras, iki ülke arasındaki bazı gelişmelerin ilişkilerde olumsuz etki yaptığını belirtti, Ege’de ve Yunanistan hava sahasında ihlallerde önemli artışlar tespit ettiklerini iddia etti. Çipras ayrıca, son dönemde hem deniz hem de havada tehlikeli olayların ortaya çıktığını ileri sürdü.
Çipras, sorunlara barışçıl çözümler bulmak için çaba gösterildiğini vurgulayarak, "Geçmişin bazı ön yargılarını, mantıklarını bir kenara bırakarak, uluslararası hukuka saygı çerçevesinde savaş tehditlerinin olmadığı bir ortamda ve karşılıklı anlayış çerçevesinde ilişkilerimizi geliştirmek durumundayız." diye konuştu.
Aralık 2017’de 65 yıl aradan sonra ilk kez bir Türk cumhurbaşkanının Yunanistan’a resmi ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatan Çipras, bu görüşmenin ardından birçok kişinin ziyaretin başarısız olduğu değerlendirmesinde bulunduğunu anımsattı. Çipras, "Ben onlara cevaben, tamamen açık ve samimi bir şekilde konuştuğumuz için bu ziyaret başarılı bir ziyarettir dedim." ifadesini kullandı.
Çipras, dört yıldır yürüttüğü başbakanlık görevi süresince dört kez Türkiye’ye resmi ziyaret gerçekleştirdiğinin altını çizerek, "Aramızdaki ihtilafların üstesinden gelebilmek ve var olan sorunları çözebilmek için iki ülke arasındaki iletişim ve diyalog kanalları her zaman açık olmalı." değerlendirmesinde bulundu.
Aleksis Çipras, "Sayın Erdoğan ile iyi bir iletişim içerisinde olmasaydım, biz kendisiyle kritik konuları görüşemezdik ki birçok kritik ve tehlikeli durumla karşı karşıya kaldık ve bunların üstesinden geldik." dedi.
İki ülkenin savunma ve dışişleri bakanları arasında gerçekleştirilecek görüşmelerde ileriye dönük adımların devam edeceğini vurgulayan Çipras, "Bu ön koşullar oluşturulduktan sonra Ege’deki sorunların üstesinden gelebilmek adına inanıyorum ki ilerleme kaydederek, istikşafi görüşmeleri de başlatacağız ve bu görüşmelerde de ilerleme sağlayacağız." diye konuştu.
"BM KARARLARI DOÄžRULTUSUNDA ADİL VE KALICI BİR ÇÖZÜM GEREKİYOR"
Görüşmelerde, Kıbrıs konusunun da ele alındığını dile getiren Çipras, "Birleşmiş Milletler (BM) kararları doğrultusunda adil ve kalıcı bir çözüm bulunması gerektiğini söyledim. Bu çözüm, hem Kıbrıslı Rumların hem de Kıbrıslı Türklerin faydasına olacak bir çözüm olması gerektiğini söyledim." ifadesini kullandı.
Çipras, "Geçmişte yapılan bazı hataları tekrar etmekte fayda yok. Dolayısıyla Kıbrıs ile ilgili olarak özellikle güvenlik konularında bir ön hazırlık görüşmelerinin yapılmasını önerdim." şeklinde konuştu.
Öte yandan, görüşmelerde Doğu Akdeniz’deki gelişmelere ilişkin, enerji konusunun ikili ilişkilerde köprü rolü oynaması ve engel teşkil etmemesi gerektiğini dile getirdiğini belirten Çipras, ekonomik konularda ilişkilerin geliştirilmesinin de gündeme geldiğini aktardı.
Görüşmelerde güvenlik ve Türkiye- Avrupa Birliği (AB) ilişkileri konularının da masaya yatırıldığını söyleyen Çipras, Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesi konusuna ilişkin karşılıklı fikir alışverişinde bulunduklarını bilgisini paylaştı.
Çipras, AB-Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesinin hem Yunanistan’ın hem de Türkiye’nin yararına olacağı görüşünü paylaştı. Çipras, "Türkiye geçtiğimiz yıllarda son derece önemli demokratik reformlar gerçekleştirdi." dedi.
