Rodop milletvekili İlhan Ahmet icraatlarıyla yeni tartışmalara neden oluyor. Geçtiğimiz günlerde Yunan meclisinde eşcinsel çiftlerin evlenmesi ve çocuk sahibi olmalarına imkan tanıyan yasa tasarısını onay veren tek azınlık milletvekili oldu.

Herşeyden önce İlhan Ahmet'in bu konuyla ilgili olarak toplum içinde eleştirildiğini not etmek gerekiyor. İlhan Ahmet, dört azınlık milletvekili arasında bu oylamaya katılan ve "evet" oyu veren tek milletvekili oldu. Elbette ki özgür iradesiyle istediği yasaya istediği oyu verme hakkına sahiptir. Ancak Batı Trakya Müslüman Türk Toplumunun değer yargılarına büyük oranda ters düşen bir konuda toplumun eleştiri hakkını kullanması da gayet doğal.

Bir de tabii ki şöyle bir soru var: "Azınlık milletvekilleri büyük ölçüde toplumsal bir mesele olan bu gibi konularda oy kullanırken, toplumun değer yargılarını dikkate almalı mı, yoksa sadece şahsi düşüncelerini
mi ön planda tutmalı?"

Bu durumda İlhan Ahmet'in toplumun büyük çoğunluğunun hassasiyetlerine göre değil, kendi kişisel düşüncelerine, partisinin veya Yunanistan'da bazı çevrelerin beklenti ve taleplerine göre oy kullandığı anlaşılıyor. Bir süredir İlhan Ahmet'te gözlemlenen "eksen kayması" bu konuda da kendisini göstermiş oldu.

Geçtiğimiz günlerde Kathimerini gazetesine yaptığı açıklamalar da bunu açıkça gözler önüne seriyor. İlhan Ahmet, vatandaşlara hak veren bir düzenlemeye hayır demesinin mümkün olmadığını belirtti. Öte yandan eşcinsel çiftlerin çocuk edinmesine imkan veren maddeye ise "hayır" dediğini açıklayarak, oluşabilecek toplumsal tepkiyi de yumuşatmaya çalışıyor. Kendi yayımladığı videoda ise bu yasaya kendisini oy vermesinin, yasanın kabul veya ret edilmesinde bir önemi olmadığını belirterek, tercihinin çok da önemli olmadığını söylemeye çalıştı.

Ahmet, Kathimerini gazetesine verdiği röportajda Türkiye'nin Gümülcine Başkonsolsoluğuna da değiniyor. Hatta, eski bir başkonsolosla karşı karşıya geldiğini iddia ediyor ve başkonsolosun Yunan meclisi üyesi bir milletvekiline olumsuz davranış içinde olduğunu öne sürüyor.

İlhan Ahmet'in son icraatları sadece Yunanistan'da değil Türkiye basınından da tepki çekiyor. Türkiye ile Yunanistan arasındaki yakınlaşmaya medya boyutundan katkı yapmaya çalışan Milliyet ve Kathimerini gazeteleri bu gayretlerini sürdürüyor.

Milliyet gazetesi genel yayın yönetmeni Özay Şendir'in 23 Şubat 2024 tarihli yazısı bu açıdan son derece önemli.
Şendir'in yazısı aynen şöyle:

19 litrellik bir damacana su düşünün.

Birisi, o suya haberimiz olmadan iki damla idrar karıştırsa, suyu içer ve bir şey anlamayız.

Buna karşın o damacanaya gözümüzün önünde iki damla idrar karıştılırsa o suyu içmeyi midemiz kaldırmaz.

Bir süredir Türk-Yunan ilişkilerinde yaşanan normalleşmeyi temiz su olarak düşünüp devam edelim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Mayıs'ta Türkiye'yi ziyaret edecek olan Yunanistan Başbakanı Miçotakis, bu sürecin arkasında duruyor, suyun zehirlenmesine izin vermiyorlar.

Buna karşın Yunanistan'ın Başbakanı olma hayalini gerçekleştirmek için Dışişleri Bakanlığı dönemini sonuna kadar Türkiye düşmanlığı yaparak geçiren şimdiki zamanın Milli Savunma Bakanı Dendias, o suyu kirletmeye çalışıyor.


***

Yunanistan Başbakanı Miçotakis, akıllı bir adam, Dendias'ı Dışişleri Bakanlığı'ndan Yunanistan'dan çok kendi siyasi hedefleri için çalıştığını fark ettiği için aldı ve siyasi muhataplık konusunda çok alan bulamayacağı Savunma Bakanlığı'na kaydırdı.

Fakat Dendias durmuyor. Atina-Ankara yakınlaşmasının başladığı ilk günden beri sürecin aleyhinde çalışmaya ve konuşmaya devam ediyor.

Yunanistan Milli Savunma Bakanı Dendias'ın son marifeti şu oldu;

Yunanistan, Türkiye'nin silahsızlandırılması gerektiğini söylediği adalardan birinde tatbikat yaptı.

Türkiye de bu tatbikata havada Notam, denizde Navtex ile cevap verdi.

Yakınlaşma süreci demek sorunları konuşarak çözme çabası demek, o güne kadar ülkeler pozisyonlarını koruyorlar haliyle.

***

Dendias, önce sorun olacağını bile bile tatbikata izin verdi, Ankara tepki gösterince de, "Türklerle dost olunmaz" naralarına başladı.

Dendias'ın siyasi ihtirası ve amacı belli, yaptıklarına şaşırmıyorum ama ona destek veren PASOK Milletvekili İlhan Ahmet'e şaşıyorum.

İlhan Ahmet, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu.

Türkiye'nin Yunanistan topraklarında gözü olmadığını en iyi bilen isimlerden birisi olması gerek. Son dönemde Yunanlıdan çok Yunanlı olma çabasıyla Türkiye'nin Gümülcine Başkonkolosu'nu hedef göstermek gibi işler yaptı.

O zaman radarıma girmişti, geçen hafta eşcinsel evliliğe evet dediği için bu kişiyle ilgili şikayet mailleri aldım ama önemsemedim.

Sonuçta Yunanistan'ın milletvekili, dilediği, içine sindirdiği her kararı verebilir, kimse karışamaz.

Ancak İlhan Ahmet'in, Kathimerini'ye verdiği röportajda Dendias ile aynı çizgide buluşması hepimizin hayatını etkileyen bir nokta.

Dolayısıyla burada da sorgulanması kaçınılmaz bir sonuç...

***

Milliyet olarak Türk-Yunan yakınlaşmasına katkı sağlamak adına Kathimerini başta olmak üzere Atina'daki dostlarla çalışmaya devam ediyoruz.

Atina'da da, burada da sürece inanmayan insan sayısı az değil.

Sürece inanmamak başka şey, kişisel menfaatler adına süreci baltalamaya çalışmak başka bir şey...

Bizim barışı konuşma, temiz suyu koruma ve çoğaltma çabamıza, Dendias ve İlhan Ahmet gibilerin sözleri iki damla olmaya devam edecek.

Tarih herkesi layık olduğu şekilde yazacak sonuçta...