Dünya İşkenceyle Mücadele Örgütü (OMCT) Uluslararası Sekreterliği 12 Aralık 2016 günü Atina'da DEB Partisi ile Helsinki İnsan Hakları İzleme Komitesi Yunanistan Gözlemciliği tarafından düzenlenen etkinlik sırasında aşırı sağcı Altın Şafak Partisi tarafından yapılan saldırı ile ilgili açıklamada bulundu.

"Dünya İşlenceyle Mücadele Örgütü, 'Toplanma özgürlüğüne saldırı, aşırı sağcı Altın Şafak Partisi'nden azınlık hakları savunucularına karşı tehdit ve taciz' başlıklı vaka raporunda Yunan makamlarından 12 Aralık 2016 olaylarıyla ilgili şikayetin derhal ve etkili bir şekilde araştırmasını ve sorumluların adalete teslim edilmesi talep edildi.

Merkezi İsviçre'nin Cenevre kentinde bulunan Dünya İşkenceyle Mücadele Örgütü (OMCT) , Yunanistan'daki azınlık hakları savunucularının güvenliğinin garanti altına alınması için gerekli tedbirlerin alınmasını istedi.

Dünya İşkenceyle Mücadele Örgütü (OMCT) tarafından yayınlanan 6 Ocak 2017 tarihli açıklamada Yunanistan'da azınlık hakları ile ilgilenen insan hakları savunucularının tacizlere maruz kaldığını bildirdi.

12 Aralık 2016 tarihinde aşırı sağcı Altın Şafak partisi üyesi altı parlamenter ve diğer üyelerin, Yunan Helsinki İzleme Örgütü (GHM) ve Dostluk Eşitlik Barış Partisi tarafından Atina Gazeteciler Birliği'nde 'Dünya İnsan Hakları Günü' vesilesiyle düzenlenen etkinliğe yaptıkları baskını hatırlatan OMCT, saldırı sırasında, altı Altın Şafak Partisi Milletvekili ve takipçilerinin etkinliğin yapıldığı salona girerek ırkçı sloganlar eşliğinde katılımcıları tehdit ettiğini belirtti. Olay esnasında katılımcılara karşı sözlü taciz ve ölüm tehditlerinin yanı sıra özelikle DEB Partisi Genel Başkanı Mustafa Ali Çavuş'a yönelik ölüm tehditlerinin duyulduğunu kaydeden Dünya İşkenceyle Mücadele Örgütü (OMCT) ayrıca "Türkler Yunanistan'da istenmiyor" şeklinde sloganlar atıldığını vurguladı.

VERİLEN SÖZE RAÄžMEN GÜVENLİK ÖNLEMİ ALINMAMIŞTIR"

OMCT'nin açıklamasında etkinlik öncesinde etkinlik sırasında güvenlik önlemlernin alınacağı konusunda Yunanistan Helsinki İzleme Komitesi'ne söz verilmesine rağmen, Yunan polisinin katılımcıların güvenliğini korumak, ifade ve toplanma özgürlüğünü sağlamak için herhangi bir önlem almadığı belirtildi.

Ayrıca Yunan savcılıkları ve polisin, Altın Şafak üyeleri tarafından şiddet ve tehdit içeren bu eylemi takiben herhangi bir işlem yapmadığı ve herhangi bir fiili faaliyette bulunmadığı kaydedilerek Yunanistan Helsinki İzleme Komitesi ve DEB Partisi'nin, Altın Şafak milletvekillerine ve polis yetkililerine karşı Atina Irkçılık Suçları Savcılığı'na şikayette bulundu hatırlatıldı.

OMCT Uluslararası Sekreterliği, Yunanistan'daki azınlık hakları savunucularının durumunun kritik olduğunu hatırlatarak, insan hakları savunucularının, sınırdışı, giriş yasakları ve diğer idari taciz ve tehditlere maruz kaldıklarını dile getirdi.

Dünya İşkenceyle Mücadele Örgütü (OMCT) Uluslararası Sekreterliği, Yunan makamlarından 12 Aralık 2016 olaylarıyla ilgili şikayetin derhal ve etkili bir şekilde araştırmasını ve sorumluların adalete teslim edilmesini talep etti.

9 Aralık 1998'de kabul edilen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucuları Birdirgesi hükümlerine uymaya, Yunanistan'daki tüm azınlık hakları savunucularına karşı taciz eylemlerine son verilmesini isteyen OMCT, azınlık hakları savunucularının güvenliğinin sağlanması için gerekli önlemlerin alınmasını, 12 Aralık 2016 tarihinde Atina'da meydana gelen olaya ilişkin sorumluların tespit edilmesi bunların yasalarca öngörülen şekilde cezalandırılmadı için kapsamlı, tarafsız ve şeffaf bir araştırma yapılması, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'ne ve Yunanistan tarafından onaylanan uluslararası ve bölgesel insan hakları belgelerine uygun şekilde insan haklarına ve temel özgürlüklere saygı gösterilmesini talep etti.

OMCT'nin Uluslararası Sekreterliği, sözkonusu olayda da görüldüğü gibi, azınlık hakları savunucularının Yunanistan'daki genel durumu konusundaki derin kaygısını dile getirerek, Yunan makamlarında insan ve azınlık hakları savunucularının güvenliğini sağlamak, meşru insan hakları çalışmalarını gerçekleştirebilmek, ifade ve örgütlenme özgürlüğü haklarını korumak için gerekli tüm önlemleri almaları çağrısında bulundu.