16-03-2018
"Adalet sistemi Batı Trakya Türkleri için farklı kriterlerle mi hareket ediyor?"
DEB Partisi, 2016 yılında Atina'da düzenlenen etkinlikte ırkçı Altın Şafak Partisi milletvekili ve sempatizanlarından oluşan grubun etkinliği basarak, parti başkan ve yöneticileri ile etkinliği organize edenlere ırkçı tehdit ve hakaretler savurmasıyla ilgili yapılan suç duyurusunun arşive kaldırılmasına tepki gösterdi.
DEB Partisi'nin açıklamasında "Faillerin bilinmediği gerekçesi ve suç duyurusunun arşive kaldırılması en hafif tabirle gülünçtür. Bu olay aklımızda farklı soru işaretlerinin oluşmasına neden olmaktadır. Batı Trakya Türk Azınlığı ve Türk azınlığın kurum ve yöneticileri sözkonusu olduğunda ülkemiz Yunanistan adalet sisteminin farklı kriterlerle hareket etmesi azınlık üyesi vatandaşların ülkedeki hukuk, adalet ve demokrasiye olan inançlarını zedelemektedir" ifadelerine yer verildi. Açıklamda bu konuyla alakalı olarak ulusal ve uluslararası düzeyde girişimlerde bulunulacağı vurgulandı.
DEB Partisi'nin yazılı açıklaması şöyle:
"Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi ile Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği tarafından Atina'da düzenlenen etkinliğin basılarak, partimizin başkan ve yöneticileri ile etkinliği düzenleyenlere tehditlerin savrulduğu, küfür ve hakaretlere maruz kalındığı çirkin saldırıyla ilgili olarak yapılan suç duyurusunun arşive kaldırılmasını ülkemizdeki adalet için bir kara leke olarak nitelendiriyoruz.
Hatırlanacağı üzere 2016 yılı Aralık ayında DEB Partisi olarak Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği ile birlikte Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle Atina'da bir etkinlik düzenlemiş, ancak etkinlik Altın Şafak Partisi'nin milletvekilleri ve üye veya sempatizanları tarafından basılmıştı. Etkinlik öncesinde güvenlik güçleri bilgilendirilmiş olmasına rağmen etkinliğin yapıldığı salonda herhangi bir güvenlik görevlisi görevlendirilmemiş ve önlem alınmamıştı. Etkinliğin devam ettiği sırada salonu basan grup, etkinliğin yapılmasını bir süreliğine engellemiş, partimizin başkanı ve yöneticileri ile etkinliği düzenleyenlere dakikalar boyunca hakaret ve küfür etmiş ve tehditler savurmuştu.
Olaydan sonra etkinliği organize eden kurumlar olarak suç duyurusunda bulunduk ve adli kovuşturma talep etmemize rağmen, bu talebimiz yok sayılmıştır. Olayın üzerinden bir yıl sonra sözkonusu suç duyurusunun savcılık makamı tarafından arşive kaldırılmış olması karşısında şaşkınlığımızı vurgulamak isteriz.
Saldırıyla ilgili 'faillerin bilinmediği' gerekçesiyle suç duyurusunun arşive kaldırılmış olması ise olayı trajikomik hale getirmektedir. Etkinliğin yapıldığı salona yapılan baskın, partimizin başkan ve yöneticilerine yönelik ırkçılıkla dolu küfür, hakaret ve tehditlerle alakalı tüm görsel ve yazılı materyalin görmezden gelinmesi iyi niyetle açıklanamaz. 'Faillerin bilinmediği' gerekçesi ve suç duyurusunun arşive kaldırılması en hafif tabirle gülünçtür. Bu olay aklımızda farklı soru işaretlerinin oluşmasına neden olmaktadır.
Batı Trakya Türk Azınlığı ve Türk azınlığın kurum ve yöneticileri sözkonusu olduğunda ülkemiz Yunanistan adalet sisteminin farklı kriterlerle hareket etmesi azınlık üyesi vatandaşların ülkedeki hukuk, adalet ve demokrasiye olan inançlarını zedelemektedir. DEB Partisi başkan ve yöneticilerinin hedef gösterildiği, ırkçı saldırıya maruz kaldığı olay görmezden geliniyor. Öte yandan 2015 yılında parti genel merkezimize yapılan saldırı ve bu saldırı sırasında partimizin kurucusu Dr. Sadık Ahmet'in aracının alınmasıyla ilgili olay hala aydınlatılmıyor.
Bu ve buna benzer olaylar azınlığa karşı adalet ve hukuk sisteminin gereken hassasiyet gözetilerek çalışmadığını kanıtlar nitelikte.
2016 yılında Atina'da düzenlenen etkinlikte maruz kaldığımız ırkçı saldırıyla ilgili olarak yapılan suç duyurusunun arşive kaldırılmasıyla alakalı olayı basit bir olay gibi görmediğimizi belirtir, bu konuda ulusal ve uluslararası sahada girişimlerde bulunacağımızı vurgulamak isteriz."