DEB Partisi'nin açıklamasında yazar Soti Triandafilu'nun yazısında ileri boyutta İslam karşıtı görüşlere yer verdiğini vurgulayarak "Yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı 'ifade özgürlüğü' maskesiyle servis edilemez" görüşüne yer verildi.

"YABANCI DÜŞMANLIÄžI VE İSLAM KARŞITLIÄžI 'İFADE ÖZGÜRLÜÄžÜ' MASKESİYLE SERVİS EDİLEMEZ"
Yazar Soti Triandafilu'nun kaleme aldığı makale nedeniyle Irkçılıkla Mücadele Savcılığı tarafından soruşturma başlatılmasından sonra yaşanan gelişmeleri ilgi ve kaygıyla takip etmekteyiz.

Yazar Soti Triandafilu'nun aşırı dozda İslam karşıtlığı içeren, ileri boyutta İslamofobik makalesi üzerine "Irkçılık Suçları Gözlemciliği" yöneticisi ve Uluslararası Helsinlik İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Temsilcisi Panayotis Dimitras tarafından Triandafilu aleyhine yapılan suç duyurusu üzerine, yazar hakkında dava açılmış ve sözkonusu davanın 21 Temmuz 2017 tarihinde görüşüleceği açıklanmıştı.

Dava tarihinin belli olmasıyla birlikte sosyal medya ortamında ve basında Irkçılıkla Mücadele Savcılığı'na suç duyurusunda bulunan Panayotis Dimitras aleyhine yorumlar ve yazar Triandafilu'nun sözde ifade özgürlüğünü savunan haber ve yorumları yoğun bir şekilde kamuoyunu meşgul etti.

"TERÖRÜ BİR KEZ DAHA LANETLİYORUZ"
DEB Partisi olarak öncelikle şunu ifade etmek isteriz ki; hiç bir terör saldırısını, masum insanların can güvenliğini tehdit eden ve insanların yaşam hakkını ortadan kaldıran her türlü aşırılığı ve saldırıyı ne gerekçeyle olursa olsun hoş görmüyoruz, haklı görmüyoruz. Terör her zaman insanlığın en büyük düşmanı olmuştur. DEB Partisi olarak zamanında yaptığımız gibi, sadece Paris'teki saldırıları değil, masum insanların hayatına kasteden tüm terör saldırılarını bu vesileyle bir kez daha lanetliyoruz.

"TOPLUMA NİFAK SOKMAYA VE FARKLIYA KARŞI DÜŞMANLIÄžI KÖRÜKLEMEK HOŞGÖRÜLEMEZ"

Bayan Soti Triandafilu'nun adli kovuşturmaya tabi olduğu makalenin son derece yabancı düşmanlığıyla dolu bir yazı olduğunu üzülerek vurgulamak isteriz. DEB Partisi olarak, toplum arasına nifak sokmanın ve "farklı" olan herşeye karşı kin ve düşmanlığı körüklemenin dışında bir amaca hizmet etmeyen bu hareketleri hoş görmediğimiz ifade etmek isteriz.

"Fanatik Müslüman senin kafanı kesendir, ılımlı Müslüman ise başını kesmeleri için seni tutandır" , "İslam diğer dinler gibi bir din değildir, İslam politik bir programdır, barbarlaştırma ideolojisidir" , "İslamcılardan çektiklerimiz (sadece terör değil, günlük baskı ve nefret içerek davranışları) Batı'nın Doğu ülkelerindeki "müdahalelerine" değil, İslam'ın savaş yanlısı doğasına bağlıdır."

"İFADE ÖZGÜRLÜÄžÜNÜN SINIRLARI AŞILMIŞTIR"
Yazar Soti Triandafilu'nun makalesinde kullandığı bu ifadelerler ileri boyutta İslam karşıtlığı örneği sergilemiştir. "Saldırı" ve "hakaret" içeren bu tür görüşler ifade özgürlüğünün sınırlarını aşmakta ve halkı "farklı" olana karşı açıkça kıştırtmaktadır. Ülkemiz Yunanistan'da Batı Trakya bölgesinde asırlardır varlığını sürdüren ve bugün yaklaşık 150 bin Müslüman Türkün yanısıra ülke genelinde yaşayan yüzbinlerce Müslümanın olduğu dikkate alınmadan kaleme alınan bu tür yazıların, toplumda ne tür sonuçlar doğuracağını sayın Triandafilu acaba aklından geçirdi mi?

İslam dinini "barbarlaştırma ideolojisi" olarak tanımlamakta bir sakınca görmeyen bir yazarın aydın ve entellektüel kişiliğinden şüphe ediyoruz. Bu bağlamda sayın Soti Triandafilu'nun makalesiyle ilgili suç duyurusunda bulunan Panayotis Dimitras aleyhine yapılan saldırıları da doğru bulmadığımızı vurgulamak isteriz.

"NEFRET TOHUMLARI EKECEK HAREKETLERDEN KAÇINILMASI GEREKİR"
İfade özgürlüğü ve basın hürriyetini sonuna kadar destekleyen bir parti olarak, özellikle de dünyamızın içinde bulunduğu süreç dikkate alınarak, yabancı düşmanlığını kışkırtacak, toplumlar arasında kin ve nefret tohumları ekecek hareketlerden özenle kaçınılması gerekirtiği belirtmek isteriz.

Toplum arasına nifak sokmak, İslam düşmanlığı yapmak, halkı kıştırtmak, herkesin kınaması gereken terör saldırılarını bir dine ve o dinin dünya üzerindeki yüzmilyonlarca mensubuna maletmek "ifade özgürlüğü" maskesi altında servis edilemez!

DEB Partisi olarak konuyla ilgili adli süreci yakından takip ettiğimizi belirtir, farklı renkleri barındıran toplumlar arasında hoşgörü ve barış içinde uyumlu yaşam anlayışına karşı yapılan tüm hareketleri kınadığımızı bir kez daha ifade etmek isteriz.