24-10-2016
Fakirlik sınırı oldu "sefalet sınırı"
Finlandiya'dan Katar'a kadar ekmek parası peşinde!
AVRUPA Birliği'nin istatisik kurumu Eurostat, Yunanistan'da yaşayan vatandaşların üçte birinin fakir sınıfına girdiğini ve sosyal dışlanmayla karşı karşıya olduğunu açıkladı. GÜNDEM, ekonomik krizin Batı Trakya'ya etkilerini ticaret odası yöneticileriyle konuştu. Yetkililer, Batı Trakya Türk azınlığının ekonomik krizden son derece olumsuz etkilendiği belirken, yoksulluk ve işsizlik oranının Yunanistan ortalamasının çok üzerinde olduğunu ifade ettiler. Ekonomik kriz nedeniyle işini kaybeden Batı Trakya Türkleri, Finlandiya'dan Katar'a kadar farklı ülkelerde kendilerine gelecek arıyorlar.
EUROSTAT RAPORU
Eurostat'ın raporuna göre, Yunanistan'da yaşayanların üçte biri fakir ve sosyal dışlanmayla karşı karşıya. Bu rakam AB'de ise dörtte bir oranında.
2015 yılında Yunanistan nüfusunun %35,7'si (3,8 milyon insan) fakirlik ve sosyal dışlanmayla karşı karşıydı. Bu oran 2008'de %28,1'di.
AB'de ise aynı oran 2015 yılında %23,7 (toplam 118,8 milyon insan) olarak kaydedildi.
Eurostat'a göre, bir insanın fakirlik ve sosyal dışlanma durumu aşağıdaki kriterlerden birini veya daha fazlasını yaşamasına bağlı:
1- Milli gelir ortalamasının %60'tan aşağısına sahip olmak;
2- Temel tüketim maddelerinden mahrum olmak;
3- Gerekli ekonomik sorumlulukları yerine getirememek;
4- İşsizlikle karşı karşıya olmak.
Yunanistan’da halkın %21,4’ü fakirlik içerisinde yaşarken, %22,2’si yardıma muhtaş durumda. %16,8’i ise işsizlik tehlikesiyle karşı karşıya. AB’de ise bu oranlar %17,3, %8,1 ve %10,5 olarak seyrediyor.
Bu durum Bulgaristan ve Romanya'da ise daha kötü. Bulgaristan'da nüfusun %41,3'ü fakirlik ve sosyal dışlanmayla karşı karşıya. Bu oran Romanya'da ise %37,3.
Fakirlik ve sosyal dışlanmanın %20'nin altında olduğu ülkeler ise şöyle
:
1- Çek Cumhuriyeti: %14.
2- İsveç: %16
3- Hollanda ve Fillandiya: %16,8
4- Danimarka ve Fransa: %17,7
BATI TRAKYA'DAKİ DURUM
Eurostat'ın yayınladığı rakamlar ışığında, Batı Trakya'daki azınlık üyesi meslek odaları yöneticileriyle bölgemizdeki durumu değerlendirdik. GÜNDEM'e konuşan yetkililer Batı Trakya'daki durumun çok daha ciddi boyutta olduğunu belirterek, fakirlik ve işsizlik oranının ülke ortalamasının üzerinde olduğunu kaydettiler. Son altı yıl içinde tüm göstergelerin olumsuz olduğuna dikkat çeken azınlık mensubu yöneticiler, önlem alınmaması ve yatırımların teşvik edilmemesi durumunda bölge ekonomisinin daha da kötüye gideceğine dikkat çektiler.
İşsizlikle mücadele etmeye çalışan Batı Trakyalı soydaşlar çoğu kez çareyi yurt dışında arıyor. Bu nedenle Finlandiya'dan Katar'a kadar birçok ülkeye aileleriyle veya tek başına göç eden Batı Trakya Türkleri ekmek parası peşinde koşturuyor.
