13-08-2018
Müftülük konusunda azınlık ne bekliyor?
Müftülük yasasında yapılan değişikliği, bu değişikliğin etkilerini ve
müftülük sorunuyla ilgili olarak bundan sonra yaşanabilecek muhtemel gelişmeleri ve azınlığın beklentilerini azınlık milletvekilleri ve DEB
partisi genel başkanıyla konuştuk.
13 Ağustos 2018 Pazartesi
HÜSEYİN ZEYBEK
İSKEÇE SİRİZA MİLLETVEKİLİ
Konuyla ilgili olarak GÜNDEM'in sorularını yanıtlayan SİRİZA İskeçe Milletvekili Hüseyin Zeybek, Batı Trakya Türk Azınlığı'nın en önemli sorunlarından biri olan müftülük sorununun çözüme kavuşması için bir ışık göründüğünü belirterek, bu fırsatın gerek azınlığın, gerekse devletin çok iyi değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Müftülük sorununun en büyük azınlık sorunlarından biri olduğunu hatırlatan Hüseyin Zeybek, yasa değişikliğiyle mevcut tayinli müftülerin yaş haddinden emekli edileceğini kaydetti.
Milletvekili Zeybek şöyle konuştu: "Hatırlayacaksınız, geçen yıl müftülerin yargı yetkileriyle ilgili olarak bir düzenleme yapılmış ve bu yetkiler sınırlandırılmıştı. Bununla birlikte müftülüklerin yeniden yapılandırılması ihtiyacı ortaya çıktı. Çünkü müftülüklerin şu anki çalışma sistemi günümüzden çok uzak. Bunu bir ay önce de gördük. Biliyorsunuz azınlık çocuklarının üniversiteye girişte binde beşlik kontenjandan yararlanmalarında İslam dininden olduklarına dair bir belge sunmaları gerekiyor. Bunu bugüne kadar belediyelerden alıyorlardı. Bu yıl ailelerimizi bunun için müftülüklere gönderdiler. Büyük bir karmaşanın doğduğunu gördük. Alınan bazı ücretler oldu ve ciddi bir karmaşa yaşandı. Müftülüklerin daha düzenli ve sistemli çalışan kurumlar haline getirilmesi gerekiyor. Göreve getirilecek müftü naiplerinin görevi bu olacak. Müftülükleri düzenlemek ve yeni sisteme uyumu sağlamak."
Müftülerin seçimle göreve gelmesini istediklerini vurgulayan Hüseyin Zeybek, "Tabii azınlığın bu konuda bazı beklentileri var. Batı Trakya Türk Azınlığı'nın ve onu temsil eden en azından iktidar partisi milletvekillerinin açık ve net görüşü müftülerin seçimle işbaşına gelmesidir. Tabii orada da bazı şartların olması lazım. Kim müftü olacak? Ne kadar süreliğine olacak? Müftüleri kim seçecek? Milletvekilimiz Mustafa Mustafa, yasa değişikliğinin görüşüldüğü sırada bu konuları çok güzel bir şekilde dile getirdi. Bu adımların danışılarak atılması lazım. Bir oldubittiye gelmeden yapılması gerekiyor. Şu anda çok güzel bir fırsat yakalanmışken köklü bir çözüme gidilmesi gerekiyor. Gelecek olan müftünün azınlığın kabul edeceği bir kişi ve kabul edeceği şartlarla gelmesi lazım. Bunu defalarca dile getirdik. Gelecek olan müftünün tayinle gelmesi bizim tarafımızdan kabul görmeyecektir. Tayinli birinin yerine bir başka tayinlinin gelmesi doğru olmaz ve kabul edilemez. Mustafa bey, mecliste bana göre tarihi bir konuşma yaptı. Bu olay çözüme kavuşurken diyalog yapılmasının önemine değindi. Tüm milletvekillerinin görüşü, bize, yani azınlığın temsilcilerine danışılmadan kalıcı bir çözüm olamayacağı yönünde. Ancak görüyoruz ki, diğer hükümetlerin ve bakanlıkların dokunmadığı ve ele almaktan korktuğu bu konuları hükümetimiz ele alıyor ve çözüm üretmeye çalışıyor." diye konuştu.
