26-06-2015
Müftülerle Ramazan sohbeti
GÜNDEM gazetesi Ramazan ayı nedeniyle, Gümülcine ve İskeçe müftüleri İbrahim Şerif ve Ahmet Mete’yle Ramazan ayı ve oruç üzerine konuştu.
Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif'le Ramazan üzerine
Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, Ramazan ayını ve Batı Trakya Türkleri açısından önemini GÜNDEM gazetesine değerlendirdi. Müftü Şerif, orucun İslam'ın beş şartından biri olduğunu hatırlatarak, yetişkin ve sağlıklı olan her kişinin bu ibadeti yerine getirmesi gerektiğini söyledi.
Oruç tutmayanlara da seslenen Müftü İbrahim Şerif, bunun alenen ortaya konulmaması gerektiğini vurgulayarak, aksi durumun toplum içinde kirliliğe neden olacağını kaydetti.
"ORUÇ TUTMAK HERKESE FARZDIR"
Tüm Müslüman aleminin Ramazan ayını kutlayan Müftü İbrahim Şerif, "Ramazan, İslamın beş şartından biridir. Peygamberimize dini emirler peyderpey gelmiş olup, Ramazan da hicretin, yani peygamberimizin Mekke'den Medine'ye gidişinin ikinci yılında, Şaban ayında farz kılınmıştır. İslam'ın beş şartından biri olduğu için akıl baliğ olan, durumu müsait olan, hasta olmayan herkesin oruç tutması aynen diğer farz ibadetler gibi herkese farzdır. Günümüze kadar inanan insanlar hep oruç tutmuşlardır. Oruç, Kur'an-ı Kerim'de ayetle ve hadis-i şerif ile sabit kılınmış, Kur'an-ı Kerim'de de bizzat emredilmiştir."
"AZINLIÄžIMIZDA DİNİNE BAÄžLI İNSANLARIN ÇOÄžUNLUKTA OLDUÄžUNU GÖRÜYORUZ"
Müftü Şerif, "Batı Trakya insanına genel manada baktığımız zaman mutaassıp olduğunu görüyoruz. Yani dinine bağlı insanların çoğunlukta olduğunu görüyoruz. Diğer toplumlara ve diğer azınlıklara bakarak Batı Trakya Türk azınlığının, şahsi ve toplumsal vecibelerini yerine getiren bir toplum olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim." diye konuştu.
"BİLE BİLE ORUÇ TUTMAYANLARIN 100 GÜNAHI VARSA, BUNU ALENEN YAPANLARIN 200 GÜNAHI VARDIR"
Bu yıl Ramazan ayının başlangıcında hava şartlarının oldukça iyi gittiğini belirten Müftü İbrahim Şerif, bunu "Alllah'ın yardımı" olarak nitelendirdiğini söyledi. Genel anlamda Batı Trakya'da Ramazan ayının iyi gittiğini, bunu imamlardan ve kendisinin ziyaret ettiği çevresinden gözlemlediğini kaydeden Müftü Şerif, oruç tutmayanlara şöyle seslendi: "Evvela dinimize göre aleniyetten kaçınmak gerekir. Dinimiz hasta olanlara, hamile olanlara, emzikli olanlara, yolcu olanlara oruç tutmama konusunda izin veriyor. Buna rağmen oruç tutmayanlara şunu söylemek istiyorum: Bizler her şeyi bilemeyiz, Allah bilir her şeyi; ama bir insan Ramazan ayında bir şeyi bile bile yiyorsa bunun bir günahı var. Örneğin oruç tutmayan insanın 100 günahı var ise, bunu alenen ve bile bile insanların gözü önünde yapar ise bunun bedeli 200'dür. Peki neden bu böyle diye soracak olursanız söyleyelim. Çünkü ortaya toplumsal bir kirlilik çıkmaktadır. Böylece toplumun ahlakını kirletmiş oluyorsun. Başta ailene ve küçük çocuklara kötü örnek oluyorsun. Halbuki bizler Müslüman olarak iyi örnek olmak mecburiyetindeyiz."