İBRAHİM HALİL HASAN
(RODOP TİCARET VE SANAYİ ODASI YÖNETİM KURULU ÜYESİ - TİCARET BÖLÜM BAŞKANI)
"Burada hayat her geçen gün daha da zorlaşıyor. Eurostat tarafından açıklanan verilen bizim için sürpriz değil. Son yıllarda zaten bölgemizde yaşanan kriz gözle görülür ve herkes tarafından hissedilir bir hal aldı. Bizler azınlık olarak çok zor günler yaşıyoruz. Bundan 10 yıl önce çok daha rahat bir şekilde alışveriş yapabiliyor iken, günümüze baktığımızda insanlarımızda bir çekingenlik var. İnsanlar alışveriş yapamıyor. Bir şey alacaksa birkaç kez düşünüyor. Alışverişlerin ciddi anlamda düşmüş durumda olduğunu söyleyebilirim. Özellikle 2016 yılında krizin etkisi azınlık insanı üzerinde çok olumsuz oldu. Son yıllarda bölgedeki ticaret hacminde yüzde 70'lere varan bir düşüş olduğunu söylemek istiyorum. Bunun yanında azınlık insanının gelir kaynağının daha çok tarıma dayalı olduğu için, bu sektörde yer alanların girdilerinde ciddi bir azalma olduğunu görüyoruz. Örneğin son günlerde çoğu kişi destek primlerinin ödenmesini bekliyor. Dolayısıyla şu anda bölgede var olan ticaretin, prime endekslenmiş bir ticaret olduğunu söyleyebilirim. İnsanlar alışveriş yapmaktan çekiniyor. Taksitle alışveriş olayı çok arttı. Herkes borçlanıyor. Sigorta primlerini düzenli ödeyebilen esnaf sayısı çok azaldı. Dolayısıyla Eurostat'ın açıkladığı rakamlar çok doğru. Biz bunu günlük tebrübemizden anlıyoruz. Hatta bu oranlar bizim bölgemizde çok daha fazla diyebilirim."
"KAPANAN İŞYERLERİNİN YERİNE SERMAYE GEREKTİRMEYEN KÜÇÜK DÜKKANLAR AÇILIYOR"
Ekonominin bu hale gelmesinin sebeplerinden biri masrafların, vergilerin çok artması ve girdilerin çok azalmış olmasıdır. Bir de bunun yanında bölgemizde yaşanan işsizlik ve buna bağlı olarak yaşanan bir göç olayı söz konusu. Bu da bölgedeki ticareti ciddi anlamda olumsuz yönde etkilemeye devam etmektedir. Ticaret Odası olarak elde ettiği en son verilere göre, küçük esnafların kapandığını, bunun yerine daha çok hazır yiyecek ve kahve işletmelerinin açıldığını görüyoruz. Tabii bu gibi işletmeler çok fazla sermaye gerektirmeyen işletmeler ve çok rahatlıkla açılabilen işletmelerdir. Ancak bu ve benzeri işletmeler bölge ekonomisine pek katkı sağlamıyor.
"PSİKOLOJİK İYİMSERLİK KALKINMANIN İLK ADIMIDIR"
Yunanistan vatandaşlarının üçte birinin fakir olduğu söyleniyor. Bu istatistiki verilerin bölgemiz için daha fazla olduğunu söyleyebilirim. Yani bizim bölgemizde yoksulluk daha da fazla. Öncelikle tüm bu olumsuz atmosferden kurtulmamız için kesinlikle karamsar olmamamız gerekir. Bence psikolojik iyimserlik kalkınmanın ilk adımıdır. Bunun için öncelikle çalışmak gerekir. Bölgede iş imkanlarını arttırabilmemiz için hepimizin bir konsensüs içerisinde çalışması gerekir. Bunun yanında Avrupa Birliği programlarından en iyi şekilde yararlanmamız gerekir. Aynı şekilde bölgedeki tarım sektörünün de daha güçlü bir şekilde desteklenmesi şart.
"KRİZLERDEN KENDİMİZE YENİ FIRSATLAR YARATABİLİRİZ"
Bizlere komşu olan ülkelerden, özellikle Türkiye'den alabileceğimiz ürünleri, Avrupa'da, diğer bölgelerde ticari anlamda en iyi bir şekilde pazarlayabilirsek, iş adamı olarak bu konuda hem kendimize katkı sağlamış olacağız, hem de bölge ekonomisinin atağa geçmesini sağlamış olacağız. Krizler hiç bir zaman kalıcı olmamış, hep geçisi olmuştur. Bunun iyi atlatılması gerekir. Krizlerden kendimize fırsatlar yaratarak, yeni bir çalışma metoduna girebiliriz. Fakat bölgeye yatırımların gelmesi lazım. Yatırımların gelmesi için de uygun şartların oluşturulması gerekiyor. Bunlar olmadan yatırım da olamaz."