Yasada; görevlendirilecek müftü naiplerinin gerekli reformları yaptıktan sonra müftü seçimi ilan edildiği takdirde aday olamayacakları şeklinde madde olduğunu anlatan milletvekili Zeybek, "Tayin edilecek müftü naibi, seçim olduğu takdirde aday olamıyor. Yasa bunu söylüyor. Tabii ki seçimin ne zaman yapılabileceği konusunda bir şey söylemek şimdiden mümkün değil." ifadelerine yer verdi.
"SEÇİCİ KURUL
AKTİF DİN ADAMLARI VE MÜTEVELLİLERDEN OLUŞMALI"
Müftüleri belirleyecek seçici kurulun camilerde görev yapan aktif din adamları ve seçimle işbaşına gelmiş mütevelli heyetleri tarafından oluşmasının doğru olacağını kaydeden Hüseyin Zeybek, "En önemlisi azınlık kurumlarıyla ve temsilcileriyle bir araya gelerek, herkesin kabul edeceği bir çözümde buluşabilmektir. Bir fırsat var ve bu fırsatı ne azınlık olarak biz, ne de hükümet kaçırmamalı diye düşünüyorum." dedi.
LHAN AHMET
RODOP DEMOKRATİK İTTİFAK MİLLETVEKİLİ
Geçen hafta mecliste kabul edilen yasanın müftülüklerle ilgili idari bir işlem olduğunu söyleyen Demokratik İttifak Rodop Milletvekili İlhan Ahmet, mevcut atanmış müftülerin kısa süre sonra emekliye sevk edilmelerinin söz konusu olduğunu vurguladı.
Milletvekili İlhan Ahmet şöyle konuştu: "Bir yasa değişikliği yapılmıştır ve bir düzenleme getirilerek müftülerin 67 yaşında emekli edilmeleri kanuna bağlanmıştır. Belli bir görevi yapan kişilerin belirli bir yaşa geldikleri zaman emekli edilmeleri normaldir. Müftüler de yargıç sayılarak, diğer yargıçlar gibi emekli edilmeleri kararlaştırılmıştır. Ancak burada bir noktaya değinmek istiyorum. Müftüler her ne kadar bazı yargı yetkilerini kullansalar da anayasada belirlendiği şekliyle klasik anlamda yargıç değildirler. Yargıçlar, Adalet Bakanlığı'na bağlıdır. Müftüler artık çok sınırlı sayıda bir kitleye yargıçlık yapmaktadır. Hatta bunun çerçevesi de yapılan yasal değişiklikle çok sınırlandırılmıştır. Bu nedenle yasanın müftüleri yargıç gibi değerlendirmesini doğru bulmuyorum. Dolayısıyla müftülerin yargı yetkilerine sahip olmalarından dolayı müftü seçimi yapamıyoruz şeklinde bir yaklaşım da yanlıştır. Bunun ileri sürülmesini doğru bulmuyorum. Kaldı ki müftülerin yetkileri mevcut hükümetin hayata geçirdiği düzenlemeyle de ciddi anlamda sınırlandırılmıştır."
"AZINLIK TARAFINDAN
SEÇİLMESİ ÇOK ÖNEMLİ"
Müftülerin azınlık tarafından kabul edilmesi ve yine azınlık tarafından belirlenmesi ve önerilmesinin son derece önemli olduğunu belirten milletvekili İlhan Ahmet, "Bu çok önemli. Eğer bir çözüm isteniyorsa azınlığın taleplerine ve yıllar içinde dile getirilenlere dikkat edilmeli." dedi.