"TERAVİH NAMAZI RAMAZAN AYINA MAHSUSTUR, BU AYDA KADİR GECESİNİ ARAMALIYIZ"
Son olarak Batı Trakya Türk azınlığına seslenen Gümülcine Seçilmiş Müftüsü İbrahim Şerif, herkese hayırlı Ramazan dileklerinde bulundu. Müftü Şerif sözlerini, "Bu yıl Ramazan ayının ilk günleri havalar serin gidiyor. Bu yüzden Allah'a ne kadar şükretsek azdır. Bu vesileyle herkesin, oruç tutmaya gayret etmesini, teravih namazını kılmasını tavsiye ettiğimi söylemek istiyorum. Çünkü teravih namazı Ramazan ayına mahsus bir namazdır. Biz bununla Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen, adına süre olan Kadir gecesini, yani o mübarek geceyi arıyoruz. Kur'an-ı Kerim'de bunun hangi gece olduğu işaretli değil; peygamberimizden de bununla ilgili bir haber yok. Sadece Peygamberimizin, 'büyük ihtimal ki, Ramazan'ın son 10 günündedir" şeklinde bir tabiri var. Buna rağmen peygamberimiz başta olmak üzere, günümüze kadar bütün Müslümanlar hep teravih namazına bir ay devam etmişlerdir ve Kadir gecesini aramışlardır. O gecenin değeri de Kadir süresinde ifade ediliyor. Bunun manasını her Müslüman'ın okumasını tavsiye ederim. Ben oruç tutamayanların dahi teravih namazına gitmelerini, Kadir gecesini aramalarını ve tövbe etmelerini tavsiye ediyorum. Son olarak, Cenab-ı Allah bizlere Ramazan ayını mubarek kılsın ve sonunda da bayram yapmayı nasip etsin. Bayram günahlardan arındığımız için yapılan bayramdır. Ramazan bayramı Kadir gecesini ihya edip, Allah'a göz yaşı döküp, affına eriştikten sonra sevinçten yapılan bir bayramdır. Dolayısıyla Cenab-ı Allah bütün İslam alemine gerçek bayram yapmayı nasip etsin." diyerek tamamladı.
İskeçe Müftüsü Ahmet Mete ile Ramazan üzerine
İskeçe Müftüsü Ahmet Mete Ramazan ayını ve Batı Trakya Türkleri açısından önemini GÜNDEM gazetesine değerlendirdi. Müftü Mete, Ramazan ayında insanların ayrı bir havanın içine girdiklerini ve nefislerini terbiye ettiklerini dile getirdi.
Müftü Mete, oruç tutmayan kişilerin de oruca ve oruçluya karşı saygılı olması gerektiğini söyledi. Mete, "Kim ramazan orucundan bir günü tutmazsa, Ramazan dışındaki bütün yıl oruç tutsa, o günün sevabını alamaz. Herkes hesabını kendisi verecektir. Ancak dinimizde zorlama yoktur." ifadelerini kullandı.
"RAMAZAN'IN DİNİMİZDEKİ YERİ ÇOK BÜYÜKTÜR, BU AYDA HERKES AYRI BİR ÇALIŞMA İÇİNE GİRER"
Tüm Müslüman aleminin Ramazan ayını kutlayan İskeçe Müftüsü, "Ramazan'ın İslam dinindeki yeri çok büyüktür. Hiç bir şekilde başka bir zaman dilimiyle mukayese götürmeyen çok mübarek bir zaman dilimidir. Müslümanların kendine gelme, uyanma, insanlığı tekrar yakalama, yapmış oldukları hatalardan vazgeçme, temizlenme, Allah'a yaklaşma gibi bunların tümünün Allah'ın kuluna bahşettiği güzel bir aydır. O açıdan bütün Müslümanlar bunun farkında olurlar. Böylece ayrı bir çalışmanın içine girerek nefislerini terbiye ederler. Yanlışlarını düzeltirler. Bu yanlışlar, isterse kendileri ve Rabbi arasında olsun, isterse kendileri ve insanları arasında olsun, isterse de tamamen kendileri arasında olsun. Çünkü insanın kendine karşı da yaptığı yanlışlar hatalar olabilir. O açıdan Müslümanlar bu güzel zaman diliminin farkında olup, 'Nasıl bu zaman dilimini en güzel şekilde geçiririm' diye özel bir çalışma içinde olurlar." ifadelerini kullandı.