MEHMET MOLLA AHMET
(TRAKYA TİCARET FUARI ORGANİZASYON KOMİTESİ BAŞKAN YARDIMCISI)
"Ekonomik anlamda çok ciddi sorunlarımız var. Açıklanan rakamlar elbette ki gerçeği yansıtan rakamlar. Belki bazı bölgelerde durum daha da kötü olabilir. Bundan yaklaşık 10 yıl önce böyle bir durumdan bahsetmek mümkün değildi. Ancak şu andaki duruma baktığımızda durum maalesef tam tersi. Alacaklı defterim son yıllarda çok kabarık. Bunun yanında ekonomik krizle birlikte cebimdeki para azaldı.
"ÇİFTÇİLER BİZ ESNAFLARIN TEMELİNİ OLUŞTURMAKTADIR"
Çiftçiler biz esnafların ana destekçisini oluşturmaktadır. Dolayısıyla çiftçinin maddi durumu iyi olmadığı zaman bizim gibi esnaf olanların işleri nasıl iyi olsun. Bölgemizde 100 tane fabrikanın olduğu söyleniyordu. Bunların şu anda maalesef 10 tanesi çalışır durumda. Kaldı ki, bu 10 fabrikanın da ancak yüzde 50 kapasiteyle çalıştığını söyleyebilirim. Tüm bu gelişmelere karşılık maalesef bir önlem alındığını da göremiyorum. Hükümet bizlere 'Kasamızda para var' diyor ama, bu kastedilen para bizim cebimizden vergilere ve diğer giderlere ödenen paralardır.
"BİR KİŞİ GELİP BU YILKİ FUARA KATILMA BAŞVURUSUNDA BULUNMADI"
Bizler ülke olarak üretime geçmezsek bu iş kötüye gider. Zaten kötü, ama daha da kötüye gider. Ülke olarak üretim noktasında ne yapabiliriz, ne üretebiliriz ve ürettiğimiz ürünleri kime satabiliriz gibi soruları sormamız lazım. Bu konularda öncelikle etrafımızdaki komşu ülkelere bakmamız gerekir diye düşünüyorum. Ben aynı zamanda Trakya Ticaret Fuarı Organizasyon Komitesi Başkan Yardımcılığı görevini yürütmekteyim. Geçen yıl bölgemizde olan fuarla ilgili elimden geleni yapmaya çalıştım. Bulgaristan ve Türkiye'ye giderek, bu ülkelerdeki oda temsilcileriyle, iş adamlarıyla görüşmeler yaptım. Bunun sonucunda buradaki fuara yaklaşık 150 misafir getirdim. Bu yıl maalesef aynı komitede görev almama rağmen bir kişi gelip fuara katılma başvurusunda bulunmadı. Hakikaten son dönemde moralim bozuldu. Ben her zaman olaylara ümitle bakan birisiyim. Fakat son dönemde bu ümidimi yitirdim.
"HERŞEYDEN ÖNCE SANAYİCİYE ELEKTRİK FİYATININ DAHA UCUZ OLMASI GEREKİR"
Burada öncelikle kendimize bakmak gerekir. Acaba bölgemiz yabancı yatırımcı için cazip bir bölge değil mi? Örneğin benim adım Yaşar veya İvan. Eğer ben bu fabrikanın sahibi olmama rağmen, fabrikaya giremezsem ve işçiler de buna izin vermezse bu iş nasıl olur? Burada demek istediğim, ekonomi sisteminin işleyişinin sorgulanması gerekir. Dolayısıyla durum böyle olunca, bu yatırımcı için de cazip gelmiyor. Kısacası eğer bölgeye yatırım istiyorsak bunu yetkililerin daha cazip hale getirmesi gerekir diye düşünüyorum.
Çok basit bir örnek verecek olursak sanayiciye elektrik fiyatının daha ucuz olması gerekir. Bunun örneklerini diğer ülkelere bakıldığında oldukça fazla olduğunu görüyoruz. Şu anda Yunanistan geneline baktığımızda kapanan dükkanlar, açılan dükkanlardan çok daha fazla. Açılan dükkan ve işletmelere de baktığımızda yiyecek dükkanı veya kahveci. Dolayısıyla insanlar daha ciddi bir yatırım yapmaya korkuyor.