Müftüleri belirleyecek seçici kurulun toplumu temsil etmesinin önemine de vurgu yapan Rodop Milletvekili İlhan Ahmet şunları kaydetti: "Müftülerin belirlenmesi gündeme geldiğinde bunu yapacak seçici kurulun son derece olumlu olduğuna inanıyorum. Biliyorsunuz ki köylerimizde, camilerimizde görev yapan din görevlilerimiz var, imamlarımız var. Halk tarafından önerilen, seçilen, belirlenen mütevelli heyetlerimiz var. Köylüler tarafından görevlendirilen ve köylülerle sürekli irtibat halinde olan imamlarımız var. Bunların hepsinin ortak bir şekilde önereceği veya belirleyeceği birileri müftü olabilir. Geniş temsil gücüne sahip bir kurulun olması önemli. Zaten bundan yıllar önce de azınlık İbrahim Şerif ile Ahmet Mete'yi benzer bir şekilde kendi iradesiyle müftü seçmiştir."
"ESKİ YASAYA GÖRE
MÜFTÜ SEÇİMİ YAPILIRSA
AZINLIK BUNU KABUL ETMEZ"
Yasada olan ancak doğru bulmadığı bir maddenin olduğunu ifade eden Milletvekili İlhan Ahmet, "1991 yılında kabul edilen ve azınlığın kabul etmediği yasada müftü belirlenmesi için 11 kişilik bir heyetten bahsediliyor. Yani azınlığa seçilecek iki müftü eski yasaya göre çok sınırlı sayıda bir komisyon tarafından seçilmeye kalkışılırsa bu yanlış olur. Küçük bir seçici kurulla müftü seçimi yapılmamalıdır. Yapılırsa sağlıksız olur. Bunun tamamen değiştirilmesi lazım. Böyle yapılırsa azınlığın bu müftüyü kabul etmesi mümkün değildir. Azınlığın kabul edeceği, azınlığı temsil edecek bir yöntemle belirlenmesi halinde müftü kabul görebilir. Buna çok ciddi bir şekilde dikkat edilmelidir. Dolayısıyla yapılan yasa değişikliğini yarım görüyorum. Seçici kurul konusuna net ve açık bir yöntem getirilmeli ve azınlığın kabul edeceği bir formül hayata geçirilmelidir." ifadelerini kullandı.
MUSTAFA ALİ ÇAVUŞ
DEB PARTİSİ GENEL BAŞKANI
Müftülük yasasındaki değişiklikle ilgili olarak GÜNDEM'e konuşan Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş müftülük sorununa azınlığın talepleri doğrultusunda demokratik bir çözümün getirilmesi gerektiğini söyledi. "Bu sorunun çözüme kavuşturulması Batı Trakya Türk Azınlığı'nın yıllarca süren bir beklentisi olduğu gibi aynı zamanda Yunanistan demokrasisi için de bir sınav niteliğindedir" diyen Ali Çavuş, yapılan yasa değişikliğinin tek başına bir çözüm olmadığını ve soruna kalıcı bir çözüm getirilmesi gerektiğini vurguladı.
DEB Partisi Başkanı Mustafa Ali Çavuş şöyle devam etti: "Geçtiğimiz günlerde mecliste kabul edilen yasa değişikliğiyle yıllar önce devlet tarafından tayin edilen 'tayinli müftüler' şu anda yine devlet tarafından emekli ediliyor. Sorun 1985 yılında eski Gümülcine müftüsünün vefatıyla başlayan bir süreç. Tayinli müftülerle alakalı süreç keşke çözüme kavuşması için 33 yıl geçmeseydi de çok daha önce çözüme kavuşturulsaydı. Devletin bu olayda ısrarı üzerine de azınlık kendi müftülerini seçti ve dini lider olarak onları tanıdı. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı uzun yıllardan bu yana müftülük meselesine çözüm istedi. Dediğim gibi müftülük sorununa getirilecek çözüm Yunanistan demokrasisi açısından da bir sınavdır."
