09-12-2023
'Aleyhimize algı yaratmayı bırakıp, taleplerimizle ilgilenin'
İskeçe Azınlık Ortalokulu -Lisesi Encümen Heyeti, okul binası ve son dönemde bu konuyla ilgili olarak basında ve kamuoyunda yaratılmak istenen algı hakkında yazılı açıklama yayımladı. Çoğunluk basınının bina sorunu yaşayan İskeçe Müzik Okuluna destek veren yayınlara yer verirken azınlık Ortaokulu - Lisesinin talep ve mücadelesini görmezden geldiği belirtilen açıklamada, Eğitim Bakanlığı Din İşleri Sekreteri Yorgos Kalancis'in açıklamaları da değerlendirildi.
İskeçe Azınlık Ortalokulu -Lisesi Encümen Heyeti, okul binası ve son dönemde bu konuyla ilgili olarak basında ve kamuoyunda yaratılmak istenen algı hakkında yazılı açıklama yayımladı. Çoğunluk basınının bina sorunu yaşayan İskeçe Müzik Okuluna destek veren yayınlara yer verirken azınlık Ortaokulu - Lisesinin talep ve mücadelesini görmezden geldiği belirtilen açıklamada, Eğitim Bakanlığı Din İşleri Sekreteri Yorgos Kalancis'in açıklamaları da değerlendirildi.
Encümen Heyetinin yayımladığı açıklamada, "Tüm yetkililerden beklentimiz, aleyhimize algı yaratmayı ve bizi küçümsemeyi bırakıp, haklı taleplerimizle bir an evvel ilgilenmeleridir. Demokrasi bunu gerektirir." ifadelerine yer verildi.
Açıklama şöyle:
"İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi Encümen Heyeti olarak, Okul Aile Birliği yönetimiyle birlikte, İskeçe Ortaöğretim Müdürlüğü'nün okulumuza ve öğrencilerimize reva gördüğü uygulamanın düzeltilmesi için sarf ettiğimiz çabanın, bazı çevrelerce yadırgandığını, küçümsendiğini ve hatta bu çaba ile dalga geçildiğini görmekteyiz. Ülkemiz Cumhurbaşkanı ve Başbakanına hitaben hazırladığımız açık mektubun yayınlanmasından sonra bu durum tüm çıplaklığı ile bir kez daha ortaya çıkmıştır. Her ne kadar bu açık mektup tüm Yunan basınına gönderilmiş olsa da, çoğu bunu yayınlamamayı tercih etmiştir. Bazı yayın organları ve yetkisiz kişiler de kendilerine göre mektuba yanıt vermiştir. Basına yansıyan yorumlar ve özellikle de, Eğitim Bakanlığı Din İşleri Genel Sekreteri sn. Kalancis'in verdiği röportaja istinaden, tarafımızca işbu açıklamayı yapma gerekliliği doğmuştur.
Sorumlusu olmadığımız bir sorunun çözümlenmesi için, Encümen Heyeti olarak, başta İskeçe Ortaöğretim Müdürlüğü olmak üzere, bölgedeki bütün yetkililerin kapısını çaldık ve maalesef basın yoluyla iddia edilenlerin aksine tarafımıza hiç olumlu yaklaşılmadı. Tam tersi vardiyalı eğitim konusunda sonuna kadar ısrar edildi. Çeşitli çözüm önerilerinde bulunduğu iddia edilen İskeçe Ortaöğretim Müdiresinin önerisi sadece vardiyalı eğitimdi ve sadece bu durumda bodrum katındaki sınıfların kullanılmasına izin verilecekti. Peki, vardiyalı eğitimde bu sınıflar tehlikeli değilken sadece sabah eğitiminde neden tehlikeli olmaktaydı? Burada iyi niyet nerede?
