23-09-2024
Batı Trakya’da Azınlık Eğitimi, Encümen Heyetleri ve Devletin Tutumu
Batı Trakya Türk Azınlığı, eğitim başta olmak üzere birçok alanda önemli zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Azınlık eğitiminin sürdürülebilirliği ve niteliği, özellikle Yunanistan devletinin tutumu ve politikalarından etkilenmektedir. Eğitim alanındaki gerilimlerin en önemli sebeplerinden biri de okul encümen heyetlerinin yetkilerinin kısıtlanmasıdır.
Batı Trakya Türk Azınlığı, eğitim başta olmak üzere birçok alanda önemli zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Azınlık eğitiminin sürdürülebilirliği ve niteliği, özellikle Yunanistan devletinin tutumu ve politikalarından etkilenmektedir. Eğitim alanındaki gerilimlerin en önemli sebeplerinden biri de okul encümen heyetlerinin yetkilerinin kısıtlanmasıdır.
Okul encümen heyetleri, anlaşmalarla statüsü belirlenen azınlık eğitimi uyarınca Batı Trakya Türk azınlık okullarında öğretmen atamaları ve diğer konuların yanı sıra okulun genel işleyişi gibi konularda söz sahibi olması gereken azınlık eğitim kurumlarıdır. Ancak Yunanistan devleti, zaman içinde bu heyetlerin yetkilerini kısıtlayarak azınlığın kendi okulları üzerindeki söz hakkını zayıflatmıştır. Bu durum, Türk azınlığın eğitim haklarına doğrudan bir müdahale olarak görülmektedir.
Yunanistan’da Batı Trakya Türk azınlığı, Lozan Antlaşması gibi uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınan eğitim haklarına sahip olmasına rağmen, bu hakların uygulanmasında büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Azınlık okullarının işleyişinde, azınlık toplumunun, yani öğrenci velilerinin temsilcisi olan encümen heyetlerinin rolünün daraltılması, eğitim üzerinde devletin merkezi kontrolünü arttırmaktadır. Bu durum, azınlık toplumunun eğitim üzerindeki etkisini sınırlandırmakta ve azınlık okullarında kültürel ve dilsel ihtiyaçların yeterince dikkate alınmaması sonucunu doğurmaktadır. Ayrıca, okul encümen heyetlerinin devre dışı bırakılması, toplum içinde güven sorunlarına yol açmakta ve Yunanistan devleti ile Türk azınlık toplumu arasındaki ilişkileri daha da zora sokmaktadır.
Bu sürecin bir diğer önemli boyutu, Batı Trakya Türk Azınlığının Yunanistan devleti nezdinde dile getirdiği taleplerin karşılıksız kalmasıdır. Türk azınlık, eğitimde Türkçe - Yunanca çift dilli eğitimin kalitesinin arttırılması, okul binalarının iyileştirilmesi ve azınlık eğitiminin genel şartlarının iyileştirilmesi gibi temel taleplerde bulunmaktadır. Ancak bu talepler uzun yıllardır görmezden gelinmektedir. Yunanistan devleti, bu taleplere yanıt vermediği sürece azınlık toplumunun eğitim alanındaki sıkıntıları devam etmektedir.
Azınlık eğitimi konusunda karşılanmayan talepler, Batı Trakya Türk Azınlığı ile Yunan devleti arasındaki ilişkilerin daha da gerginleşmesine neden olmaktadır. Eğitim, azınlık toplumunun kimliğini koruma ve dilini yaşatma konusunda kritik bir öneme sahiptir. Ancak Yunanistan’ın azınlık eğitimine yönelik kısıtlayıcı politikaları, bu kimliğin korunmasını da zorlaştırmaktadır. Yunanistan devleti, azınlık okullarında reform yapılması taleplerine karşılık vermemekte ve bu konuda diyalog yollarını kapalı tutmaktadır. Bu da azınlık toplumu arasında eğitimle ilgili ciddi bir güvensizlik duygusu yaratmaktadır.
Batı Trakya Müslüman Türk toplumu, vatandaşı olduğu Yunanistan devletinin azınlık eğitimini ve azınlık okulunu yıllar içinde “bitirmek” istediğine inanıyor. Son yıllarda azınlık toplumu içinde bunun yaygın bir kanaat haline geldiğini söylemek gerekir. Devletin, azınlık eğitiminin kalitesinin yükseltilmesi amacıyla azınlık tarafından dile getirilen talep ve beklentileri karşılamazken, zor şartlara rağmen azınlık okulunu yaşatmak adına etkin olmaya çalışan Encümen Heyetleri ve öğrenci velilerine karşı kısıtlayıcı, önleyici ve adeta yasaklayıcı bir tutum ve davranış ortaya koyması soru işaretleri yaratıyor. Taleplerimiz karşılanmıyor, isteklerimize cevap verilmiyor, azınlık okulunun kalitesinin iyileştirilmesi için beklentilerimiz görmezden geliniyor. Bu yetmiyor, azınlık okulu için bir şeyler yapmaya çalışan veliler ve Encümen Heyetleri, Okul Aile Birlikleri de engelleyici bir tutumla karşı karşıya kalıyor. Peki ama neden?
Yunanistan devleti veya devlet adına konuşan veya icraatta bulunan resmi makamlar, azınlık okullarının en önemli kurumu olan Encümen Heyetlerinin ve dolayısıyla velilerin kendi okullarında faal olmasını, aktif olmasını, eğitim kalitesinin iyileştirilmesi için verdiği uğraşları, adeta “egemenlik haklarına saldırı” gibi yorumluyor. Bu yaklaşım yanlış olduğu gibi son derece sağlıksız bir tutum.
Sonuç olarak, Batı Trakya Türk Azınlığının eğitim alanındaki taleplerinin karşılanmaması, anlaşmalara ve teamüllere aykırı olarak okul encümen heyetlerinin yetkilerinin kısıtlanması, faaliyet alanının daraltılmaya çalışılması, azınlık toplumunun eğitim hakkına yapılan bir müdahale olarak değerlendirilmektedir. Encümen heyetleriyle ilgili durumun son dönemde ciddi anlamda arttığını yeri gelmişken vurgulamak isterim.
Yunanistan devleti, bu sorunu çözmek adına azınlık ile yapıcı bir diyalog geliştirmeli ve uluslararası anlaşmalarla güvence altına alınmış eğitim haklarına saygı göstermelidir. Eğitim alanında yaşanan bu sorunlar, yalnızca azınlık toplumunu değil, aynı zamanda Yunanistan’ın demokratik yapısını ve uluslararası itibarını da etkileyen önemli bir mesele olarak ele alınmalıdır.