15-01-2019
Prof. Kaymakçı'dan İstanköy Vakıf Başkanına açık mektup
Rodos, İstanköy ve Onikiadalar'dan Türkiye'ye göç eden Türkler tarafından kurulan Rodo İstanköy ve Onikiadalar Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, adadaki vakıf mallarının satılma kararından sonra İstanköy Vakıf Malları Yönetim Kurulu başkanına açık mektup yazdı.
Dernek başkanı Mustafa Kaymakçı'nın imzasıyla yayınlanan açıklama şöyle:
"Bilindiği üzere derneğimiz, Rodos, İstanköy ve Onikiadalar'dan göç ederek Türkiye'ye yerleşen Türklerin kurmuş olduğu bir sivil toplum örgütüdür.
Derneğimizin amaçları arasında; Türkiye'ye göç etmiş Rodos, İstanköy ve Onikiadalı Türkler arasında dayanışmayı artırma, kültür, örf ve geleneklerini yaşatma ve öğretme ile Onikiadalar'daki Osmanlı Türklerinden kalma kültür eserlerinin yaşatılması, korunması ve restorasyonu için çalışan kurumlara yardımcı olma, kültürel mirasın korunması ve aslına sadık biçimde muhafazası da dahil her türlü kültürel haklarını korumak için girişimlerde bulunma ve adalardaki Türk mezarlarının bakımı ve korunması için çalışmalar yapma gibi konular sayılabilir.
Çalışmalarımızı gerçekleştirirken amaçlarımızdan biri de Türk ve Yunan halkları arasında dostluk ve işbirliğinin geliştirilmesine yardımcı olmaktır. Bu bağlamda her iki ülke arasında dostluğun sağlam temeller üzerinde inşa edilmesi dileğimizdir.
Sayın Başkan
Derneğimiz, her iki ülke arasında dostluğun sağlam temellere oturtulmasının, öncelikle ilişkilerde sorun olan konuların çözümünden geçtiğini düşünmektedir.
Bunlardan birisi de "Vakıflar Sorunu"dur.
Konu İstanköy özelinde incelendiğinde, adaların yönetiminin İtalya’ya geçmesi üzerine, Evkaf'a ait malların başlangıçta bir komisyon tarafından idare edilmesi kararlaştırılmıştı. Adaların 1947 yılında Yunanistan'a geçmesi ile birlikte 517/1947 sayı ve tarihli bir yasa çıkartılmıştır.
Anılan yasada "Adalarda yürürlükte bulunan karar ve kararnameler, Yunan yasalarına aykırı olmamak koşulu ile gerekli kanunlar çıkarılıncaya kadar geçerlidir." denmesine karşılık ilk olarak cemaat ve vakıf idaresini denetim altına almak amacı ile hükümet murahhası atanmıştır.
Buna ek olarak Yunanistan, Rodos'da olduğu üzere İstanköy'deki vakıflar yüzde 0,6 oranında emlak vergisine tabi tutmaktadır.Başka bir ifade ile İstanköy ve Rodos 'da yaşayan Türklere ait vakıflardan, gayrımenkulleri olan ticari bir kuruluş ile aynı oranda emlak vergisi alınmaktadır.Buna karşılık Yunanistan'daki Ortodoks Hıristiyan Kilise Kurumları ve Kilise her türlü vergiden muaftır. Burada bir eşitliğin olmadığı gözlemlenmektedir. Bu haksız uygulama, adeta vakıf mallarının elden çıkartılmasına bahane oluşturma mekanizmasına dönüşmüştür.
Sayın Başkan,
Bilindiği üzere Yunanistan'daki Türk vakıfları, 1923 Lozan Barış Antlaşması öncesinde Osmanlı Devleti Hukuk Sistemi'ne uygun olarak kurulmuşlardır ve bugün de Osmanlı Hukuku, İslâm Hukuku ve ikili antlaşmalara uygun olarak yönetilmeleri gerekmektedir. Bu bağlamda bilinen, ancak dile getirilmekten kaçınılan bir gerçek de, Evkaf Nizamnamesi'ne göre "Vakıf Malının alınamaz, satılamaz, mülk edinilemez ve miras olarak taksim edilemez" olmasıdır.
Anlaşmaya göre, Evkaf Nizamnamesi uyarınca şimdiye değin gerçekleştirilen satış ve bağış işlemlerinin tümü geçersizdir.
Evkaf İdaresi'nde, Cami, Okul, Medrese, Mezarlık ve Çeşme gibi inanç camiasına ve amme yararına hizmet veren taşınmazların Tapu Senetleri yoktur. Evkaf Nizamnamesi'ni düzenleyen hukukçular, vakıf malının satılmasını engellemek amacıyla anılan yapıtlar için Tapu Senedi vermemişlerdir. Bu nedenle "tapusu olmayan bir mal kanunen satılamaz" kararının geçerli olması gerekmektedir.
Öte yandan, vakıf mallarının korunmasının İstanköy ve Rodos’un Müslüman Türk ahalisinin din ve ibadet özgürlüğü ile bağlantılı bir mesele olduğu aşikardır. Bahsekonu din ve ibadet özgürlüğünün cemaat olarak kullanılabilmesi için söz konusu malların korunması elzemdir. Bu itibarla, Yunan Yönetimleri tarafından atanmakta olan Yönetim Kurullarının sürdürdüğü tasfiye işlemlerinin aynı zamanda din ve ibadet özgürlüğünü kısıtlayan bir niteliği olduğunu düşünmekteyiz.
Özetle, AİHM ve Avrupa Birliği ölçütlerine göre, şimdiye kadar yapılan bu satışların tümü usulsüz ve geçersizdir.
Sayın Başkan,
Son aylarda İstanköy'de de Vakıf Mallarının elden çıkarılması ile ilgili iki konuya dikkatinize çekmek istiyoruz. Bunlar, İstanköy'de yapılması tasarlanan Hastane Binası için vakıfa ait arazinin elden çıkarılması ile Gurniati-SCHINARI mevkiindeki 34120 metre karelik yine vakıfa ait bir arazinin 31 Ocak 2019 tarihinde müzayede ile satılacağı konusudur.
Geçmişte de Rodos Vakfına bir çok taşınmaz mal bu şekilde elden çıkarılmıştı. Günümüzde neredeyse Rodos Vakfı'na ait taşınmaz mal kalmamış durumdadır.
Sayın Başkan,
Dernek olarak, Rodos ve İstanköy'e ait aidiyetimiz ve tüzüğümüzün amaçları doğrultusunda konuyla ilgilenmek durumundayız. Ancak, atalarımızdan bize Vakıflar yoluyla kalan mirasın korunması, derneğimiz kadar, sizin de sorumluğunuzdadır.
Vakıf mallarının satılmaması ya da devredilmemesi konularında gerekli duyarlılığı göstermenizi ve alınan kararların uygulamasını durdurmanızı bekleriz.
Gereğini bilgilerinize arz ve rica ediyorum."