Encümen Heyeti tarafından EFA yetkililerine bodrum katındaki sınıflarla ilgili şikâyette bulunulduğu yalanı ısrarla söylenmeye devam etmektedir. Encümen Heyeti, EFA heyetine genel olarak bina sorunundan bahsetmiş olup, bodrum katlarındaki sınıflara değinmemiştir. Binanın mevcut durumu kaynaklı kapasite eksikliği nedeniyle bodrum katındaki sınıflar dahi kullanılmaktadır. Sorunun bodrum katı boyutu bundan ibarettir. Ancak yetkili makamlar bu konuya takılı kalmakta, konuyu çarpıtmaktadır. Ziyaret sonrası yapılan basın açıklaması resmi adreslerimizde hâlâ mevcuttur ve o açıklamada bodrum katlarından hiç bahsedilmemektedir. Bundan başka, devlet okullarında bodrum katlarındaki sınıfların kullanımı yasaklanmazken, okulumuzda böyle bir uygulamaya gidilmesinin yasal dayanağı var mıdır? Tarafsız (!) çoğunluk basını bu konuya neden hiç değinmemektedir?
Tüm bu gelişmelerin akabinde ülkemizin Başbakanı ve Cumhurbaşkanını bilgilendirmek ve kendilerinden yardım talep etmek neden eleştiri konusu yapılmaktadır? Azınlık mensubu vatandaşlar olarak buna dahi hakkımız yok mudur? İlimizde bina sorunu yaşayan devlet okullarının bu sorunlarının müsebbibi biz miyiz ki, bu konulara hiç değinmemekle eleştiriliyoruz? Peki, bizim haklı mücadelemize çoğunluktan istisnalar hariç, kaç kişi destek verdi?
Yeri gelmişken açıkça belirtelim ki, bina sorunu yaşayan müzik okulu öğrencilerinin mücadelelerini desteklemekteyiz ve umarız ki, sorunları bir an evvel çözümlenir. Ancak, yine yeri gelmişken belirtmeliyiz ki, kendilerine özellikle basın yoluyla verilen mutlak destek bizim öğrencilerimize verilmedi. Aksine, öğrencilerimizin ve velilerimizin mücadelesi eleştirildi, talepleri ciddiye alınmadı ve karşılanması yönünde ciddi adım atılmadı. Bu tavır hâlâ devam etmektedir.
Şimdi Sayın Kalancis'in açıklamalarına bakalım;
İskeçe Ortaöğretim Müdürlüğü tarafından talebimizin karşılandığını belirtirken de, kamuoyunu yanıltma çabası içerisindedir. Zira taleplerimiz yazılı olarak Genel Sekreterlik pozisyonunda bulunduğu Bakanlığa da iletildi. Ayrıca, herhalde buradaki yetkililerle yaptığımız görüşmelerden ve varılan mutabakattan da haberdardır ve o mutabakata neden uyulmadığını herhalde kendisi bizden daha iyi biliyordur.
Sayın Kalancis, İskeçe Ortaöğretim Müdiresinin İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi protestosu esnasında mükemmel hareket ettiğini vurgulamaktadır. Bu destek, devletin azınlık çocuklarına ayrımcılık yaptığına işaret etmektedir. İskeçe Ortaöğretim Müdiresinin, okulumuz öğrencilerinin protestosunda makamında dahi bulunmamayı tercih ederken, müzik okulu öğrencilerini "kahramanlar" diyerek karşılaması, bu ayrımcılığın en bariz örneğidir ve bunu üstlerinin bilgisi ve talimatıyla yaptığı ortadadır.
Algı yaratan, azınlığı aşağılayan ve talepleri dalgaya alan sn. Kalancis, Encümen Heyetinin ruhsat konusunda üzerine düşenleri yapmadığını belirtmektedir. O zaman biz de kendisine soralım, ilgili heyetin tespit ettiği eksikliklerden hangisi yerine getirilmemiş? Kendisine bağlı olan (oysa anlaşmalar gereği özerk olması gerekirdi), İskeçe Vakıf idaresi kendilerine bu konu ile ilgili ilettiğimiz yazıya neden hâlâ cevap vermemiştir. Yoksa bu yazıya verilecek cevap engellenmekte midir? Cevap verildi, durum ortaya çıktı ve tüm eksiklikler tüm taraflarca giderildi diyelim, İskeçe Azınlık Ortaokulu ve Lisesi'nin sorunları çözülecek midir? Böyle bir irade var mıdır?
Tüm yetkililerden beklentimiz, aleyhimize algı yaratmayı ve bizi küçümsemeyi bırakıp, haklı taleplerimizle bir an evvel ilgilenmeleridir. Demokrasi bunu gerektirir."