"ÇOK SAYIDA MÜŞTERİM ALMANYA VEYA HOLLANDA'YA GİTTİLER"
Bölgemizde ekonomik krizden dolayı yaşanan göç olaylarına baktığımızda, yurt dışına yönelik çok fazla bir göç yaşandığını görüyoruz. Civar köylerden çok sayıda müşterim vard; genelde Hollanda'ya, ya da Almanya'ya göç ettiklerini öğreniyorum. Peki bu gidenler memnun mu? Hayır, onlar da memnun değil. Ama burada bir iş olmadığı için başka bir ülkeye çalışma amacıyla gitmeyi bir çıkış yolu olarak görüyorlar. Burada kalanlar da zor idare ediyor. Alışverişi borçla yapıyor. Ödemeleri taksitle yapıyor. Heryerden kesmeye çalışıyor. Yoksulluk da, işsizlik de artmış vaziyette. İşin en kötü yanı ise bu olumsuz gidişata dur diyecek ciddi bir önlemin alınmaması. 2016'nın sonuna geldik. Altı seneden beri ekonomi geriliyor. Yatırımları teşvik edici bir önlem hayata geçirilmedi. Ekonomiyi yüksek verilerle düzeltmek mümkün mü? Ben buna inanmıyorum. Çünkü manzara ortada."
SALİH KAHYA
(İSKEÇE İNŞAAT İŞÇİLERİ SENDİKASI BAŞKANI)
"Batı Trakya ve özellikle de İskeçe ili Yunanistan'ın inşaat işçisi deposu gibi. Ancak inşaat sektöründe bölgemizde iş bulmak neredeyse imkansız hale geldi. İnşaat işçileri çok azaldı. Sebep tabii ki ekonomik kriz. Bitmek bilmeyen ekonomik kriz bu sektörü iyice öldürdü. Şu anda işsizlik sigortası alanların büyük çoğunluğu inşaat işçilerinden oluşuyor. İnşaat işçilerinin yapmış olduğu gelir beyannamelerine bakacak olursak, bir çoğunun gelir bölümünün sıfır olduğunu görebiliriz. Dolayısıyla İskeçe'nin Balkan kolu bölgesinde yaşayan inşaatçıları göz önünde bulundurursak, fakirlik sınırının üçte bir oranında değil çok daha yüksek seviyelerde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Hatta buna sefalet sınırı bile diyebiliriz. Durum ne yazık ki bu.
"NEREDEYSE AVRUPA'NIN YARISINDA BATI TRAKYALI SOYDAŞLARIMIZ VAR"
Şu anda inşaat işçilerine baktığımızda eli ayağı tutan ve 50 yaşın altında olanların bir çoğunun yurt dışına gittiğini söyleyebilirim. Son zamanlarda bazı soydaşların da Bulgaristan'a inşaat işçisi olarak gittiğini öğrendim. Türkiye'de güneş panelleri yapımında ve aynı zamanda elektrik üreten rüzgar panellerinin inşaasında işçi olarak çalışan Batı Trakyalı Türkler var. Ayrıca Finlandiya'da bir nükleer enerji santralinin yapımında çalışan soydaşlarımız var. Bunun yanında Katar'da, Sırbistan'da daha çok inşaat sekötüründe çalışan insanlarımız var. Daha önce İskeçe'de, Gümülcine'de ve Yunanistan'ın farklı yerlerinde ekmek parası kazanan inşaat işçilerimiz son dönemde çeşitli Avrupa ülkelerindeki tersanelerde çalışmak üzere evlerinden, köylerinden uzaklaştılar. Neredeyse Avrupa'nın yarısında Batı Trakyalı soydaşlarımız var. Bu insanlar buradaki işsizlik yüzünden yurt dışına çıkıp sağlıksız işlerde çalışıp ailelerini geçindirmeye çalışıyorlar. Anlaşılacağı üzere durumun bölgemiz açısından çok ciddi ve vahim boyutlara ulaştığını söyleyebilirim.