Azınlığın kabul edeceği bir formülün bulunmasının önemine değinen Ali Çavuş, "Müftülük sorununa kalıcı bir çözümün getirilmesi, azınlığın hassasiyetlerine ve yıllar içinde sürekli bir şekilde dile getirilen taleplere verilecek yanıta bağlıdır. Bu nedenle azınlıkla yapılacak istişare ve diyalog çok önemlidir. Azınlığımızın kabul edeceği bir müftü olmasının yanı sıra, bu müftünün seçileceği, belirleneceği yöntem de çok önemlidir. Bu iki noktaya çok dikkat edilmesi gerekiyor. Biz DEB Partisi olarak bu önemli azınlık sorununa kalıcı ve demokratik bir çözümün getirilmesini bekliyoruz. Tayinli müftülerin emekliye sevk edilmesinin tek başına yeterli olmadığı aşikardır. Bu aşamadan sonra bir sürecin başlaması gerektiği çok açık. Bu süreç müftünün seçimle belirlenmesini kapsamalıdır. Müftülerin geniş bir temsil kabiliyetine sahip bir kurul tarafından seçilmesi en doğru, en mantıklı ve en makul olan çözümdür. Bu konuda ısrarcı olduğumuzu ifade etmek isterim."
"AZINLIÄžIN BEKLENTİLERİNE, HASSASİYETLERİNE SAYGI GÖSTERİLMESİNİ BEKLİYORUZ"
Parti olarak müftülükle ilgili süreci yakından takip ettiklerini söyleyen DEB Partisi Başkanı Mustafa Ali Çavuş sözlerini şöyle sürdürdü: "Tayinli müftülerin emekliye sevk edilmelerinden sonra müftülüğe naiplerin tayin edileceği söyleniyor. Soruna getirilecek çözümün bununla sınırla olmayacağını ümit ediyorum. Yani tayinlilerin yerine başka tayinlilerin getirilmesi ve bu işin sürüncemede bırakılması gibi bir taktik izlenecekse bu büyük bir yanlış olur.
Böyle bir şey 33 yıllık sorunun daha da büyümesine yol açar. Ve bu konuda ortaya çıkan ümitlerin de yok edilesine yol açar. Din adamlarımızın ve mütevelli heyetlerinin oluşturacağı ve halkımızı temsil edecek bir kurulun oluşturulması çok önemli. Eğer müftü naipleri görevlendirilecekse bile bu süreç çok kısa olmalı ve mümkün olan en kısa dönemde müftülerin seçimle işbaşına getirilmesi için adım atılmalıdır. Müftülerin adaylığı, seçim süreci, seçici kurul ve azınlığın kabul edeceği ve saygı gösterdiği müftülerin olması gibi konularda toplumumuzun hassasiyetlerine ve beklentilerine saygı gösterilmesini bekliyor ve talep ediyoruz. Azınlık milletvekillerinden de bu konuda beklentilerimiz var. Azınlığın beklentilerini ve sorunun ciddiyetini yetkililere bu süreçte hatırlatmaları için gerekeni yapmalarını doğal olarak kendilerinden bekliyoruz. Müftülük sorunu, Batı Trakya Türk Azınlığı'nın en önemli sorunlarından biri. Bu sorunun bir çözüme kavuşması hepimizin arzusu. Bu konuda bazı gelişmelerin olacağını beklemekteyiz. Hükümetin, aşırı milliyetçi çevrelerin tepkisinden çekinerek, soruna demokratik bir çözüm getirmekten vazgeçebileceği yönünde de görüşler var. Biz bu ihtimalin uzak bir ihtimal olduğuna inanmak istiyoruz. Bu açıdan da bunun bir demokrasi ve insan hakları sınavı olduğunu söylüyorum. Demokrasinin galip gelmesini ümit ediyoruz."