GÜNDEM'in, "Sizce Batı Trakya Türk azınlığı Ramazan ayını nasıl ifa ediyor, bu konudaki izlenimleriniz ve görüşleriniz nelerdir?" sorusuna Müftü Mete, "Batı Trakya Türk azınlığı eskiden olduğu gibi dini yaşantısına sahip çıkmıyor." yanıtını verdi.
"ESKİDEN İNSANLAR ORUÇ TUTMAYA ÇALIŞIR, ORUÇ TUTMAYANLAR DA ONLARA SAYGI GÖSTERİRDİ"
Müftü Mete, "Eskiden insanlar oruç tutmaya çalışır, oruç tutmayanlar da onlara saygı gösterirdi. Böyle güzel bir uyum vardı. Dolayısıyla oruç tutmayanlar belli olmaz, hiç kimse de sıkılmazdı. Tutmayanlar gizli yer, içer en azından karşısındakilere saygı gösterirlerdi." dedi.
Günümüzde bazı gençlerin artık dışarıda yiyip içtiğini ifade eden Müftü Mete, bu kişilerin oruçluya ya da oruca karşı saygı göstermediğini söyledi. Batı Trakya Türk azınlığının orucunu tutanıyla tutmayanıyla birlikte yürümek zorunda olduğunun altını çizen Mete, "Bu azınlığın her zaman birlik ve beraberlik içinde olması gerekir. Bu toplumun inlarının basit ya da önemli işlerde birbiriyle karşı karşıya gelmemesi gerekir. " diye konuştu.
"KİM RAMAZAN ORUCUNDAN BİR GÜNÜ TUTMAZSA, RAMAZAN DIŞINDAKİ BÜTÜN YILI ORUÇ TUTSA, O GÜNÜN SEVABINI ALAMAZ"
Hiç bir şikayeti ya da zorunluluğu olmaksızın oruç tutmayanların çok büyük bir kayba uğradığını vurgulayan Mete sözlerine şöyle devam etti: "Hz. Peygamberimiz buyuruyor ki; 'Kim Ramazan orucundan bir günü tutmazsa, Ramazan dışındaki bütün yıl oruç tutsa, o günün sevabını alamaz.' Dolayısıyla Ramazan ayındaki oruç ibadeti çok önemli ve farz bir ibadettir. Tutmayanlara da kalkıp hakaret edilmesi ve söylenilmesi elbette ki düşünülemez. Çünkü dinde zorlama yoktur, herkes hesabını kendisi verecektir." diye konuştu.
"LÜTFEN HERKES SEVDİKLERİNİ, SEVMEDİKLERİNİ İFTAR SOFRALARINA ÇAÄžIRSINLAR"
Mete, "İftar sofrası dargınlıkları bitiren, Allah'ın bereketini arttırdığı, birlik, beraberlik ve kardeşliğin pekiştiği sofralardır. Lütfen herkes sevdiklerini, sevmediklerini iftar sofralarına çağırsınlar. Teravihler yine aynı şekilde insanların gönüllerinin bedenler gibi yanyana dizildiği tespih taneleri gibidir. İnsanlarımız bunu da dolu dolu yaşasınlar. Ramazan'da ayrıca, ihtiyaç sahibi insanlara yardım elimizi uzatmamız gerekir. Ramazan öyle güzel bir aydır ki, Allah'ın bu ayda bereketi sağanak sağanak yağıyor. Bundan istifade etmeyi herkese tavsiye ediyorum. " ifadelerini kullandı.
"RAMAZAN BAYRAMI ŞEKER BAYRAMI DEÄžİLDİR"
İskeçe Müftüsü sözlerini şu ifadelerle tamamladı: "Ramazan bayramı, şeker bayramı değildir. Öyle şekerle tuzla bayram olmaz. Ramazan'ın getirdiği hoşnutluktan, rızadan dolayı şeker dağıtılır. Bayramda muhakkak akrabalarınızı, komşularınızı, dostlarınızı, dargın ve küskün olduklarınızı ziyaret edin. Ziyaret edin çünkü insanların gönlünden Allah rızası geçer. İnsanların gönlünü kazanmak çok önemlidir. Tüm İslam alemine ve azınlığımıza hayırlı Ramazanlar ve bayramlar diliyorum."