15-12-2023
Basitleşen canlar ve duyarsızlaşma!
Çocukluğumda evimin yanında bulunan camiden sela sesini duyunca üzülür, yaşlı birinin vefat ettiği aklımda canlanır, nitekim sonuç olarak da genelde öyle olurdu.
Çocukluğumda evimin yanında bulunan camiden sela sesini duyunca üzülür, yaşlı birinin vefat ettiği aklımda canlanır, nitekim sonuç olarak da genelde öyle olurdu.
Bundan uzun yıllar önce yakından tanıdığım bir çocuğun trafik kazasında hayatını kaybettiğini duyunca şok olmuştum. Genç olarak birinin kaybı beni derinden etkilerken, toplumun da verdiği tepkilerin ne derece uzun sürdüğünü ve üzüntü duygusunun üst düzeyde yaşandığının gözlemini yapabilmiştim. Civarlarda nadir duyulan amansız hastalıklar ve bu hastalıklarla mücadele eden kişilere karşı empati kurmak ve yardım etme çabası uzun bir periyoda yayılabiliyordu.
Aslında çok değil, 10 yıl içerisindeki vakalara baktığımız zaman özellikle amansız hastalıklarla mücadele edenlerin sayısının ne kadar artış gösterdiğini ve bu yüzden ne kadar çok ölümlerin gerçekleştiğini herkes farkediyor ve kabul ediyordur. Buna, gençlerin ani ölümlerinin artışı, intahar vakalarının artışı da dahil. Tıpkı bir telkin etkisiyle toplumlara yansıyan bu vakalar, insanoğlunun devamlı maruz kaldığı bu olaylara karşı direnç veya duyarsızlaşmayı da artırdı. 'Kullan-at' felsefesinin yaygın olduğu, artık anlık bilginin çok hızlı bir şekilde yayıldığı ve yazılı basının yani gazetenin değerinin bu vesileyle düştüğü gibi bizler de bu duygularımızı hızlı yaşam tarzımıza yansıtıp, anlık olayı hızlıca öğütüp bir sonraki olayın haberine odaklanma eğilimine kapıldık.
Yakın yıllarda yaşanan pandemide verilen kayıplar, kazadan veya hastalıklardan vefat edenlerin sayısındaki artışlar, halihazırda devam eden savaşlarda görebileceğimiz en üzücü karelere maruz kalmak, artık yarının yaşanabilecek olan benzer olaylara karşı bizi "daha güçlü" veya "duyarsız" programlanık bir hale soktu. Ancak bizler olayların olgusuna odaklanıp, olguyu basite indirgemek yerine, algımıza yönelip, algımızın sadece can kayıplarına değil de tüm toplumsal konulara karşı duyarlılığığında ve insancıl yapısında devam etmesi adına derin bir düşünce içine girmeliyiz.