19-09-2018
Batı Trakya Türklerinin sorunları AGİT toplantısında dile getirildi
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT)İnsani Boyut Toplantısı Polonya'nın başkenti Varşova'da yapıldı.
Varşova'daki AGİT İnsani Boyut Toplantısı'na Batı Trakya Türk Azınlığını temsilen BTAYTD üyeleri Ali Hüseyinoğlu ve Pervin Hayrullah ile ABTTF temsilcisi Aykut Gariboğlu katıldılar. Azınlık temsilcileri sorunları bu toplantıda bir kez daha dile getirdiler ve Yunanistan'ın değişmeyen azınlık politikasını anlattılar. Yunan delegasyonu da Türk azınlık temsilcilerine yanıt verdi.
Toplantının 6. ve 7. oturumunda Batı Trakya Türkleri adına toplam dört sunum yapıldı. Toplantının dördüncü günü BTAYTD'ni temsilen söz alan Ali Hüseyinoğlu, Yunanistan genelinde Müslümanların yaşadıkları dini temelli sorunları dile getirdi. Müslüman olduklarından dolayı farklı hak ihlallerine maruz kaldıklarını belirtti. Batı Trakya ve On İki Ada dışında kalan tüm bölgelerde resmi faaliyette olan bir cami ve mezarlığın bulunmadığını ifade eden Hüseyinoğlu, sonradan İslamiyeti seçip Müslüman olmuş etnik Yunanlıların da toplum içerisinde ötekileştirme ve stigmatize ihtimalinden dolayı kendi dini tercihlerini açıklıkla ortaya çıkarmaktan imtina ettiklerini ifade etti ve İslamofobik söylemlerin özellikle siyaset, din, eğitim ve medya alanlarında sıklıkla kullanıldığını söyledi.
Zaman zaman Batı Trakya Müslüman Türk Azınlık mensuplarının da gündelik hayatlarında İslamofobik saldırılara maruz kalabildiklerinin altını çizen Hüseyinoğlu, camilerin hedef alınması ve mezarlık taşlarının kırılmasıyla Batı Trakya'da tarihi İslam varlığının hedef alındığını söyledi. Geçtiğimiz yıl geçirdiği yangın sonrası ciddi zarar gören Dimetoka'daki Çelebi Mehmet Sultan Camii'ndeki çalışmaların günümüz itibarıyla hala başlamadığını belirten Hüseyinoğlu, bu yangından duydukları memnuniyeti açıklıkla ifade eden bazı gazetecilerin varlığına atıfta bulundu. Bunun yanında, Batı Trakya bölgesi dışında yaşayan Batı Trakya Türklerine ait mescidlerin geçtiğimiz yıl kapatıldığını ve açılmalarına hala izin verilmediğini ifade eden Hüseyinoğlu, Yunanistan'ı ülkede yaşayan Türk ve Türk olmayan Müslüman toplumların dini özgürlüklerini tam olarak yaşayabilmeleri için gerekli adımları atmaya, İslamofobi ile mücadele etme adına daha etkin olmaya davet etti.
Temel hürriyetler konulu oturumunda da BTAYTD adına söz alan Ali Hüseyinoğlu, sayıları 150.000 civarında olan Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı'nın temel dini özgürlükler ile ilgili kronikleşmiş ve son yıllarda ortaya çıkan sorunlarına değindi. Bu bağlamda müftüler ve vakıf idare heyeti üyelerinin on yıllardır Yunan hükümetleri tarafından atandığına değinen Hüseyinoğlu, müftülüklerdeki çift başlılığın tüm itirazlara rağmen günümüzde hala devam ettiğini, vakıflarda seçim konusunda Yunanistan tarafından herhangi bir adımın atılmadığını ve "240 İmam Kanunu" olarak bilinen nispeten yeni bir uygulama ile Müslüman Türk Azınlığa din görevlisi dikte edildiğini ifade etti.
Aynı gün EMISCO tarafından düzenlenen yan etkinlikte Yunanistan'da Müslümanların din özgürlüğü ve göçmen hakları konusunda Trakya Üniversitesi Balkan Araştıma Enstitüsü'ne mensup bir akademisyen olarak konuşan Dr. Öğr. Görevlisi Ali Hüseyinoğlu, 1990'lı yıllarla birlikte Yunanistan'a önemli oranda göçmenlerin geldiğini ve bu göçmenler arasında Müslüman olanlarının ayrıca İslamofobik fiili ve sözlü saldırılara maruz kaldıklarını ifade etti. Asırlardır Yunanistan coğrafyası üzerinde İslamın var olmasına rağmen günümüzde hala İslam karşıtı davranışların sıklıkla gözlemlendiğini belirten Hüseyinoğlu, bu tür saldırıları yapanların yeterince cezalandırılmadığının örnekleriyle altını çizdi. İnsan hakları ile ilgilenen sivil toplum kuruluşlarının da Müslüman toplumlarının maruz kaldıkları hak ihlallerine yeterince eğilmediklerini söyleyen Hüseyinoğlu, İslamofobik söz ve davranışların gerek Yunanistan gerekse Avrupa'nın birçok yerinde adeta normalleştiğini ifade etti.
Toplantının 8., 10. ve 11. oturumlarında BTAYTD adına söz alan Pervin Hayrullah Batı Trakya Türklerinin eğitim, 19. Madde ve dernekleşme özgürlüğü konularında yaşadığı sorunları katılımcı ülke delegasyonları ve diğer temsilcilere aktardı.
