03-08-2017
Azınlık anaokulu yerine, "tercümanlı anaokulu"...
Batı Trakya'daki altı anaokulunda hayata geçirilecek pilot uygulamanın başlamasını öngören yasal düzenleme mecliste kabul edildi.
Azınlık üyesi öğrencilerin olduğu altı devlet anaokulunda hayata geçirilecek sözkonusu uygulama; sınıfta Yunanca öğretmeninin yanısıra çocukların anadilini bilen bir kişinin bulunmasını öngörüyor.
Pilot uygulama, geçtiğimiz günlerde Yunanistan'daki üniversite eğitimini ilgilendiren ve mecliste görüşüldüğü sırada yoğun tartışmalara neden olan yasayla birlikte kabul edildi.
Bu çerçevede Eğitim Bakanlığı'na bağlı Eğitim Politikaları Enstitüsü, Batı Trakya'daki azınlık üyelerinin yaşadığı bölgelerdeki anaokullarda pilot uygulamayı hayata geçirecek.
Program, yüksek öğretim kurumlarından mezun, her iki dili bilen bir azınlık üyesinin, anaokul sınıfında görevli öğretmenle birlikte çalışmasını öngörüyor. Eğitim Politikaları Enstitüsü'nün açıklamasına göre; pilot uygulama, azınlık üyesi anaokulu öğrencilerinin okul öncesi eğitim sürecine uyumunun sağlanması, Yunanca'nın daha iyi öğrenilmesi, dengeli dilsel ve zihinsel gelişimlerinin sağlanması ve öğrencilerin ilkokulun ilk sınıflarına daha iyi hazırlanmalarını amaçlıyor.
Program, yeni eğitim yılında Batı Trakya'daki altı anaokulunda uygulamaya girecek.
Bu arada azınlık mensubu öğrencilerin olduğu altı devlet anaokulunda hayata geçirilecek uygulama çerçevesinde görev alacaklar için başvuruların başladığı ve 4 Ağustos 2017 Cuma günü sona erdiği bildirildi.
AZINLIK TÜRKÇE - YUNANCA EÄžİTİM VERECEK AZINLIK ANAOKULLARI TALEP EDİYOR
Hükümetin sözkonusu pilot uygulamaya hayata geçirmesiyle, azınlığın iki dilli anaokulları açılması talebini dikkate almadığı şeklinde yorumlandı. Batı Trakya Müslüman Türk Azınlığı kurum ve temsilcileri son on yılda çeşitli vesilelerle azınlık ilkokulları modelinde olduğu gibi, Türkçe - Yunanca eğitim verecek azınlık anaokulları açılması talebini dile getirmiş ancak bu talep bugüne kadar hükümetler tarafından dikkate alınmamıştı.
Sözkonusu uygulamanın planlanması ve meclis gündemine getirilmesi sürecinde, azınlık eğitim kuruluşları ve azınlık eğitim camiasıyla diyalog ve istişare yapılmaması en önemli eleştirilerden biri olarak öne çıkıyor.