35 kıyafetin sergilendiği defile katılımcılardan tam not alırken, gecede düzenlenen konser, el işi ürünleri ve fotoğraf sergisinde birlik, barış mesajları verildi.

Trakya Üniversitesi Dış İlişkiler Kurum Koordinatörlüğü öncülüğünde gerçekleştirilen Batı Trakya Gecesi, duygusal anlara sahne oldu. Edirne'deki etkinikte, "Gelenekten Geleceğe Batı Trakya Türk Kadını Giysileri Defilesi", el işi ürünleri ve fotoğraf sergisi düzenlendi.

Birlikte yaşamının ve aynı kültüre sahip olmaktan dolayı ortak geçmişin izlerini taşıyan geceye, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu başta olmak üzere, Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı ve eşi Hülya Akıncı, Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Edirne Temsilcisi Kubilay Haliloğlu, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

"738 BATI TRAKYALI ÖÄžRENCİ"

El işi ürünlerinin ve fotoğraf sergisinin gezilmesinin ardından program saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Balkan Kongre Kültür Merkezi'nde yapılan gecede açılış konuşmasını Batı Trakya Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Edirne Temsilcisi Kubilay Haliloğlu yaptı. Haliloğlu konuşmasında azınlık olarak geçmişte çok sıkıntı yaşadıklarını belirtti. Haliloğlu, ortak değerlere sahip çıktıklarını ve bu davranışı sürdüreceklerini dile getirerek, "Lozan Antlaşması'ndan itibaren Batı Trakya'da azınlık olarak bırakılarak, dünya konjonktürüne bağlı birçok sıkıntıları yaşayarak bugünümüze gelmiş bulunmaktayız. Yaşadığımız büyük sıkıntılara rağmen yılmadan ayakta kalmayı başardık. Ayakta kalmamızdaki en büyük etken kültür değerlerimize sahip çıkmamız olmuştur. Geçmişten günümüze kadar kültürüne ve mirasına her zaman sahip çıkmış Batı Trakya Türkleri, eğitim konusunda Türkiye'ye, özellikle Edirne'ye yönelmektedir. Şu anda Trakya Üniversitesi'nde eğitim gören 738 Batı Trakyalı öğrenci bulunmaktadır." ifadelerini kullandı.

"EDİRNE BATI TRAKYA'NIN KENDİSİDİR"

Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolosu Ali Rıza Akıncı da Batı Trakya Türklerinin medeni ve barışçıl bir topluluk olduklarını vurguladı. Ortak kültürel değerlere sahip olunduğundan dolayı aslında gece kapsamında anlatılan hikayenin Edirne'nin ta kendisi olduğunu söyleyen Akıncı şunları kaydetti: "Sizlere sınırın öte yanından selamlar getirdim. Dünyanın en demokrat, barışçıl medeni topluluklarının selamını getirmenin onurunu yaşıyorum. Batı Trakya Türkleri, Yunan devletine bağlı, kamu düzenine saygılı, hiçbir zaman şiddete başvurmamış, kendi hakkını ararken hiçbir zaman şiddete başvurmamış bir topluluktur. Hem geleneklerine ve değerlerine bağlıdır, bunları koruma noktasında hassastır; hem de modern dünyayı takip etme konusunda uyanıktır. Ekonomik olarak daha çok tarım ve hayvancılığa bağlı olmakla birlikte şaşırtıcı bir şekilde eğitime önem veren, bazı köylerde 100'ün üzerinde üniversite mezunu olan bir topluluktur. Bizler, bütün dış Türkleri, akraba topluluklarını seviyoruz. Ama sadece sevmek yetmiyor. Birbirimizi daha iyi tanımak zorundayız. Bir Batı Trakya Türkü 'Batı Trakya da neresi' sorusuyla karşılaştığında ya da 'Siz Türkçe'yi nerede öğrendiniz' sorusuyla karşılaştığında yeterince üzülüyor. Bazen birbirimizi yeterince iyi tanımadığımızı görüyoruz. Bunu derinleştirmek durumundayız. Birbirimizi daha derinden tanıdıkça, birbirimize ne derece ihtiyacımız olduğunu göreceğiz. Bu programın amacı budur. Batı Trakya ve o bölgedeki birçok yerleşim yeri geçmişte idari ve kültürel olarak Edirne'nin yörüngesinde olan bir uzantısıdır. Dolayısıyla burada anlatılacak olan Edirne'nin hikayesidir."

"EDİRNE'NİN PENCERESİ: BALKANLAR"

Son olarak organizasyona ev sahipliği yapan Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Balkanlar'ın Edirne'nin penceresi olduğunu söyledi. Trakya Üniversitesi olarak Batı Trakya topraklarına ne gibi faydaları olabileceklerini düşünerek hareket ettiklerini ifade eden Tabakoğlu konuşmasında şunları söyledi: "Edirne, çok önemli ve kutsal bir yer. Osmanlı'nın buraya ilk ayak basmasıyla başkent olmuş bir yer. İstanbul'u fethetmiş bir şehir. Bir medeniyet kurulmuş burada, özellikle bir Balkan imparatorluğu kurulmuş, evlatlarını yetiştirmiş burada. Tarihte bugüne gelindiğinde Balkanlar, bugünkü haliyle şekillenmiş, ama Edirne ve Türkiye'nin aklı, gönlü, fikri oradadır. Orasında bir sızı olduğu zaman bir tarafı acımış gibi acır. Orada bir sevinç olduğu zaman burada olmuş gibi sevinir. Birbirilerinden ayrı topraklar değildir. Oradaki milletler de her ne yaşanmışsa arada bir birliktelik vardır. Yakına geldiğimiz zaman aslında ne kadar çok benzediğimizi fark ederiz. Çok uluslu bir medeniyet kurmuş Edirne'yi tekrar burada oluşturabiliriz diye düşünüyoruz. Kendi değerlerimizi Balkanlar'da gün yüzüne çıkartıp, biz burada sizinleyiz, bizden ayrı değilsiniz derken, diğerlerine de biz barış için buradayız, dostluğumuz size yarar mantalitesiyle hareket ediyoruz."

"EMREDİN YAPALIM"

Kendisinin de Balkan göçmeni bir ailenin çocuğu olduğunu aktaran Tabakoğlu, eğitimdeki kaliteyi artırarak Batı Trakya'ya faydalı olmak istediklerini vurguladı. Tabakoğlu, "Dediğimiz gibi Edirne aslında Balkan'a bakar. Orayı görür, penceresi orasıdır. Ondan sonra dünyayı, Avrupa'yı görür. Batı Trakya zaten bizden bir parça, bizim bir uzvumuz. Kendimizden ayrı görmüyoruz. Trakya Üniversitesi olarak bize ne düşüyor, ne gibi faydalarımız olur diye düşünüp o şekilde hareket etmekteyiz. Üniversite olarak eğitim anlamında oradaki evlatlar bizim evlatlarımızdır. Güvenle teslim edebilirsiniz. Eğitim anlamında ilerlemek istiyoruz. Kaliteyi yükseltmek istiyoruz. Tanım olarak yabancı öğrenci diye geçiyor; ben bunu özellikle kullanmıyorum. Misafir öğrenci diyorum. Bizim öğrencimiz diyorum. Ben de Balkan göçmeni bir ailenin çocuğu olarak camilerimize, mezarlarımıza bekçi kalmış sizlere borçlu olduğumuzu düşünüyorum. O yüzden ne emrederseniz, söyleyin yapalım." diye konuştu.

Program defile ve Batı Trakya'dan gelen sanatçılar tarafından verilen konserle devam etti.