"YUNANİSTAN’DA BİZ DARBECİLERİ KABUL ETMEKTEN HOŞLANMIYORUZ"
Çipras, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi sonrası Yunanistan’a kaçan darbecilere ilişkin şu ifadeleri kullandı:
"Yunanistan bir hukuk devleti olarak yargının aldığı kararlara saygı duymak zorundadır. Tabii Yunanistan’da biz darbecileri kabul etmekten hoşlanmıyoruz. Biz bu aşamada güvenlik konusundaki iş birliğimizi güçlendirmek durumundayız. Bu çerçevede hem bizim ülkemizde faaliyet gösteren hem de Ege’de, Meriç bölgesinde faaliyet gösteren organize suç örgütlerinin üstesinden gelmek için iş birliğini artırmak zorundayız. Aynı iş birliğini diğer bütün suç örgütleriyle ilgili de yapmak durumundayız ve iyi bir iş birliği, komşuluk için gereken her şeyi yapmak konusunda mutabık kaldık."
Yunan halkının darbe girişimine kalkışanları kınadığını ve Yunanistan’ın demokrasiyi desteklediğini vurgulayan Çipras, "Yunanistan, kesinlikle istikrar ve demokrasi açısından tehlike oluşturan unsurları ve darbecileri destekleme niyetinde değil." ifadesini kullandı.
Çipras, yaz aylarında İzmir ile Selanik arasında gemi seferlerinin düzenlenmesi ve yeni bir iş forumu gerçekleştirilmesi konularında mutabık kaldıklarını ifade etti.
"SİYASETÇİNİN GÖREVİ DÜŞMAN KAZANMAK DEÄžİL, DOST KAZANMAKTIR"
Erdoğan ve Çipras, ortak basın toplantısında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.
Bir gazetecinin, Çipras’ın Türkiye’ye yaptığı ziyareti neden bu zaman diliminde gerçekleştirdiğini belirterek, konuya ilişkin yorumu sorulan Erdoğan, "Siyasetçilerin görevi düşman kazanmak değil, dost kazanmaktır, onun çalışması içerisinde olmaktır. Aksi takdirde siyaset yapamazsınız, sürekli olarak kan kaybedersiniz. Biz bu anlayışla siyasetimizi yürütüyoruz, yürütmeye devam edeceğiz." yanıtını verdi.
RUHBAN OKULU ZİYARETİ
Çipras’ın, uzun bir süre sonra yapacağı Heybeliada Ruhban Okulu’nu ziyaretine ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, 1971’den bu yana okulun kapalı olduğunu belirtti.
Aslında kapalı oluşunun sebebinin de o zamanki yönetimlere ait olan bir durum olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zaten patrikhanenin, oranın işlevsiz hale geldiğini de görmesi sebebiyle adeta kapanmaya yüz tutmuştur." dedi.
Gelinen noktada Heybeliada Ruhban Okulu’nda eğitim-öğretimin olmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
"Sürekli Sayın Çipras ve önceki başbakanlar hep gündeme getirdiler, ben de kendilerine sadece ’Batı Trakya’daki müftüler meselesini önlerine koydum. ’Siz de gelin şu izi çözün, biz de bu işi çözelim bizim açımızdan bir sıkıntı yok.’ dedim.
Sen Sinot Meclisinde sayısal olarak bir ara 7’ye düşmüşlerdi. Ben Sayın Bartholomeos’a haber gönderdim. ’Bize bu noktada, Lozan’a göre, Sen Sinot Meclisi'nde görev alacak din görevlileri verin, ona göre biz bunları vatandaşlığa alalım ve Sen Sinot Meclisi'ni çalışır hale getirelim.’ Bize isimler verildi, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaptık ve şu anda 15 üyesiyle Sen Sinot Meclisi çalışıyor. Dolayısıyla Lozan’a göre seçimini yapabilecek noktaya gelmiş oldu. Biz de herhangi bir çekincemiz yok, buradan böyle bir talep de gelince Sayın Çipras’ın Ruhban Okulu’nu ziyaret etmesi için ’hayırlı olsun’ dedik ve yarın bu ziyareti gerçekleştirecekler. Ben yine ’hayırlı olsun’ diyorum."