DERNEKLEŞME ÖZGÜRLÜÄžÜYLE İLGİLİ YASA REVİZE EDİLMELİ
Batı Trakya Türk Azınlığının azınlık anaokulu sorununa değinen Hayrullah, BAKEŞ'in anaokulu açmak için iki defa başvuruda bulunmasına rağmen Yunanlı yetkililerin bu başvuruları yanıtsız bıraktığını dile getirdi. Dernekleşme ve ifade özgürlüğü konusunda ise 13 Ekim 2017 tarihinde yürürlüğe giren yasaya değindi ve bu yasanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanabilmesi için yeterli olmadığını ve biran önce revize edilmesi gerektiğini belirtti. Yasanın mecliste oylandığı sırada meclisin 4 Türk kökenli milletvekilinin bu yasa aleyhine oy kullandığını ekledi. Hayrullah, Yunanistan'a Türk Azınlığın etnik kimliğini tanımasını ve kolektif haklarının kullanımını teşvik etmesini, Avrupa Konseyi Ulusal Azınlıklar Çerçeve Sözleşmesini bir an önce onaylayıp yürürlüğe sokmasını tavsiye etti. Pervin Hayrullah, ayrıca, zaman yetersizliği nedeniyle söz alamadığı "Hukukun Üstünlüğü" konulu 4. oturum için yazılı müdahalede bulundu. Yunanistan'da hukukun üstünlüğünün son dönemde yükselen bir değer olmaktan çok uzak olduğunu, azınlıklar açısından da hukuksuzluk söz konusu olduğunu, Türk ve Makedon azınlığın tanınmadığını, azınlıkların bir sonraki gün hangi haklarından mahrum kalacaklarını bilmediklerini dile getirdi.
Avrupa Batı Trakya Türk Federasyonu adına Aykut Gariboğlu 6, 7. ve 8. oturumlarda söz alarak Türk Azınlığın sorunlarını dile getirdi.
13 Eylül'de hoşgörü ve ayrımcılık yapmama başlıklı oturumunda konuşan ABTTF, Batı Trakya Türk toplumunun etnik Türk kimliğinin tanınmadığını dile getirerek eğitim ve din alanındaki ayrımcı uygulamaları dile getirdi. 240 İmam Yasası'nın Batı Trakya Türkleri üzerinde din aracılığı ile devlet kontrolünü artırmayı amaçladığını belirten ABTTF, eğitimde ise başta iki dilli azınlık anaokullarının eksilkliği olmak üzere eğitimdeki sorunları aktardı.
Aynı gün öğleden sonra gerçekleştirilen oturumda tekrar söz alan ABTTF, Batı Trakya Türklerinin uluslararası antlaşmalarla garanti altına alınmış kendi dini liderini seçme hakkının devlet eliyle gasp edildiğini dile getirerek müftülüklerin yeniden yapılandırılmasını öngören Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi taslağına karşı çıktıklarını, zira kararname ile müftülüklerin (atanmış) işleyişinin tamamıyla devlet eline geçtiğini söyledi.
14 Eylül'de hoşgörü ve ayrımcılık yapmama temalı oturumda da konuşan ABTTF temsilcisi, Batı Trakya Türklerine ait isminde "Türk" kelimesi geçen derneklerin kapatılması ya da yenilerinin kurulmasına izin verilmemesinin dernek kurma özgürlüüğünün ihlali olduğunu belirterek bu konudaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını dile getirdi. ABTTF, AİHM kararlarının uygulanmasının önünü açmak iddiasıyla kabul edilen yasanın ardından İskeçe Türk Birliği'nin yeniden iç hukuka yaptığı başvurunun Trakya İstinaf Mahkemesi tarafından reddedildiğini aktardı.
YUNAN DELEGASYONU TÜRK AZINLIK TEMSİLCİLERİNE CEVAP VERDİ
Yunanistan Delegasyonu Temsilcisi verdiği cevaplarda Trakya'nın Müslüman ve Hristiyanların ortak yaşamı adına başarılı ve örnek bir bölge olduğunu ve nefret suçu adına işlenen her olayın titizlikle incelendiğini ifade etti. 260 adet caminin açık olduğunu ve Kuran'ın devlet okullarında öğretildiğini belirten temsilci Atina'daki caminin de neredeyse tamamlandığını, yönetim kuruluna iki Müslümanın da atandığını ve ayrıca sekiz ibadethanenin de devlet tarafından resmileştirildiğini vurguladı. Batı Trakya'da müftülerin atanmasına da değinen temsilci, müftülerin aynı zamanda yargı yetkilerinin olduğunu, bu atamaların diğer devletlerin bu konudaki uygulamaları ile örtüştüğünü ve 67 yaşında müftülerin zorunlu olarak emekliye ayrılmaları gerektiğini belirtti. Geçtiğimiz haftalarda kamuoyuna yansıyan müftülük konusu ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi taslağına da atıfta bulunan temsilci, Yunanistan'ın almış olduğu kararların başta 1923 Lozan Barış Antlaşması olmak üzere uluslararası hukuka uygun olduğunu öne sürdü. Yunan Delegasyonu ayrıca önceki yıllara benzer şekilde azınlığın Türk, Pomak ve Çingene olmak üzere üç farklı etnik gruptan oluştuğunu iddia etti. Yunanistan temsilcisi Azınlığın 129 ilkokulu, pek çok derneği olduğunu ve ifade özgürlüğünün desteklendiğini belirterek azınlık basın organlarını sıraladı.