"BU AÄžIR VERGİLER OLDUÄžU SÜRECE VE YATIRIM OLMADAN UFUKTA BİR IŞIK GÖRÜNMÜYOR"
Bölgemizde yaşayan 50 yaş ve üzerinde çok sayıda soydaşımız, işsizlik yüzünden sigortalarını ödeyemez durumda. 50 yaşın üzerindekileri çocukları bakıyor. Bu insanlar da köylerinde birşeylerle oyalanmaya çalışıyor. Masrafları azaltıp kıt kanaat geçinmeye çalışanların sayısı her yıl biraz daha artıyor. Artık siz düşünün halimizi. Bu olumsuz durumun değişmesi için hiç bir önlem alınmıyor. 2-3 yılda bir çıkan 5 aylık veya 8 aylık geçici işçi alımı programlarıyla bu durum çözülemez. İşsizlikle mücadele bu şekilde yapılamaz. Bu adamlar 5 ay sonra yine işsiz kalıyor. Dolayısıyla ülkede bu ağır vergiler olduğu sürece ve yatırım olmadan, yeni iş sahaları açılmadığı sürece maalesef ufukta bir ışık görünmüyor. Açıklanan verilere baktığımızda Yunanistan'da üç kişiden birinin fakirlikle karşı karşıya olduğu ortaya çıkıyor. Fakat emin olun ki bizim Batı Trakya'mızda bu oranlar çok daha yüksek. İskeçe'nin Balkan kolunda ise ve özellikle de inşaat işçileri arasında bu rakamlar çok daha kötü durumda. Devlet şapkasını önüne alsın ve bu durumu düzeltmek için, iş imkanları oluşturmak için çare arasın. Bundan sonra vergilere zam yapsalar da insanlar bunu ödeyemez."
SERKAN HATİP
(İSKEÇE TİCARET VE SANAYİ ODASI YÖNETİM KURULU ÜYESİ)
"Ülkemiz Yunanistan'ın son yıllarda ekonomik bir darboğazda olup çok sıkıntılı günler geçirmekte olduğu aşikar. Avrupa’da ortalama işsizlik oranları %8,6 iken bu rakam Yunanistan’da %23,5. Bu alanda rekor bizim elimizde. Gençlerde ise bu rakam iki katından da fazla; tam 50,3 %. Burada da rekor bizde. Bazı Avrupa ülkelerinde bu rakamlar 3,9 % (Malta), 4,2 % (Almanya), 5 % (Britanya) seviyelerine düşmüş. İnsan açıkçası merak ediyor nasıl oluyor da Avrupa Birliği içerisindeki ülkelerde işsizlik oranlarında bu kadar büyük rakam farklılıkları oluyor.
"DURUM BİZDE DAHA VAHİM"
Batı Trakya’ya baktığımızda durum Yunanistan genelinden de vahim. Azınlık toplumu yaşadığı bölgelerde iş bulamayınca, ister istemez soluğu yurt dışında alıyor. Gençlerimiz maalesef Avrupa ülkelerinde veya Arap ülkelerinde iş bulmak için ailelerini geride bırakarak kilometrelerce uzaklara gitmek zorunda kalıyor.
"İŞYERİ SAYISI 6.500'DEN 5.000'E DÜŞTÜ"
Son yıllarda İskeçe Ticaret ve Sanayi Odası verilere göre, İskeçe'nin Balkan kolunda iş yerleri sayısı bundan 5 yıl önce 337 iken bu rakam 200’e düşmüş. Bunun yanında Ticaret Odası'nda İskeçe ilinde kayıtlı iş yerleri bundan 7 - 8 sene 6.500 iken bu rakam son dönemlerde 5.000 civarına düşmüş. Tüm bu olumsuz gelişmelerin yanında bölgemizdeki işletme sahiplerini çok olumsuz etkileyen bir durum da Bulgaristan’dan yapılan kayıt dışı ticarettir. Bu rakamın Balkan bölgesinde %70'e kadar vardığı söyleniyor. Bu sebepten dolayı bu bölgede bir çok esnaf ve iş adamımız işletmelerini kapatmak zorunda kalmıştır.
"ÖZEL SEKTÖRE DESTEK VERİLMESİ ŞART"
Son dönemlerde tüm bu olumsuz gelişmeler bölgemizde ve toplumumuzda bir çok intihar vakalarının duyulmasına sebep olmuştur. Ülkemiz Yunanistan özel sektöre destek vermez ve bölgemize has teşvik programları hayata geçirmez ise yaşadığımız bu olumsuz tabloların tekrarlanması maalesef kaçınılmaz olacaktır."